- 694 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Merhaba Ey İstanbul,
Merhaba Ey İstanbul,
Merhaba Ey İstanbul,
Merhaba ey koca şehir,
Merhaba ey tarih değiştiren ve ihtişamlı duruşuyla dünya milletlerinin gıpta ile baktığı iki kıtalı sevdam,
Sen ne büyük bir şehirsin ki nereye baksam başım döner, nereye baksam tüylerim ürperir. Her adımın tarih kokar, her sokağın nice canlara ev sahipliği yapar. Atamın yadigârıdır sessizliğin. Bir uçtan bir uca bir ülke gezmiş olurum dışarı adım attığımda. Köşe başların korkutur insanı, yeşilin azdır kurak topraklar gibi. Bir başkadır, sende yaşamak ile seni yaşamak. Farklıdır, özeldir. Farkına varmak için bir an bile yeter insana.
Ey koca şehir, sessizliğin ürkütür beni. Kimsesizlerin gelir aklıma. Soğuk kış günlerinde kuytularda sabahlayanlar, bir ekmek için akşama kadar hamallık yapanlar hatta milyarlar kazanarak benden fakir yaşayanlar. Zenginlik hangisidir çözemedim ben yıllar yılı. Sende yaşayarak çok kazanmak mı yoksa seni yaşayarak olgunlaşmak mı? Her gün günahla dolan yüreğin her gece nurla dolar, her sabah taze bir şehir, günahsız yeni doğmuş bir bebek gibi sunarsın kendini.
İki kıtalı sevdam, ne kem gözler dikilmiştir üstüne, ne hainler barınır bağrında. Onlar, her vakit ihanet peşindedirler, ben ise sana sevdalı. Ben miyim yanlış olan diye sormam kendime. Namerdim bir an bile sana ihanet geçtiyse aklımdan. Atamın kemikleri sızlar, aldığım nefes haram olur bana. 21 yaşında seni fethedecek kadar asil, çağ kapatıp çağ açacak kadar güçlü, topraktan gemi geçirecek kadar akıllı. Kimlerden emanetsin sen bize kimlerden. Geçmişe dönüp baktığımızda eller titremiyorsa zaten sen yaşanmamış ve anlaşılmamışsındır.
Bugün bir gariplik çöktü üzerime. Sis bulutların kapladı bu sabah her yeri. Göz gözü görmez oldu. Lakin lakin benim sevdam en aydınlık günlerdeki gibi coşkulu, en dar zamanlarımdaki gibi basiretli. Hangi can Rabbimin verdiği cana kıymak ve boş bir emel uğruna birilerinin maşası olmak için hiçe sayar kendini. Düşünmez mi milyonlar ve milyonların da milyonları vardır karşısında,
Yeni doğacak bir bebeğin müjdecisidir baharda yeşeren sokakların. Her günün gebedir bin bir olaya. Ve hala artmaktadır yükün, hala yüklenmektedir sana tarihin her satırı. İki kıtalı sevdam, koca yurdumun her karışından misafirler ağırlarsın, dünyanın her yerinden, dost ya da düşman.
Benim gözüme uyku girmez ve yaşıyorum demem sen üşürsen. And içerim ve evladıma vasiyet ederim. Sen benim küçük Türkiye’msin. Seninle birlikte bu cennet vatanın her karışı atamın canıyla kanıyla sulanmışsa bana görevdir seni sen gibi yaşamak. Bana görevdir ezanı sus-tur-ma-mak ve şanlı bayrağımızı dal-ga-lan-dır-mak. Elleri kırılsın senin dalını koparanların, gözleri kör olsun sana kem gözle bakanların.
Ey koca şehir, yüreğimin kanayan yarası,
Ben sana sevdalıyım, sevdan bende belalı,
Ve hep nöbet başındayım.
Oğuz Alp Yüksel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.