Müslüman Haritası : Vahiy

• 9 Ekim 2010 Cumartesi 07:51:07

Daha öncede benim okuduğum ve yaşamaya çalıştığım zamanlar vardı. Bu zamanlarda çok buhranlı günler geçti. Allah hidayetini, doğru yolu nasip ettikten sonra insan bu yolda durması daha bir önemli. Asıl önemli olan şimdi bu yolda durabilmek. Epey yara aldık, epey sendeledik. Ama gerçekten ne zaman Allah’a güvendik, bağlandık, gerçekten Rahman ve Rahim Allah’ı her şeyin sahibi, her şeye yön veren olarak bildik; o zaman inandık, iman ettik demekti.

Kur’anı dedim daha yakın oldu. Çok seviyorum Kur’anı çok. Canlı çok muhteşem bir ilahi mesaj. Mustafa İslamoğlu’nun tefsirini izliyorum elimden geldiğince 300 saatlik görüntülü tefsir. İşte alim parmağı ile ayı işaret ediyor kimi parmağa, kimi aya bakıyor; ben aya bakıyorum elhamdülillah. İnsana tüm bu alem bir işaret, Hakka götüren birer vesile. Alimler peygamberlerin varisleridir şimdi daha iyi anlıyorum. Onlardan çok var insan ararsa gökte yıldız sayısınca alim bulur çünkü yazmış oldukları kitaplar var. Yaşayan günümüz Alimleri de var. Bunlardan benim bildiğim Mustafa İslamoğlu, Mehmet Okuyan, Abdülaziz Bayındır, Mehmet Bayraktar şimdi aklıma gelen yıldızlar bunlar. Bazı insanlar yıldızlara bakarak yollarını bulur, bazıları yıldızları küçük görür. Çünkü yol bulmak için bakmaz yıldıza kafasında sabitlediği şer düşüncesi vardır; artık yolunu batıldan yana çizmiştir, o yolda yürür.

Kur’an müslümanın elinde ilahi bir hedefe götüren bir harita. Allah’tan gelen vahyi peygamberler ve ümmetleri kendi tarihleri içinde okuyup hedefleri olan Hakka kavuşmuşlardır. İnsan o haritayı eline alıp yüzünden okuması, ezberlemesi, dış kabına yaldızlar yapması her yere yazması güzeldir. Her zaman hatırlar gideceği istikameti, yoldaki engelleri bilir, dönemeçleri, yavaşlaması duraklaması gereken yerlerin farkına varır. Ama adım atmadan o haritayı okuduğunu, dahası haritanın amacı olan hedefe doğru yürüdüğünü, gereğini yaptığını söyleyemez. Şimdi çoğu müslüman Kur’anı böyle anlıyor. Hayatından uzak ezberlenen bir şey. Peki o haritadaki yerlere gitmeden yaşamadan, günümüzdeki atmosfer koşullarında hareket etmeden hedefe nasıl varacaksın. Sahabe dönemindeki fetvaları alıp her şeyi dondurup bu güne getirip ve şimdi o yolda şunlar şunlar vardır demek ona göre gitmeden bir şeyler yaptığını iddia etmek ne kadar saçma. Sahabe dönemini Kur’anı kavramadan taklit İslam’ı zamanı dondurmak demek. Elindeki haritayla tarihi ipek yolundan Çin’e gitmeye kalkmak. Peki şimdi kim yol gösterecek kim. Elbette günümüz alimleri, o doğru yolda iz bırakanların izlerinden gideceğiz. Yok onlara kayıtsız şartsız teslim olmak değil körü körüne bağlılık değil hem gökteki yıldızlara hem elindeki haritaya bakacaksın hem de önde giden Alimin izlerini takip edeceksin. O zaman doğru yoldasın, O zaman İslam’ın yolundasın demek.

Evet uzun oldu bu düşünce dünyasından çıkayım. Kur’anı alıp eline Allah’a götüren bir harita gibi okumalı. Bugünün Alimlerinin yürüdüğü yoldan daha önceki Peygamberlerin yolundan yürümeli. Daha önceki Peygamberleri, salihleri gökteki yıldızlar gibi takip ederek Allah’ın dosdoğru yolundan ayrılmadan kurtuluşa eren kullarından olmayı nasip etsin Allah’ım Amin Amin Amin

(Ekim 2010 İstanbul)