O hep çocuk kalacak
Ahmet on bir yaşındaydı. her çocuk gibi o da çocuk hayyaller kuruyordu. onun hayalleri içinde hiç göremediği babası ve annesi vardı. hayatı daha bebekken kötü başlamıştı. annesi ve babası evlendiklerin de kendi kendilerine yetebilecek bir geçimleri vardı. babası kanser olmuştu ve fazla ömrü kalmamıştı. her geçen gün ölüme yaklaşırken oğluna doyamadan gitmek bu dünyadan onu daha çok üzüyordu. ama yapabileceği bişey de yoktu bu illet hastalık artık tüketmişti onu.. ahmet henüz altı aylıkken babası ölüme yenik düştü. annesiyle kalmışlardı bir başlarına. hayat zordu. bir süre sonra annesi tekrar evlenmek istedi. fakat evleneceği adam ahmeti istemiyordu. ahmet hayatta bir tokat da ordan yemişti. annesi onu bir yetiştirme yurduna verip hayatına kaldığı yerden devam etti. ahmet ise her geçen gün büyüyordu, büyüyordu evet ama hep eksiklikler yaşayarak.
bir baba şevkati görmeden bir anne sıcaklığı hissetmeden büyüyordu. bir süre sonra sara hastalığı baş göstermişti. birde onunla mücadele başlamıştı. hayat bu kadar acımasızdı onun için . yanlızdı ve hastaydı. onu hastalık nöbetlerinde kucaklıyacak sımsıkı saracak bir annesi yoktu, başını okşayacak onunla oyunlar oyniyacak bir babasıda yoktu. okula gidiyordu. akşamları ona okul nasıl geçti dieyecek kimsesi yoktu. her zamnki bir gündü herkes kahvaltıya oturmuştu. ahmetin olmadığını farkeden görevli onu uyandırmaya gittiğinde ahmet artık uyanamıyacak bir uykuya dalmıştı. küçük bedeni artık bu kadar dayanabilmişti bu hayata. artık umutları hayalleri çocuk düşleri hepsi on bir yaşında kalmıştı..
gulasor zine
( gerçek bir hikayeydi anlatmaya çalıştım.)
YORUMLAR
PeniaEos
ülkemiz maalesef ahmetlerle dolu
sevgiler sizinle olsun