- 1641 Okunma
- 36 Yorum
- 0 Beğeni
YALNIZLIĞI MESKEN EDİNEN BİR YÜREK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Döşemesi bir hayli eskimiş olan koltuğuna, vücudunu olduğu gibi bırakmıştı. Son günlerde, kendi gibi beyni de pinekler olmuştu. Sanki düşünme yetisini yitirmişti. Gözleri yuvasında o kadar ağır hareket ediyordu ki. Birbirine kenetlediği elleri, göğsünün üzerinde ritmik bir şekilde hareket ediyordu. Bir aşağı bir yukarı! Burnunun üstü kaşınıyor fakat istirahat halindeki elleri tek bir parmağını bile oynatamıyordu. Dudağını büzerek bir sağa bir sola kuvvetlice çeviriyor, bıyıklarının üst komşusunu rahatlatmaya çalışıyordu.
Kırk tilkiye cirit attırıp, kuyruklarını da birbirine değdirmeyen insanlara bakılırsa Ulvi’nin ya otlağı küçüktü ya da hayvanları büyüktü. Çünkü hiç bir ayrıntıya kafasını yoğunlaştıramıyordu. Bu da onda uyumsuzluk sorunu yaratıyordu.
Dededen kalma mal ve mülkü yoktu ama umarsız, duyarsız, kaygısız, ahlaksız gibi hak etmediği pek çok söz, babasından yadigâr olarak kalmıştı. Hem de diğer kardeşlerine paylaştırılmadan. Zaten babasının onu ayırmadığı tek şey de buydu. Hakaret!
Dört duvarın birbiriyle buluştuğu köşelere ağlarını kuran örümcekler dışında evini paylaştığı tek bir canlı yoktu.
Etrafındaki eşyaların üzerindeki toz kalınlığı neredeyse nefes almasını engelleyecek kadar yükselmişti. Gri toz, eşyaların orijinal renklerini kar tabakası gibi saklamıştı. Sallanan ayaklarının üzerinde zar zor durmaya çalışan ahşap bir masa, kendini güçlükle aydınlatan ampul, kel kalmış bir halı ve kapı kenarında nöbetçi misali dikilen çalı süpürgesinin arasında zamanla kendini de bir eşya gibi görmeye başlamıştı.
Şimdilerde su saatinden farksız çalışan kalbi gençliğinde büyük bir aşkla atıyordu. Herkesin ne buluyorsun bu çirkin kızda dediği Oya’yı çılgınca seviyordu. Ona; dünü, bugünü ve yarını gözüyle bakıyordu. Bu sevda; ne yazık ki büyük bir heyecanla girdikleri üniversite sınavı sonrası bitivermişti. Başkalarının canını kurtaracak bir mesleği seçen cananı, Ulvi’yi terk ederek adeta canına fatiha okumuştu.
Ulvi, sınavda barajı bile geçememişti. Oya’nın aniden terk edişi, sınavı kazanamayışı, ailesinin hor görüşü onu iyice hayattan bezdirmişti. Elini attığı her iş sanki lanetliymiş gibi başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Serbest meslek şemsiyesi altında kâh sigortalı kâh sigortasız çeşitli alanlarda hizmet vermişti. Zor bela da olsa nihayet emekliliği hak etmişti. Bunu hayatındaki tek büyük zaferi olarak görüyordu. Kimseye muhtaç olmadığı için Allah’a şükrediyordu. Ama son günlerde içine düştüğü yalnızlık çemberinin gün geçtikçe kendini daha da içine aldığını hissediyordu. Belli bir süre sonra hisleri de nasırlaşmaya başlamıştı.
Kapalı gözkapakları, zorlanan dış kapının sesi ile birlikte bir anda açılıvermişti. Hiç kıpırdamadan gözlerini kapıya odaklamıştı. İçeriye uzun bir gölge düşmüş ve kapıyı yavaşça örtmüştü. Adım adım yaklaşıyordu. Yüzünü seçmek için gözlerini kıstı fakat adamın taktığı maskeden dolayı hiçbir şey göremiyordu. Karanlığın içinde bir görünen bir kaybolan bıçak, ay gibi parlıyordu. Adamın nefesini bile hissedebiliyordu. Boğuk bir sesle konuştu.
- Yapayalnız bir ihtiyarsın! Yeni emekli olduğunu biliyorum! Bana sıkıntı yaratmadan sökül paralarını! Nerede saklı? Sen mi söylersin yoksa ben mi arayayım ha! Hadi uğraştırma beni! Yoksa bankada mı?
Ulvi, kazağından çekiştiren hırsıza gülümseyerek baktı.
- Dur hele! Uzun zamandan beri evimi ziyaret eden bir Allah’ın kulu olmadı. Şaşkınım! Hatta deli mi bu diyeceksin belki ama sevinçliyim biliyor musun?
Adam, “benimle kafa mı buluyorsun? Kes sesini ve paranın yerini söyle? Buraya seninle duygusal saatler geçirmek için gelmedim! Ben hırsızım pis ihtiyar! dedi dişlerini sıkarak.
Ulvi, koltuktan yavaşça doğruldu ve cevap verdi.
- Yalnız bir şartım var! Ben sana parayı vereceğim ama sen de beni öldüreceksin! Anlaştık mı?
- Bela mısın sen be! Ben katil değilim! Sen zaten bu kokuşmuş evde uzun süre yaşamazsın! Kendi kendine geber!
- O zaman söylemiyorum! Ne yapacaksın bana? İşkence mi?
Adam bir süre düşündükten sonra “tamam” dedi kısık bir sesle.
Ulvi’nin bir anda gözleri parlamıştı.
- Para bankada! Yarın çeker sana veririm. Ama sonra buraya geleceğiz. Ben, evimde ölmek istiyorum.
Adam kafasını iki yana salladı.
- Bunca yıldır bu işlerin içindeyim ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyorum. Peki beni polise yakalatmayacağın ne malum! Bu gece senin misafirim olacağım! Sabah bankaya birlikte gideceğiz anlaşıldı mı?
Hem Ulvi hem de hırsız sabahı zor etmişlerdi. Bankaya varıncaya kadar her şey planladıkları gibi olmuştu.
Ulvi, bankada kendisine uzatılan evrağı imzalamış ve vezneye giderek bütün parasını çekmişti. Dışarıya çıktığında gözleri bir gece önceki konuğunu aramıştı. Fakat adam yoktu. İçinden “Kendince haklı? Polise ihbar edeceğimden korkuyordur!” diye düşündü.
Eve gelinceye kadar pek çok kez arkasını dönmüş, çevresine bakınmıştı. Evinin kapısının önünde nihayet adamla burun buruna gelmişti. Elindeki çantayı hırsıza uzatırken parlayan gözleri bir anda sönüvermişti. Çünkü adam sözünü tutmamış ve çantayı aldığı gibi kaçması bir olmuştu.
Ulvi’nin omuzları bir anda çökmüştü. “Güvenebilecek bir dostum olmasını ne çok isterdim. Hem de ölümüne!” diyordu umutsuz yüreğiyle.
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
geç gelen yorgun savaşcı gibi hissediyorum kendimi...kutlamaya hep yetişemiyorum :(...güne ışık gibi düşmüş yazın canım... sevgilerimle mükemmelsin ...
Aysel AKSÜMER
Gec kalmisligin hüznüyle tebrik ediyorum canim arkadasimi ve usta kalemi... hak ettigi yerde görmek cok güzel...sevgilerimle
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Gerçekten sitemiz bir okul gibi. Yazdıkça geliştirme imkanı buluyoruz kendimize. Ben de sizin kaleminizi çok beğeniyorum. İyi ki buradayız ve yazıyoruz.
Teşekkürler tekrar. Sevgilerimle..
anlatımız ve hikaye çok güzeldi, haklı olarakta yerini almış
fazla söze gerek yok...saygıyla kutluyorum
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel'ciğim yazınız ödülünü almış, tebrikler, kısıtlı zamanda, yazılara yetişmeye uğraşıyorum.
Değişik çalışmalarınızı okumak, bana her zaman mutluluk veriyor
Selam, sevgilerimi gönderiyorum, huzurla kalın.
Aysel AKSÜMER
enteresan bir öykü..
güven...kime..neye..ve .kime göre..gereceli..
paylaşım güzeldi Aysel arkadaşım.
zaten nişanını almış.
sevgiler kalemine.
Aysel AKSÜMER
canım..
tebrik ediyorum tekrar hikayeni..
devamını bekliyorum..
tüm sevgilerimle..
Aysel AKSÜMER
bir insanda maneviyat bitmişse her şey beklenir...çok dikkat etmek gerekli her zaman hele yaşlı insanlarımızı korumak ve
kollamak gerekli....güzel bir duyarlılık örneği...paraya ihtiyacı varmış onu almış...adamı öldürmüş olsa nasıl yiyecek o parayı...tabiki hem pararayı kaybedecek hemde hırsızın hayatı yok olacak,..akıllı hırsızmış valla...zaten adam hayatından bezmiş anlaşılan..yoksa ölümü istemezki anlaşılan evlatlarıda hayırlı bir evlat değillermiş...emeğine sağlık..teşekkürlerr..
mehmet ali unsal tarafından 2/22/2011 12:24:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
mehmet ali unsal
kollamak gerekli....güzel bir duyarlılık örneği...paraya ihtiyacı varmış onu almış...adamı öldürmüş olsa nasıl yiyecek o parayı...tabiki hem pararayı kaybedecek hemde hırsızın hayatı yok olacak,..akıllı hırsızmış valla...zaten adam hayatından bezmiş anlaşılan..yoksa ölümü istemezki anlaşılan evlatlarıda hayırlı bir evlat değillermiş...emeğine sağlık..teşekkürlerr..
Hiç şaşmadım. Şaşırmadım. Gürül gürül meçrasında akan bi su hedefini buluyor denize ulaşıyor.. Tebrikler...
Aysel AKSÜMER
Yazılarının sonu beni hep şaşırtıyor ama bu güzel öykünün güne gelmesine hiç şaşırmadım.
Kurul bu anlamda çok iyi çalışıyor.
Tebrikler Aysel'ciğim:)
Aysel AKSÜMER
Canım güne gelen yazını ve seni kutluyorum. Güne yakışan bir hikayeydi yine. Sevgilerimle
Aysel AKSÜMER
Bir haftadır siteye girmedim. Yazıları da okumadım dolayısıyla. Vakit buldukça kaçırdıklarımı yakalamaya çalışacağım. Güne yakışan yazını tebrik ediyorum Aysel Hanım.
Sevgilerimle.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Beğenerek okumuştum, güne gelmesine şaşırmadım. Tebrik ederim arkadaşım. Sevgilerimle...
Aysel AKSÜMER
Yalnızlığın ruha dokunan erdemli yansıması çok şık anlatılmış...
kutladım...
Aysel AKSÜMER
Keyifle okumuştum yazınızı. Günde görmek mutlu etti. Tebrik ediyorum Aysel Hanım. Sevgiler, selamlar.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Yine harika bir eser okumanın hazzını tadıyorum...Sizi, uzman psikolok olarak görüyorum;kahramanların dünyasına en ince teferruatına dek iniyorsunuz...
Tebrikler.
ayhansarıkaya tarafından 2/21/2011 8:46:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Yalnızlığın ölümden bile acı olduğu ne güzel işlenmiş sevgili Aysel.
Kutlarım kalemini.
sevgimle...
Aysel AKSÜMER
İnsan , mekan tasvirleri müthiş.
Yazıda ki kahramanın duygusal çöküntüsü çok iyi işlenmiş sevgili Aysel.
Hatta ince ince detaylar nasıl oluyorda önce yüreğine sonra satırlarına düşüyor anlayamıyorum
Sanırım bunun adı yetenek.
Bir de neyi seviyorum yazılarında biliyor musun? Ve hatta kızıyorum hem sana hem kendime:)))
Sonunu asla kestiremiyorum.
Hep şaşırtıyorsun beni:)))
Tebrikler eksik kaleminin gücüne
sevgi ve saygılarımla
Aysel AKSÜMER
Ben de senin yazı ve şiirlerini ilgi ile takip ediyorum. Kalp kalbe karşıdır her zaman.
Sevgilerimle...
tebrik ederim arkadaşım..
ne güzel bir kurgu bu..
hayalinize kuvvet..
selam ve dua ile..
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
akıcı......duygulu.....ilginç.....ve koskoca bir süpriz......her kalem bunları bir arada becerebilirmi......tebrikler.....
Aysel AKSÜMER
Nasıl güzel bir kurgu bu böyle? Tebrik ediyorum. Yalnızlık, hiç bu kadar güzel işlenmemişti.
Yüreğinize sağlık Aysel Hanım. Sevgiler, selamlar.
Aysel AKSÜMER
Demek ki yalnızlık böyle bişey. Ölümüm göze alabilecek kadar birine güvenmek, hırsız bile olsa...
Kalemine sağlık arkadaşım. Yine çok güzel imgelerle yazıyı okunur hale gelmesini başarmışsın.
Sevgilerimle...
Aysel AKSÜMER
Aysel'ciğim tebrikler, farklı bir öykü olmuş.Rabbim hiç kimseyi bir başına bırakmasın.
His dolu, insanı hüzünlendiren bir yazı, her zaman olduğu gibi çok başarılı.
Çok şükür edebiyat defterimize de kavuştuk. İnşallah yapılandırma çalışmaları sonuçlanmıştır.
Değerli yöneticilerine çok teşekkürler.Size de selam ve sevgiler arkadaşım.
Aysel AKSÜMER
hareketli bir öykü..
içim sızlıyarak okudum..çok beğendim
tebrik ediyorum, sevgiler arkadaşım..
Aysel AKSÜMER
Ilk satirlari okurken Ulvi nin yasadigi hayat, ev ve evin ici tüm ayrintisiyla gözlerimde bir film gibi canlandi, okurken tamam dedim uzun soluklu bir hikaye geliyor. Tadi belki damagimda kaldi ondandir Ayselim... icim burkuldu biraz. Diger arkadaslar gibi harikaydi diyorum...usta kaleme
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Dipdir ve güzeldi...Ben de galiba hikayelerde ki bu değişkenliği ve hızı seviyorum.
Yürekten kutladım.Selam,saygı...
Aysel AKSÜMER
Amerikan filimleri gibi... Sizin öykülerinizde nerden girip nerden çıkacağınız belli olmuyor... Bu da onlardan biri işte...
Bu da çok güzel...
Selamlarımla...