Az Tüketim, Eşit Vatandaş
Bu dünyanın nüfusu bir milyarken de yeraltı yer üstü zenginlikleri bu kadardı, nüfusu yedi milyara dayandı yine kainatın nimetleri, ham maddesi aynıdır.
Ancak günümüzün ilim, teknoloji ve imkanları bir hayli farklı, tabii kaynakları evirip çevirip daha kullanışlı hale getirip, bu günün yaşam tarzını daha da yaşanabilir hale getirmemize vesile oluyor.
Bu gelişme, insanın hayat tarzını kolaylaştırdığından ve nimetlerin yer değiştirmesine vesile olduğu için, bir açıdan da dezavantaj oluşturuyor. Çünkü insanın yaşamını daha pahallı hale getirdiği için de bir çıkmaz oluşturmakta ve sınırsız bir yaşantı imkanı verdiği için hayat tarzları arasında uçurumlara vesile olduğundan, bir yandan israfa kapı aralarken, diğer yandan kıskançlık ve düşmanlın oluşmasına sebebiyet vermektedir.
Haz alma kavramına endeksli ve mutluluğunu dünya hayatıyla sınırlandıran kimseler,tüketimde kontrolsüz yaşarken, insanların eşit haklara sahip olduğu gerçeğini de içine sindiremiyorlar.Bu “haddini aşma” yaklaşımı dünyanın huzurunu alt üst ediyor,yer yüzünü insanlar için yaşanmaz hale getiriyor.
2023 itibariyle dünyanın şekillenmesi ve Türkiye’nin yeni dünya düzenindeki rolü ve konumu adlı, TASAM’ın önderliğinde bir konferansa katılmıştım; sorduğum bir soruya karşılık bir değerli ilin uzmanı uzun bir değerlendirmeden sonra şöyle demişti “dünyanın Avrupa standartlarında yaşayabilmesi için bu dünyanın nimetleri yetmez ikinci bir dünya lazım,Amerika şartlarında yaşayabilmesi için ise üç dünya daha gerekiyor”.İşin içinde az mübalağa olsa bile doğruluk payı da yok değil ,onun için yeryüzünde yaşama zorluğu çeken milletler vardır.
Uluslar arası bir konferansta 47 ülkenin aile örgütü başkanı bir Hanımefendi şöyle bir ifade kullanmıştı “galiba dünyanın kurtuluşu az tüketim ve eşit vatandaşlıkla mümkündür.”
Hal böyle olunca nitelikli, kanaatkar, bilgili kendini tanıyan kompleksten uzak, üstünlük hastalığını taşımayan vatandaş yetiştirmek lazım.Başka türlü yaşamı kolaylaştırmak mümkün gözükmüyor.
Nimetler bol, para bol, alabildiğince tüketim yolları açık, ancak “komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir” düşüncesi ve inancı insanı frenleyebilir,düşündürebilir.
Ayrıca Hür Adam ne diyor? “Bazı insanlar çok yedikleri için midelerinden şikayet ederken bazıları da yiyecek bulamadıkları için mideleri ağrıyor,halbuki iki, mide payları arasında adil bir paylaşım sağlansa iki mide sahipleri de rahat edecek.
Aklı selim sahibi insanlar nasıl da benzer düşünceler ileri sürüyor, görüyorsunuz çağlerı farklı olsa da, kıtaları arasında 10 bin kilometre uzaklık olsa da, vicdanın sesi hür olunca benzer düşünceler ortaya çıkıyor.
İnsan, üç günlük dünyada gününü gün etmek için dünyaya gelmemiş,tam tersine yetki ve sorumluluk sahibi bir varlıktır.Dünyaya sıkıntı verenler ise bu şuurun farkında olmayanlardır.100 yılda bir tek tük numuneler hariç tüm insanların dünyası değişiyor.İnsanlık tarihi boyunca iki fikir mücadele halinde; ya insanlar toprak olup gidiyor, ya da yeni bir hayata adım atıyorlar.ancak taraftarlarına ve dayanaklarına bakıldığı zaman başka bir hayatın varlığı gün gibi aşikardır.
Sorgu sualin olabileceği yeni bir hayatı daha bir keyifle karşılayabilmemiz için, az tüketip çok paylaşmamız lazım, insanlığın ortak değerlerine sahip çıkmak gerek ve insanlık piyasasında hakem rolünü oynayacağız. Eşit vatandaşlık kavramının arkasında duracağız.Artık dünya bir megalopolis ve insanlar dünya vatandaşı haline gelmiş durumda, bu kadar karmaşık bir kentte bazıları bazılarına kol kanat olmazsa hayat zorlaşır.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Aleyhi selam buyuruyor ki “hepimiz ademin çocuklarıyız adem ise topraktandır.” Bu düşünceyle insanlığın birbirine eşit vatandaşlık gözüyle bakmasını ve kontrollü bir tüketimi adet edinmesi dileğiyle diyor, okuyucularıma selam ve sevgilerimi sunuyorum.
Eyüphan KAYA
Eğitimci Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.