İZMİR SUİKASTI-3
Terakkiperver Cumhuriyet Halk fırkasının kapatılması ile neticelenen ilk demokrasi atağının ardından beş yıl (1930’a kadar) süre ile cumhuriyet Halk Fırkası muhalefetsiz bir dönem geçirdikten sonra Mustafa kemal memlekette ikinci bir partiye olan ihtiyacı arkadaşları ile paylaşmış,gerekenin yapılabilmesi için şartları zorlayacağını beyan etmişti.Eski başvekillerden Ali fethi Okyar’ın İstanbulda olduğunu öğrenen Atatürk,beş yıldır Paris büyükelçiliği yapan Okyar’ı yeni kurulacak partinin lideri olarak görüyordu.Dolmabahçe Sarayında Atatürk ile iki saat kadar başbaşa görüşen Okyar Fransadaki siyasi durumu,muhalefet partilerinin faaliyetlerinden ve demokrasi için elzem unsurlar olduğundan bahisle ,memlekette kurulacak yeni bir partinin ilk adımlarını atmaktadırlar.
Mustafa Kemal Büyükderede Necmettin Mollanın köşkünde kalan Okyar’ı 1930 yılının 31 Ekim akşamı ziyaret eder. Ve 7 Ağustos 1930 tarihinde Okyar’ı yalova’daki çiftliğine davet eder.
Mustafa Kemal Yalova’da yeni parti kurulmasını ve partinin başına Fethi bey’i düşündüğünü söyler.Ancak Fethi Okyar daha önce kurulan terakkiperver Partinin kapatılmasını ve ileri gelenlerinin başına gelenleri Atatürk’e hatirlatır. Mustafa Kemal Okyar’a her türlü teminetı verir ve ikna eder.Yalovadaki çiftlikten ayrılan Fethi Okyar etrafını saran gazetecilere şu tarihi izahatı verir:
"Anlaşılıyor ki,gazi Paşa hazretleri İsmet Paşa Hukümetindeki murakabesizlikten ve idaresizlikten bıkmıştır.benden yeni bir fırkanın kurulmasını istemiştir. Ben de bu teklifi kabul ettim.Kuracağım fırkanın yüksek nezareti gazi Paşanın elinde olacaktır. Gazi halk Fırkasından ayrılmamakla birliktebenim fırkamın da mürevvici olacak ve adayların tasvibi de onun yüksek takdirinden geçecektir.Ayrıca fırka için lüzumllu parayı da vermekte ve meclisten 70-80 mebusun da bizim fırkaya geçmesine müsaade etmektedir.
Bu beyanat 8 Ağustos 1930 tarihli gazetelerde yayınlanınca memleketin her yanında büyük bir şok etkisi meydana geldi.İsmet Paşa sadık adamlarını Atatürk’e gönderdi.Ancak Mustafa Kemal çok partili hayatın demokrasi ve laiklik için gerekli olduğunu bir mektupla İsmet Paşa’ya bildirdi.
Yeni partiye tam itimadın sağlanabilmesi için de kız kardeşi Makbule Atatdan ’ı ve yakın arkadaşı Kütahya mebusu Nuri Conker’i Fethi Bey’in kurduğu Serbest Laik Cumhuriyet Halk Fırkası’na, kısa adıyla Serbbest Fırka’ya soktu.
Parti ilk şubesini İstanbul,İzmir ve Aydın’da açtı.Aydın il başkanlığına o zaman otuz yaşında olan Adanan Menderes getirildi.
Fethi bey ilk açık halk toplantısını yapmak için 4 Eylül 1930 tarihinde vapurla İzmir’e hareket etti.İzmir ’de Serbet Fırkanın açık hava toplantısına mani olma isteyen Halk fırkası yandaşları olaylar çıkardı.bu olaylarda on dört yaşında bir genç polis tarafından vurularak öldürüldü.
Yapılan baskılar ve saldırılar neticesinde Ali Fethi bey partininkapatılmasının icap ettiğini Mustafa Kemal’e bildirdi.
Partiye yapılan saldırıların en acımasızı "vatana İhanet" suçlamasıydı.Parti ileri gelenlerine karşı "Mürteci" yakıştırması yapılıyor halk fırkası taraftarı gazeteler her gün sayfa sayfa bu cihette haberler yayınlıyorlardı.
Partinin kapatılmasıyla ,partinin idareciler bir anda "vatan haini" ve "mürteci" suçlamasından kurtulmuş,sıyrılmış oldu.
29 ekim 1933 günü Atatürk’ün isteğiyle Cumhuriyetin onuncu yılı olması münasebetiyle bir af kanunu çıkarıldı.Mecliste kabul görmeyen bu kanunun dahiliye vekilitarafından Gazi Paşanın emri olduğu söylenince kanun mecliste olduğu gibi kabul edilmiştir.Bu kanunun 8.maddesi :
" istiklal mahkemelerince hıyaneti vataniyye kanunu ve zeyil ve tadillerine tevkifan mahkum edilen Terakkiperver Fırka mensupları Disttolcular ve izmir Suikastı mahkumlarının cezaları tamamen affolunmuştur " deniliyordu.
Ülkede ağır baskı ve yasaklar devamediyordu. Bu durum yeni bir parti kurulana kadar devam etmiştir.
O zamanlardaki baskılara numune olacak bir olayı kısaca anlatayım. 23 Ekim 1936 yılında Bursa Mustafa Kemal kazasında bazı evlerin kapısına elle yazılan "Dininizi Unutmayın" ibareli kağıtlar yapıştırılır.gazetelerde boy boy haberler verilir. Başlıklar ise "Bir Yobazın Marifetleri"."ve tabi ki klasikleşen "İrtica Hortladı".
Bu hadise duyulur duyulmaz vali derhal kazaya hareket eder ve onlarca kişi tutuklanır.
yapılan tahkikat neticesinde suçlunun bir kişi olduğuna kanaat getirilince tutuklular serbest bırakılır.
YORUMLAR
Yazınızı başından beri kaçırmadan okuyorum. Bu serideki yazılanların kaynakçasını açıklamayı düşünüyor musunuz?
Alıntı ve faydalanılan kaynakların verilmesinde yayar vardır.
Yine çok çok ilginç şeylere dokunulmuş.
Tarihimizi ne kadar bilirsek bilelim; bilmediğimiz ve yanlış bildiğimiz o kadar daha şey çıkıyor gün yüzüne.
Failler masum; kahramanlar diktatör ya da zalim olabiliyor. Genel olarak dünya tarihi için söylüyorum bunları.
Bizimki ne kadar farklı?
Allah bilir.
Derin ve zorlu bir konu yazdığınız.
Kutladım.
Selamlar.
erolabi
Kaynakça var tabii.Ama bir kitap değil..notlarım var..
Fakat çok müthiş zamanlar.
Hele kullanılan dil beni mest ediyor.
teşekkür eder sağlıklı uzun ömürler dilerim