Ben ''Beni'' Çiziyor Artık (1)
Sustukça büyüdü hep yalnzlığım.Çocukluğum,korkak kaçışlarım nasılda yer tutmuştu ergen halime.Ne zaman uzansam bir çiçeğe hep mahçup kaldım içimdeki özlemli sevgiliye.Ne zamandır sevmeyi öğrenmiştim,kaç senedir benden önce yaşlanmıştı yalnızlığım bilemiyorum.Bir salınışla ereksiyon olmuş uykusuz saatlerim hep kırılgan ve bir o kadar da alıngandı hep akşamın ertesi sabahına.Seni seviyorum demeye yeni alışıyordu caddelere yalnızlığımın irinli yürüyüşleri.İlk orta lise derken üniversite ve akademik kariyer arzusundan anlık terk ayrılışlarım ve çocukluğuma dair şireli fotoğraflar hep özlemli olan beni büyüttü özlemli olmak istediğim ona.Gitgide büyüyor ellerimdeki nasır,yüzümdeki kahverengi benler,annem hiç anlamadı ya da alayarak sustu ve takip etti,babamın ’babayım ben ya’ diyerek bana en son sitemlerini, bir gece yarısı eve geldiğimde komşulara mütevazi ses tonuyla anneme hıçkırıklara döktüğüne şahit olmuştum,usulca sokulduğum doksanabirdoksan yatağımda...
Şimdi ne kadar da masum bu şehir,sanki hiçbir tarihime ortak olmamış bir kartpostal gibi.Oysa tükenerek büyütürken gençliğimin efsunlu hallerini içimde kaçıncı yanlış birlikteliklere imza attığıma en büyük referanstı.Hep yalanları yaşadım,yanlış birlikteliklere yer verdim belediye enkazlı caddelerinde bu şehrin.İntihar akşamlarında bile kaç kez tutuklu kalıp gegirerek güldürdüm onu park halindeki kamyonların akşam saatlerindeki gölgesinde ağlayışlarımla.
Yıllar dediğimiz şey ne kadar çok görüp ve gözlemdiklerimizden ibaret,akıl ve algı gücüyle yansıttığımız bizi kendimize,kah aynada kah ikili ilişkilerimizde.Ne çok ağırlaşmışız gelip geçerken bu dünya denilen kürede.En çok kiraz ağaçlarını sevdim,gövdesinin elmasımsı parlaklığı ve yapraklarının genç kız kalçası tazeliğindeki sertliğinden.Ve güneşe kendini iyi vermiş kırmızı ojeli halinden dolayı.Şimdi en iştahlı öfkemi kusmak istesem bu yıllanmış halimle:beni ilk muayene eden çocuk doktoruna ve desem ’’dünyaya yeniden geldiğimde siz yine doktorum olsanız ve beni modern tıbbın şevkatiyle ne kadar ileriki yıllarıma taze ve genç kılabilirdiniz acaba’’ Şaşkınlığının bir süre sonra normal hale döneceğinden emin olduğum halde yeniden farklı sorduğumda ona ’’beyin nöronlarımın akışkan hareketliliğiyle ilgili yapısal yaklaşımınız nedir diye’’
Çok acımasız olabilirdim belki,belki de çoktan alakasızdır artık yaşamla...Alakalı olduğum kadarıyla ve yaşadıklarımla en ufak detay beni bir çok kişiye bağlamaya yetiyor bu halimle geriye dönük...Dün akşam hiç alışık olmadığım bir neşe ile oturdum kendi ellerimle hazırladığım sofraya.Herşeye yeniden başlayacak gibi.Tek tek ve tane tane aldım lokmaları ağzıma.Bir yerlerde birileri ölüyordu ve binkez lokmalar büyüyordu ağzımın içinde...Çabuk geçiyor seneler aslında.Takvime baktıkça özlemli olan içimdeki ’’ben’’ daha da arsızlaşıyor...Dün ilk kez ellerimi fark ettim.Evet.Ellerim oldukça cömert ve marifet ustası gibi geldi,sanki kiralamıştım.Bir an da ilk eşim aklıma geldi,ağladıkça susan halleri geldi yüzümün önüne...Ve karşısındaki sessiz çığlığım....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.