- 1705 Okunma
- 20 Yorum
- 0 Beğeni
Toplu Mezarlık Santrali
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
11 Eylül 1981... Mavi renkli hediyelik kağıtla paketlenmiş bir kitap, doğum günü hediyem... Düşüncelerimin büyümeğe ilk adımı, hırsa ve savaşa ilk öfke bilemem.
Çocuktum Hiroşima resimlerini gördüğümde, birinci nesilin tüyler ürperten sonu, ikinci nesilin acısı, üçüncü nesil hâlâ sızlar... Kare kare, satır satır fırlayıp bir kitabın sayfalarından, beynimin her hücresine ayrı ayrı işlendi o görüntüler. Çocuktum, ateşe düşmüş çocukların yanan ellerini, tenlerini gördüm. O kitabı okurken tenim yandı, gözlerim yandı, soluksuz kaldım. Başka acılara yanmayı öğrendim... Büyükler de öğrenebilseydi keşke!
6 Ağustos 1945; Hiroşima atom bombası ile vuruldu. İlk anda ölenlerin sayısı 140 bin, ardından kimyasal etkiler sonucu ölenlerin sayısı ise 90 bin civarındaydı. Hiroşima’dan üç gün sonra bu kez Nagasaki’ye atom bombası atıldı. Nagasaki’de yaklaşık 80 bin kişi hayatını kaybetti. Böylesi bir nükleer trajediyi ardında bırakan ve yaralarını sarmak için on yıllar boyu çabalayan bir ülkenin, yine nükleer silahla kendini vurmasına kamikaze denilir.
Zaman ışıktan hızlı, sudan atak. Büyüdüm... Bugün Fukuşima’dan resimler düşüyor beynime ateş gibi. Şiddeti dokuza varan cinnet en az on beş bin can aldı, nükleer cinnetin alacağı canın sayısı ise belli değil. Öyle ki, nükleer cinnet bu kadar canla doymaz, yok edeceği nesilin kanının üzerine iki nesil daha kan içer.
Bugün elli cesur gönüllü ölümün çekirdeğinde, ulu nükleer santrallerini kuran devlet elleri dizlerinde beklerken, ecel ışınlarını canla kesmeğe çabalıyorlar. Öleceklerini biliyorlar, ölümsüz olacaklarını da... Umarım canlarınızı yok yere vermezsiniz, umarım ardınızda bıraktıklarınızın onur madalyası olursunuz. Ben bir dünyalı olarak, sizinle gurur duyuyorum. Ecelin tohumunu ekenler ne yapıyorlar?
Bugün gelişmiş ülkelerin tümü, enerji ihtiyaçlarını nükleer santraller üzerinden karşılıyorlar. Kurulan her santral, çevre bilinci taşıyanlar tarafından günlerce, haftalarca, aylarca protesto edilse de, devletsel çıkarlar insan hayatının önüne geçerek seri cinayetlerin tetikleri çekiliyor. ’Ucuz enerji’ safsatası ile susturulan potansiyel oylar, ucuz olanın enerji değil de, aslında enerjinin üretimi olduğunu, bu ucuz enerjiden tek kazançlarının radyoaktif ışın sızıntısı halinde cennete daha çabuk gidebileceklerini, ama cennete gitmeden dünyada cehennem yanıklarından geçeceklerini bilmiyorlar.
14 Mart 2011... ’’ Japonya’daki gelişmeler Türkiye’nin nükleer santralin yapımıyla ilgili kararını etkilemeyecek! ’’
Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız, Fukusima-1 ve Fukusima-2 nükleer santrallerindeki arızaların, Türkiye’nin nükleer santralin yapımıyla ilgili kararını etkilemeyeceğini açıklıyor.
İlk Türk nükleer santralinin, Rusya’nın katılımıyla Mersin’deki Akkuyu alanında yapılması planlanıyor. İnşaatın toplam değeri 20 milyar dolardır. (Bu rakamla ülkemde kaç sokak çocuğunun hayatı normale döner, kaç açın karnı doyar, kaç okul kurulur hesaplayamadım) İkinci Türk santrali Sinop’ta inşa edilecek. Buyrun burdan yakın!
Karadeniz’den geçen Kuzey Anadolu Fay hattı hesaba katılmamış olmalı. Çernobil’in Karadeniz’in üzerine indirdiği kara sis ne zaman kalktı? Mersin’e dönersek, il merkezi 3. dereceden deprem bölgesi. İçel burnuna doğru ilerledikçe tehlike büyümekte. İnsanın doğaya karşı gelemediğini öğrenemedik mi? O ünlü Japon teknolojisinin de doğaya mat olduğunu görmedik mi? Bu nasıl bir deli cesaretidir algılayamıyorum. Büyükler; çocuklarımın alacakları nefesi zehirlemek için makamlar almadınız! Tabiata karşı çıkamıyorsanız onu kışkırtmayın! Annemin oynadığı sahillerde bir gün torunlarım da oynasın istiyorum, onun meyve topladığı ağaçlarda dizlerini yırtsınlar.Bu hakkı onların elinden alamazsınız!
Halkıma ucuz enerji, yüksek teknoloji adı altında paketlenen ’Toplu Mezarlık Santralini’ ve gözü kapalı bu işe onay verenleri kınıyorum. At gözlüklerini çıkarın, nükleer enerji mecburiyet değil. İnsanoğlu da zümrüd-ü anka kuşu değil, Bir kere yandı mı, bir daha doğmaz küllerinden. Çocuktum masallara inanıyordum, büyüdüm masal devrim geçti. Olumlu ihtimalleri sıralarken, yaşanabilecek felaketleri de yastık altına atmayın. Büyükler susmayın! Toplu cinayete teşebbüs ediyorsunuz,nefs-i müdaafa hakkımızı kullanabileceğimizi unutmayın!
YORUMLAR
iNSANLIK tarini incelerken geçmiş izleri takipte yarar vardır,gerçekten Japonyaya atılan atom bombaları insanlığın yüreğini
derinden titretti,çoluk ,çocuk demeden yüzbünlerce insan öldü veölümlerde radyasyon etkisinde sürmekte,
üzüldüm japon halkına ama Mancuryadaki JAPON MİLTARİZMİNİN kıyımını unutmamak gerek 750 bin insanı katletti,
250 binini birim731,birim 100,birim 200 gibi insamlık dışı dneyler yaparak,,çinli ve rus esirlerin,uzuvlarını ellerini ,kollarını canlı canlı kesiyor,ne kadar sürede öldüklerini,
ne kadar kan aktığını hesaplıyorlariyemek borularını çıkarıp bağısaklara ,ekliyorlar ,beyinlerin bir kısmın çıkarıp,
nasıl yaşadıklarıın izliyorlar,veba bulaştırıp semtoplarını gözlüyorlar,hami,le kadınların ceninlerini anestezisiz çıkarıp inceliyorlar,
kol ,kaftası ve bacakları japonyadaki üniversitelere kadavra olartak kullanıyor,böbreklere at dışkısı enjekte ediyorlar.canlı ,
canlı iç vücutlar yarıp organların çalışmasıın izliyorlar,acıya dayanmayın sınırlarını ölçüyor,humma ve veba bulşatırılmış böcekleri
balonlaRA koyarak gönderip toplu kıyımlar yapıyorlardı,bu şekilde işkenceyle 250 bin kişiyi katlettiler,taki kızıl ordunun ,ÇİNE GİRMESİNE ,KADAR, SONRA HER YERİ HAVAYA
UÇURDULAR,MALESEF buranın generali ishido hiç yargılanmadı,sade bunları şunu söylemek için yazdım,zor kararlar verilmek zorunda kalbiliyor,ama atom bombasının atılmasını tasvip etmiyorum ama ülkelerinin
politikalarına ses çıkarmayanlar,başlarındaki kişilerin yaptıklarından dolayı cezaya uğruya bilirleri
2. DÜNYA savaşından japonya ABD GÜDÜMÜNE GİRDİ , SOĞUK savaş sırasında ABD Buralarda atom bombası ve füzeleri için gerekli,
zenginleştirilmiş,uranyum üretme görevini verdi,ondan normalde nükleer sanraller tek reaktörlüdür ,burdaki fukişama sanralerinde 4 reaktöe belkide fazlası vardır,ABD ülkesinde
bunları istemedi çünkü savas durumunda bunlar konvesiyonel başlıklı füzeşler tarafından vurulacak,oralar hem füze hemde reaktörler nedniyle,çöl olacaktı,
yenilmiş bir devlet ABD çöplüğü oldu,ikinsi orda nükleer reaktöre giren uzmanlar çok yüksek radyosyana uğramakta yüzde yüz öldürü
cü öleceklerdir,girenler yakoza tarafından zorlanmaktadır ,çünkü normalde deniz suyu direk üzerine kullanılırsa reaktörlerdeki erime
biter ama bir daha kullanılmaz 200milyar dolarlık bir yatırım ölür kurtarmaya çalışıyorlar,sahipleri japonlar değildir,ABD DİR VE ALTIN DA
.da çok fazla muhtemel atom yakıtı zenginleştirilmiş uranyım vardıri
BİZDE NÜKLEER enerjiye gelirsek,bu hükümet cebini doldurmak için yapmaktadır çün kü maliyeti tek reaktörüm çat patlasa
9 milyar dolardır birilerini cebine cukka bu koşullar olmasa türkiyede nükleler kurulmalıdır ,enerji maliyetleri yüksektir,ve çevremizde zaten nükleler santraler vardır,rusyada, ermenistanda mevcuttur patlarlarsa yine etkileniriz,
birde kendi yaptığımız bir nükler silaha yada füze caydırıcı olmamızı sağlar,biliyorsunuz İRAN BİLE 3 REAKTÖRE SAHİP,BENCE
ZATEN nükleer tehdit yanımızda çernobili unutmayalım ,orda patladı KARADENİZ BÖLGESİNİ DAĞITTI ,kanser vakaları fırlamıştır,
onun için gerekli ama yemeden ,cukkalamadan yaparlarsa ,
konu çok su götürür,
ne kadar kıssa tutayım desemdeen kısa hali bu,değinmediğim çok konu var,
sayın zeynep süberk iyi bir konu kutlarım,
“nefs-i müdaafa hakkımızı kullanabileceğimizi unutmayın! “
Bu hak kullanılmakta biraz geç kalınmadı mı acaba.
Safımız belli olsun diye söylüyorum; evet, evet “nükleer enerjiye HAYIR”.
Lakin şöyle bir araştırdım bu gün dünyada faaliyet halinde olan 450’ye yakın nükleer santral varmış, inşat halinde olanları saymıyorum.
Japonya onca “oynak” coğrafi yapısına rağmen nükleer santral zenginliğinde 55 santral ile ABD’den sonra ikinci sırada. İlginç!
İşin bizim için ilginç ve vahim olanı deniz ve kara komşularımızdaki( Rusya, Romanya, Bulgaristan, Ermenistan) toplam santral sayısı 40 civarında. Yaklaşık 5 milyon civarında vatandaşımızın yaşadığı Avrupa ülkelerinde ise 150’nin üzerinde nükleer santral mevcut.
Şeytan diyor ki; bizim başımız kel mi? Hem çivi çiviyi sökermiş ha 450 ha 451.
Geç kaldık geç, çok geç. Aman ha nükleer santral yapımında değil nefsi müdafaa hakkımızı kullanmakta geç kaldık. Bu saatten sonra da biraz zor.
Ha dünya mı, merak etmeyin efendim, o nefsi müdafaa hakkını göğsünü gere, gere “ŞİDDETLE” kullanıyor.
Saygılar
Zeynep Süberk
O yüreğin ne denli ince olduğunu bilen biri olarak dokunup öpmek istedim duyarlılığından bir kere daha...
Sevgimle Zeynepcim....
Zeynep Süberk
Zeynep Süberk
Zeynepcim. Canım. Öpüyorum o değerli o duyarlı yüreğinden bu güzel yazı için. Ve sonsuza kadar karşıyım bu santralin kurulmasına:( Ki dünyanın geldiği şu noktada belki de birgün sadece 3.sınıf ülkelerin kullandığı bir felakat yatağı olacak bu santraller. Daha faydalı ve daha zararsız kaynaklar için çalışıyorken bilim adamları bizim peşinde olduğumuz düşe bakınız!
Ne demeli bilmem ki. Ses olmaksa ses olalım ruh olalım ama durduralım.
Sevgimle.
Zeynep Süberk
Vurucu cümleler...Anlatılmak istenen konu örneklerle zenginleştirilmiş. Anlatımın samimiyeti de eklenince ve yürek de yazarla aynı düşünceyi paylaşınca taktir düşüyor bize.
Tebrikler...Sevgiler.
Zeynep Süberk
Zeynep Süberk
Saygılar.
Öncelikle burayı düzeltelim."İlk Türk nükleer santralinin, Rusya’nın katılımıyla Mersin’deki Akkuyu alanında yapılması planlanıyor" DEĞİL.Türkiyeye ilk nükleer santrali ;Mülkiyeti yüzde yüz kendisine ait olmak şartı ile Ruslar kuruyor"olmalıydı.
**Bize, 'biz nataşalara kavuşalım' hissinin arasına gömülerek erkeklerin sesi kısılıyor.Vize bizim için değil orada ki istihdamda ve Rus kadronun ulaşım kolaylığı içindir.
**"Bu nasıl bir deli cesaretidir algılayamıyorum"
**İnsanın bilgisi, ilgisi nisbetindedir.İlgisi İNSAN olmayanın algısını anlamak, insan için neredeyse imkansızdır.Anlamamanız gayet normal.
**Ülke tarımına yüzde 25 katkısı olan bu bölgesine ;yüzde yüz zehir kusan bir oluşumu nasıl anlayacaksınız ki zaten.
**Bence doğu ve güney doğu denmemesi bile işin işsizlik ve istihdamla ilgisiz olduğuna belge niteliği taşır.
**Niye konuşuyoruz.
**BİLMEM.
**Belki birileri gelip bizi aydınlatır diye sanırım.
Tüm yüreğimle sizi hissediyor Haklı endişenize ortak oluyorum.Sesiniz kısılmasın ve elinize yüreğinize sağlık.
yeğinadnan tarafından 3/19/2011 12:51:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Zeynep Süberk
Zeynep Süberk
Sevgiler.
Ben hayata, 'yaşıyoruz ve öleceğiz' açısı ile bakmadım, bakamıyorum. Ben hayata 'neden geldik, bizim yaşama sebebimiz ne, görevimiz ne' diye bakıyorum. Öyle ya; otun, samanın bile vazifesi var tabiatta. Bu neslin görevlerinden biri de, ardımızdaki nesle nefes alacak atmosfer, üzerine basacak toprak bırakmak. Bizden öncekilerin parçaladıklarını yamalamak. Bu yolda yaşlı dünyaya destek olan her adım, bir kazanç.
İç dökümümü, değer verip güne taşıyan ve hassas gözlere sunan sayın seçici kurula, sayfamı ziyaret edip fikirlerini paylaşan paylaşmayan dostlarıma duyarlılıkları adına teşekkür ederim. Aranızda olmak güzel bilesiniz istedim...
Başından sonuna çok güzel bir yazı. Toplum gerçeğini, doğanın katlini, insanoğlunun kendi eliyle geleceğini yok etmeye çalıştığını ne güzel anlatmışsın sevgili Zeynep.
Tebrik ederim........sevgimle.
Zeynep Süberk
Sevgiler Emine 45.
"Halkıma ucuz enerji, yüksek teknoloji adı altında paketlenen ’Toplu Mezarlık Santralini’ ve gözü kapalı bu işe onay verenleri kınıyorum. At gözlüklerini çıkarın, nükleer enerji mecburiyet değil. İnsanoğlu da zümrüd-ü anka kuşu değil, Bir kere yandı mı, bir daha doğmaz küllerinden. Çocuktum masallara inanıyordum, büyüdüm masal devrim geçti. Olumlu ihtimalleri sıralarken, yaşanabilecek felaketleri de yastık altına atmayın. Büyükler susmayın! Toplu cinayete teşebbüs ediyorsunuz,nefs-i müdaafa hakkımızı kullanabileceğimizi unutmayın! "
bilinçli sevgi yürekli kaleminiz hiç susmasın kutladım günün yazısını hayata kattığınız eşsiz güzellikleri iyi ki varsınız değerli Zeynep dost..:)
sevgim saygım selamlarımla...
Zeynep Süberk
Toplu Mezarlık Santrali
11 Eylül 1981... Mavi renkli hediyelik kağıtla paketlenmiş bir kitap, doğum günü hediyem... Düşüncelerimin büyümeğe ilk adımı, hırsa ve savaşa ilk öfke bilemem.
Hepimiz bilemişiz öfkelerimizide ne yazıkki bir türlü sonu gelmiyor. dünya bir girdap içinde yuvarlanıp gidiyor günbe gün biraz daha yaklaşmaktayız, kıyamete Allah sonumuzu hayır getire..
Gün geçmiyorki toplu katliar olmasın. Yaradan diyorki azgın aç gözlü kullarım ?
Sizler azdıkca tufan, felaket, belalara maruz kalırsınız yada toparlanır kendinize gelirsiniz..
Ama ne fayda. Sizler hırslı, aç gözlü, doymak bilmeyen kullarsınız... Selamlar. Sevgiler . Gurbet kuşuna.........
Zeynep Süberk
evet unutmasınlar ,nasıl bir anlayış ki örnekleri hüsranla sonuçlanmış pek çok can almış ,ve hala almaya devam ediyor karadeniz'de ve başka yerlerde.
ne güzel dile getirmişsin ,yüreğine sağlık
Zeynep Süberk
İşte böyle bir zihniyet bu. Bu zihniyetin karşısında susarsak, bize de her şey caizdir.
Teşekkürler sevgili Laci :) susmayanlardan olduğun için var ol e mi : )
lacivertiğnedenlik
Zeynep Süberk
Saygılarımı bırakıyorum.
Zeynep Süberk
Zeynep Süberk
Teşekkürler ziyaretin için.
Başlıktan itibaren çok vurucu bulduğum bir yazı oldu Sevgili Süberk.
Çocukluk masalları ve bir çocuğun gördüğü fotoğraflarda ki korkuya bakışı güncel bir konunun izahatı için çok iyi bulunmuş bir keşif olmuş.
Son cümledeki meşru müdafa kısmıyla birlikte yazı eksiksiz çok yerli yerinde bir deneme dedirtiyor okuyucuya.
Tebrik ediyorum.