- 865 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İYİYİ YARATMAK
İYİYİ YARATMAK
En iyi eser, istekler bu dilekler bu . Ve size anlatmak istediğim bir türlü sizlere yaranamayan sanatçı .
Damdan düşer gibi olacak ama söylemeliyim. Hakkınız var mı ? Onlardan iyi eser beklemeye yada iyi eser ölçüleriniz ne dereceye kadar geçerli. Bir çok doğru arasında en iyi olduğunu kim söyleyebilir iyi eser beklediğiniz bir çok sanatçının yaşam devrelerini anlatayım isterseniz .
Kendinde var olan yetenek gelişmiş bir tutku halini almıştır. Bu yeteneğinin eğitilmesi gerekliliğinin bilincindedir, aslında . Fakat bir çoğunun yapısı engeldir. Çevresi engeldir. Sanatçı olarak kendini tanıtırsa yadırganacağını sanır. Öyle olmaması gerekir , ama çoğu yerde öyledir . Oysa sanatçının insanlar arasında bir denge kurması onların kendinden kendinin onlardan uzak olmaması gerekir . Bugünkü sanatçı çoğu kez gerçekçidir. Öyle olmalıdır. Öyle olduğuna göre insan ve yaşamı eserlerinin yapı taşlarıdır. Bu yüzden sanatçı en ufak hata yapmayı bile göze alamaz .
Çevre insanını yaşam kavgası o denli sarmıştır ki onların sanatçıya ayıracağı zaman azdır . Zaten sanatçının da kendine ayırabileceği zamanda fazla sayılmaz . Ve yine bu pek az olan zamanda en iyi şekilde değerlendirebilme olanağı bulacağı şüphelidir.
Sanatçıyı en çok yoran nedir bilir misiniz ? Sanatından çok sevdiği tutulduğu insanların kendinin verebileceğinden başka türlüsünü istemesi veya öyle gösterilmesidir. Gösterilmesi diyorum çünkü sanatçı beraber yaşadığı acılarını, sevinçlerini, paylaştığı insanların sabrını ve hoşgörüsünü iyi bilir.
Sanatçı sanata olan tutkusuyla birlikte gelişen sonsuz insan sevgisi , sürekli onlara yardım edebilme isteği, bunu yapabileceğine inancı olduğu halde hiç bir şey yapamamanın karmaşıklığın yaşar . Bocalamaya başlar . Yeteneğinde gerileme görülür . Bu arada çoğu yeteneğini kaybeder. Bunlardan kendini toparlayabilenler her şeye karşı haklarını aramaya kalkar .Bu seferde başka bir sorun çıkar ortaya. Bu her çeşit sanat için geçerlidir. O zamanda ne çeşit bir anlayış geçerliyse o iyi görünür . Diğer bir iyiyi kabullenmek için o eserin olağanüstü olması gerekir .Ama olağanüstü eserlerin yaratılması için normal şartların olması gerektiği unutulmamalıdır. Belki sorulduğunda olağanüstü eserleri olağan olmayan şartlarda gerçekleştirmiş birkaç sanatçı anımsanır. Bunlar yeterli olmadığına göre geçerliliği kalmaz .
Türkiye nüfusu kadar hızlı mı artıyor sanatçı sayısı . Öylede olsa bu neye zarar getirebilir. Sadece yetenekli veya yeteneğini yaşadığı zaman sanatçılarından farklı şekilde geliştirmiş tanınmamış reklamı yapılmamış sanatçı ; bahçeci benzetmesiyle çevresini dikenler otlar bürümüş bir fide gibidir. Hatta o dikenler, otlar köküne öyle sarılmıştır ki gücünden başka gelişme savaşımı veren bünyesini de sarsar . Fide buna rağmen fidan olma savaşının verir. Yinede onu en çok yoran verebileceğinden başka türlü meyve istenmesidir .
Su verilmez , güneşi kesilmeye çalışılır , olanaksızlıklar, alışkanlıklar , isteksizlikler sebep her neyse elbet bu durumda beklediğimiz o güzel , iyi meyve bulunmaz . Buna rağmen onları ezmesek verebilecekleri meyve her sene artar az sayılmaz .
JALE KESKİNKILIÇ
( 25 sene önce yazıldı . )
YORUMLAR
İlginç bir yazıydı.
Pek çok tespitinize katıldım.
Yazar ya da sanatçı cesur olmadır.
Korkar pek çoğu ve etliye - sütlüye karışmadan eserler koymek ister ortaya.
Yanılmaktan korkanlar bence cahil satçılardır.
Teşekkürler.
Güzel konuya değinmişsiniz.