- 852 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsanın Düşmanı İnsan
İNSANIN DÜŞMANI İNSAN
İnsan yaşama savaşı verirken, pek çok güçlükler tehlikeler ile karşılaşır. Yangınlar, depremler, çığlar, seller, afetler, salgın hastalıklar, yıldırım çarpmaları, zehirli ve yırtıcı hayvanlar, kuraklıklar daha niceleri ile birlikte hayatımızı tehdit eder durur. Ancak, bunların doğurduğu tehlikelerin hiç biri, insanın insana ettikleri ile kıyaslanamaz.
İnsanoğlu, diğer canlılara nazaran, çok üstün niteliklere sahip olması sebebi ile bizzat kendi kendinin başına bela kesilmiştir. İnsan kendi zekâsını, yüksek idrakini, akıl ve mantığını, her zaman insanlığın lehine kullanamamaktadır. Dün olduğu gibi bugün de, yeryüzünde, insan için en büyük tehlike kaynağı, yine insandır. Hatta bu tehlike düne nazaran daha büyümüştür ve büyümeye devam etmektedir. Şu anda insanlık âlemi yine, insandan korkmaktadır. İnsanlar yine insanlar karşısında, her an tetikte olmak ihtiyacındadırlar.
Manevi bağlardan ve samimi sevgilerden sıyrılarak üstün bir teknolojik güç oluşturan insanlar, bu güçlerini, her şeyden önce, diğer insanlara karşı kullanmakta ve bunun sağladığı avantajlardan istifade etmenin yollarını aramaktadırlar. Bazı ellerde üstün teknolojik güç, bir çelik yumruk haline gelerek emperyalizmin işini kolaylaştırmıştır. Günümüzde, emperyalist güçler, kitlelerdeki ölüm korkusunu ve yaşama içgüdüsünü istismar ederek insanları sindirerek netice almak istemektedirler. Şer kuvvetler, bir taraftan insanları, birer dünya severler yaparak hayatın maddi zevklerine bağlarken, diğer taraftan onun varlığını ölüm tehdidi altında tutarak alabildiğince sömürmektedir.
İnsanlık sırf yaşamak için büyük fedakârlıklara zorlanmakta, birçok insan korku belasına, istemediği tarzda davranmakta, şerefini, haysiyetini, namusunu, hak ve hürriyetlerini feda etmektedir. Var olmak ve yaşamak esastır, bunun için her türlü fedakârlığa katlanmak gerekir türünden garip düşünceler geliştirilerek şeref ve fazilet gibi değerler görmezlikten gelinmektedir. Bu insanın alçalması demektir.
İnsan öyle bir noktaya gelmiştir ki, artık onun uğrunda ölebileceği ve hayatından daha aziz bildiği bir değer kalmamıştır. Allah, vatan, millet, bayrak, namus, şeref, hak ve hürriyetler için savaşıp ölmektense, bunlar olmasa da, sürünerek de olsa, şerefsizce ve namussuzca da olsa yaşamak için yaşamak düşüncesi insanı hayvandan daha aşağı derecelere indirir. Oysa, insan idealist iken ne kadar güzel ve yücedir, ideallerinden vazgeçince çirkin ve bayağıdır. Bu sebepten olacak Kuran’ı Kerim de şöyle buyrulmaktadır: “Biz, insanı en güzel biçimde yarattık, sonra onu, aşağıların aşağısına çevirdik.” (et-Tin 4-5)
İslâmiyet, insanlara, şerefle yaşamayı ve şerefle ölmeyi tavsiye eder. İslâm da müminler, kendi canlarını din, devlet, millet, vatan ve namus uğruna rahatça feda edebilirler ki, böylelerine şehit denir. İslâm’a göre, şerefle ölmek şerefsiz yaşamaktan daha yeğdir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.