- 1604 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
MONA ROZA KISKANIRDI…
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların
Sezai Karakoç’un Mona Roza şiirinin bu dizelerini söylerdin ellerimi ellerine aldığın her defasında, uzun uzun seyrederdin, hiç görmedim bu kadar güzel elli bir kadın derdin, hiç görmedim. Üstadın seni görmediği nasıl da belli, görseydi ellerinin güzelliğini, zarafetini görseydi, hele de hissetseydi sıcaklığını, sevgilerin devasalığını, duruluğunu, dostane tortopluğunu görebilseydi ellerlinde, öylesi yazardı ki Mona Roza hiç kalırdı yanında...
Kıskanırdı Mona Roza seni, herkes onu kıskanırken…
Çatlardı hasedinden tüm kadınlar…
Bir damla yaş belirirdi ardından, o dünya güzeli gözlerinin pınarlarında. Sonrasında da o parmağımın elimle birleştiği yerdeki beni öperdin her defasında… Bir gün derdin, dilemem, hiç istemem, ölümüm olur hatta ama bir gün ayrılırsak, biterse her şey, haddim de değil, hakkım da, kiminle olursan ol, neleri paylaşırsan paylaş, onun ol her şeyinle ama o ben, o ben benim kalsın ne olur, onu öptürme kimselere, o benim kalsın. Kıskanırım şüphesiz lakin o beni çok daha fazla, deliririm ona başka bir dudak değerse, ne olur benim kalsın.
Biliyor musun, bunu senden sonra da çok söyleyen oldu bana, hep ellerin diye başladılar söze, hep Sezai Karakoç görseydi diye devam ettiler.
Sözümü tuttum o gün bu gündür, ellerimi öpen de çok oldu lakin o ben hep senin oldu, sende kaldı. Kutsal emanet gibi sakladım herkesten, kutsal emanet gibi sakındım. Uzanmaya kalkanlardan ise, ateşe değmişçe kaçıştı elim.
Ellerim, ah bu ellerim. Ne de çok gözyaşı sildi bilemezsin ardından, hani senin gözündeki o bir damla yaş düşerdi ya sen o beni öpmeye uzanırken üzerine, yerini benimkiler aldı şimdi.
Her ellerin diye başlanılışında ürktüm, uluortayken bütünüyle ben, ellerimi sakladım korkular, telaşlarla görmesinler emanetini diye, yine de öptüler ellerimi ama o beni asla.
Ellerim, ah bu ellerim, ne çileler çekti bilemezsin ardından. Hele de avuçlarıma neler doldu bir bilsen…
Ellerim, ah bu ellerim, nasıl da epridiler, nasıl da başladılar kırışmaya biliyor musun? Kardeşi de oldu az bir süre önce emanetinin, ben değil, benzeri bir leke…
Ellerim, ah bu ellerim, nasıl da yorgunlar bilemezsin…
Yaşlanıyor ellerim, yine de ellerin diye başlıyorlar eski sıklıkla olmasa da. O beni ise hiç kimse görmüyor artık, öpmeye kalkan da yok merak etme…
Şimdinin erkekleri, bir bene aşık olmaktan öyle uzaklar ki. Öyle uzaklar ki ellerin zarafetinde hayranlıkla kendilerinden geçmekten, öyle uzaklar ki elleri ellere alıp uzun uzun izlemenin ve sıcaklığını hissetmenin hazzından…
Ellerim, ah bu ellerim, Sezai Karakoç’u hatırlatan ellerim, Mona Rozayı hatırlatan ellerim, kıskanılası ellerim…
Geyve’nin beyaz gülü solmaya başladı biliyor musun?!
p.r.alkan
YORUMLAR
bir his ancak bu kadar hissedilerek yazılabilir... belki bana da sizin gibi özel birini hatırlattığındandır...tebrikler.
perihan reyhan ALKAN
Selam ve saygımla...
Çok duygulu...
Sevilmek ne güzel bir şey, dedim içimden...
Ah bir de bu sevgiler "yer çekimi kanununa" uymasaydı...
perihan reyhan ALKAN
Selam ve saygımla...