GÖZLERİN BOŞ SOKAK GİBİ
Bu denli mi çok yer kaplıyordum gözlerinde.Bu denli mi çok hayata bağlıyordum seni.
Bomboş sokağı andırıyor gözlerin.
sokağın en yaramaz çocuğu bendim biliyorum. Onlar değil midir sokakları şenlendiren. Ne kusur arar onlar, ne de işlenilen kabahatin sonunda suçlu. Olayları bile büyütmezler. Kendileri başlı başına olay oldukları için ilk, hoşgörmeyi öğrenmişlerdir.
Onca kalabalığın içinde yalnızlığın nasılda sırıtıyor. İçim sızlıyor şimdi bakınca fotoğraflarına. Değeri kaybedince anlamak acı olsa gerek. Hiç tadmadım bunu bilemiyorum, yalnızca karşıdan seyrediyorum. Seyretmek bile içimi sızlattığına göre, ya bunu yaşamak, zor olmalı, çok zor.
Keşkelerin var biliyorum itiraf edemediğin. Benim se, hayat ta hiç keşkelerim olmadı. Yargısız infaz edilirken bile itiraz etmedim, tebessüm eşliğinde yürüdüm idam sehpasına. Cellad son arzumu sorduğunda ’affetsinler beni, ben affettim’ dedim.
Sevmelerimle gurur duydum. Sevmelerimden gelen tekme tokatları yonttum, yazdım , çizdim başıma taç ettim.
Ne kendime küstüm ne sevdiklerime. Sendelemeden tutundum hayata, sabır leğeninde yıkandım yıllarca.
Şimdi mutluluklarım bir çift göze bağlı değil, etrafımı aydınlattığım kadar mutluyum ve özgürüm olabildiğince.
Bir ara soruyordun ya, ’sana neden delikanlı’ diyorlar diye. Kendin gör ben anlatamam demiştim. Bunu keşkelerinden önce görmeni diliyordum.
Eski günlerin hatırına sende mutlu ol. Bakmasın gözlerin boş sokaklar gibi.
Ara, bul vardır koca şehrin yaramaz çocukları.
Doldursun o güzel gözlerini. Boş sokaklar hüzün veriyor, insana.
15 kasım 2010/Nilgün Kurt