- 843 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
OKULLAR AÇILIRKEN
2010–2011 Eğitim-Öğretim yılı başlıyor, artık öğrenciler okullu oluyor. Milyonlarca açmayı bekleyen tomurcuk ve çiçekler mümbit okul ortamında öğretmenlerini bekliyor. Her şeyin zamanı var ve her şey zamanında güzeldir. İnsana yapılan yatırım ve hizmet, eğitim- öğretim faaliyetleri toplumun gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır.
Okullar açılırken her yıl olduğu gibi yine kayıt paraları, senin benim adamıma kontenjan, devletin okullara ayırdığı ödenekteki yetersizlikler, velilerdeki ekonomik telaş, yüksek öğrenimdeki kayıt ve harç paraları gibi etkenler, insanlarımızı bu ekonomik darboğazda daha da zorlayacaktır. İşin bu boyutundan, veli ve öğrencilerin zor ekonomik şartlar altında okumasından değil, eğitim ve öğretimin ana esasından bahsedeceğim.
Okulların toplumda önemli bir yeri var. Geleceğin insanları buralardan yetişecek ailesine, vatana, millete faydalı birer fert olacaklar. Ülkemizde15 milyon nüfusun eğitimi gelecek için çok önemli. Genç nesillerin ve kitlelerin donanımlı ve eğitimli olması ülkenin kalkınmasında etkili olacaktır.
Kurumlar içersinde okular insan tezgâhları ve fabrikalarıdır. Geleceğe donanımlı nesiller hazırlar. Bu yerler ki topluma adam gibi adam yetiştirme yerleri olduğu gerçeğidir.
Bundan dolayı okulun asıl işlevi; çok şey öğretmek değil, kişinin öğrenme kapasitesini geliştirmek olmalıdır.
Eğitim özel sosyal bir politika konusu değil, bizzat ana sosyal politika olgusudur.
Eğitim çağla, gelişmelerle, teknolojiyle yarışan, bir değer sistemini barındıran hüviyette dayanmalıdır. Toplumsal değerlerle çelişen, bir politika malzemesi yapılan eğitimden fayda beklenemez.
Eğitim sisteminin, bilgi toplumunun ve küreselleşmenin gerçeklerine uyum sağlayabilmesi için, amaçlarının çağın ihtiyaçlarına karşılık verecek şekilde yeniden belirlenmesi yanında, asıl mesele milli kimlikle yoğrulmuş bir sistemin kavratılmasıdır. Bunu sağlayacak müfredat ve her yönüyle donanımlı eğitmenler gerekecektir.
Eğitim ve öğretim ülkümüzü, Atatürk1 Mart 1922 de Türkiye Büyük Millet Meclisini açarken irat buyurdukları nutukta: “Asırlardan beri milletimizi idare eden hükümetler tamim-i maarif arzusuna izhar ede gelmişlerdir. Ancak bu arzularına vusul için şarkı ve garbı taklitten kurtulamadıklarından, netice milletin cehilden kurtulamamasına müncer olmuştur…” Demekte ve sözlerini şöyle tamamlamaktadır: “Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, her şeyden önce, Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine ve milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla savaşmak düşünce ve anlayışını vermek olmalıdır. Bunlardan yoksun fert ve cemiyetlere hayat ve istiklal yoktur” sözü unutulmamalıdır
Eğitim milli kimlikte verilmelidir, değerlerinden kopuk olmamalıdır.
Hayat hedefini bulmuyor, gayesine ermiyorsa bir yerlerde eksiklikler var demektir…
“Niçin adam gibi adam yetiştiremiyor, kalkınamıyoruz” un cevabını sistemde aramalıyız.
Kendi kültürünü, kendi değerlerini içselleştiremeyen, geliştiremeyen eğitimden fayda beklemek hayalle iştigaldir…
Dünyadaki bütün eğitim sistemlerinin ortak gayesi vardır. Merak eden, düşünen, araştıran, çağın gereklerini ve gelişmelerini doğru algılayabilen, kabiliyetleri ve eğilimleri en üst seviyeye çıkarma gayreti içinde olan, üretken insanlar yetiştirmektir. Bunu yaparken de asla millet olgusuna, kimliğe ters düşmemektir.
Eğitimin muhatabı direk insandır. Eğitim amacına ulaşması için, insanı iyi tanıması, yaratılış gayesine uygun, maddi ve manevi ihtiyaçlarına cevap verecek bir yapıda olması gerekir. Eğitimin önemli bir fonksiyonu da, insanların doğuştan getirdikleri farklılıkları dikkate alarak onları doğru, teknik ve metotlarla istikametlerde geliştirmesidir.
Her şeyiyle eğitim slogancı ve ideolojik muhtevadan arındırılıp doğru esaslara dayalı, uygulanabilir, ihtiyaca cevap verebilen, çağdaş metotlara sahip ve demokratik olmalıdır.
Din eğitimi esasına uygun, doğru ve aslı çizgisinde, çağın idrakiyle sentezlenmiş bir anlayışa sahip, tüm eğitim kademelerine nüfuz etmelidir.
Her ne hikmetse Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 2. maddesinde belirtilen “Türk Milli eğitimi’nin genel amacı; Türk milletinin bütün fertlerini, Türk milletinin milli, ahlaki, insani manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmektir.” Sözleri kitaplarda, satır aralarında kalmamalı, bu esaslardan asla vazgeçilmemelidir...
Eğitim insan ve toplumların değişmesini sağlayacak en önemli faktörlerden biri olduğuna göre yapılacak iş; bir toplumun bütün kültürünü nesiller boyunca nakletmektir. Eğitimin birinci görevi, kültürü geleceğe taşımaktır. Nesilleri bu kültür etrafında toparlamaktır. Bütün ilimlere ve bilgi disiplinlerine, kültür olgularına milli kültürümüzün kalıcı eskimez prensiplerinin, nihai hedeflerinin ve stilinin damgasını basmaktır.
Bu düşüncelerle yeni eğitim-öğretim yılının milletimiz için hayırlı; öğrenci, veli ve öğretmenlerimiz açısından sağlıklı, başarılı, mutlu geçmesini temenni ediyorum…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.