- 1250 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Masal yazılı mektuplar -III-
Adın bir ses boyu yazıldığını ben söylemedim. Kimse de duymadı sesin susulduğunda silindiğini.
Ben tüm konuşmalarımı harflere havale ettim. Tüm atlıkarıncalar kanatlanıp uçmadan önce döndüler pervane.
Bir tasa su konulup kuru ekmeğin batırılıp yendiğini duymuştum. Yalnızlığımla kırıldığımda anımsadım yumuşatılıp yutulduğunu.
Sesim sözüme acı. Sözüm yetmiyor tırmalıyor sayfaları. İşte bu yüzden bazı harflerin kayboluşu, açılan boşluklara düşüşü.
Bir kör kuyunun üzerini dallarla örtüp yol sermişler üstüne, sürmüşler peşinden takip edenleri. Kimse kımıldamadığından yerinden yol öylece kalmış. Çünkü sevgililerini susarak çağırıyorlarmış.
Evinin önünde çamur birikintisinden tencere, tabak yapan minik kız, zülüflerini sıyırmış gözünden. Türküsünde çorba pişirip, ekmek doğramış, karnı doyuvermiş. Yoksa sininin başında bağdaş kurmayı bilirmiş.
Sonra bir tilki gelmiş. Kurt bunu da bilmiş. Ayı "İn evimin çatısından, çocuklarımın aşına toz dökme!" demiş. Keçinin boynuzunu inceltip, dava açmışlar aslana. Hakim akrepmiş. Kendini sokup öldürmüş.
Kim hangi masalı okusa o sesi duyarmış aslında... Sanki uyuma diye fısıldarmış ülkelerinin kapısı daha açılırken, gözlerin kapanmasına. Fakat masallar hiç alınmazmış.
Deve geçmiş elekten de dikenine gül takılmış. Görmek isteyenin gözüne, tutmak isteyenin eline batmış. Tahtı, kereveti yokmuş da, çıkan mı olmamış...
Sevgilim,
Masalım
Bugün de
Gördüğün gibi
Masaldım...
19.Ekim.2010
YORUMLAR
o kapılar yok mu o kapılar...ardında ne masallar var...tebrikler...masal tadında...
sarı yapraklar
Teşekkür ediyorum Sevgili kova...
Sevgimle...
kısa ama kullanılan her kelimede etkin bir tanımlama var...
bu da farklılığın akıcılığını oluşturan bir coşku olmuş...
kutladım...
sarı yapraklar
Teşekkür ediyorum Sevgili Mehtap...
Saygım ve sevgimle...