- 1762 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Zaman Nedir?
Zaman, bir anı başka bir anla kıyasladığımızda ortaya çıkan algıdır. Penceremizden caddeye baktığımızda, görüş alanımıza giren ilk araç ile ikinci aracı gördüğümüz an arasında bir süre olduğunu düşünür ve arada geçen süreye zaman deriz. İkinci aracı gördüğümüz anda, ilk aracın bilgisi zihnimizdeki bir bilgidir; o bilgiyi yaşadığımız anla kıyaslar ve zaman algısını elde ederiz. Bu kıyaslamayı yapmasak zaman da olmayacaktır.
Aynı şekilde, gece yatağımızda yatarken susamamız, kalkıp elektrik düğmesine basmamız, mutfağa ilerlememiz, bardağı raftan alıp içine su doldurmamız ve içmemiz; kısacası yatağımıza tekrar yatana kadar geçen süreç, yalnızca beynimizde yer alan bilgilerdir.
Bizler beynimizde muhafaza edilen birtakım bilgiler arasında kıyas yaparak zaman algısına ulaşırız. Hafızamız olmasa, beynimiz de bu yorumları yapmayacaktır ve dolayısıyla zaman diye bir algı da oluşamayacaktır. Hatta hafızamız olmasa, şu ana kadar yaşadığımız yıllara dair bir bilgi de beynimizde bulunmayacak ve bizim için yalnızca şu ‘an’ olacaktır.
Zaman algıdan ibarettir ve tamamen algılayana bağlı, yani izafi/göreceli bir kavramdır. Zamanın göreceliğini rüyalarımızla açıklayabiliriz. Saatlerce sürdüğünü zannettiğimiz rüyalarımız, aslında birkaç dakika ya da birkaç saniye sürer.
Arkadaşlarımızla oturup, sohbet ettiğimizi düşünelim. Ne kadar süre birlikte olduğumuz konusunda, herkes farklı bir zaman süresinden söz edecektir. O halde zamanın akış hızıyla ilgili bilgi, algılayana göre değişmektedir.
A. Einstein ve İzafiyet Teorisi
İzafiyet Teorisi 20. yüzyılın en büyük fizikçisi olan Albert Einstein’a aittir. Görelilik kuramı olarak da isimlendirilen teoriye göre uzay ve zaman bir algıdır. Mutlak zaman yoktur; uzay ve zamanı algılamamız, bulunduğumuz yere ve hareketlerimize bağlıdır. Bir cismin hızına ve konumuna (çekim merkezine olan uzaklığına) göre, zaman hızlı veya yavaş geçer. Cisim hızlandıkça (çekim merkezlerinin yakınında) o cismin üzerinde zaman yavaşlar. Yani hız arttıkça zaman kısalır, sıkışır; daha yavaş işleyerek sanki ‘durma’ noktasına yaklaşır.
Einstein’ın çok bilinen ‘ikizler’ örneği ile açıklarsak: İkiz kardeşlerden biri Dünya’da kalır, diğeri ışık hızına yakın bir hızla uzay yolcuğuna çıkar. Uzaya çıkan kardeş, geri döndüğünde ikiz kardeşini kendisinden çok daha yaşlı bulacaktır. Bunun nedeni uzayda hızla seyahat eden kardeş için zamanın daha yavaş akmasıdır.
Bir cismin hızı gibi, konumu da zamanı etkiler. Genel Görelilik Kuramı, çekim merkezlerinin yakınında zamanın daha yavaş geçtiğini kanıtlar.
Ünlü fizikçi Stephen Hawking, bu gerçeği yine bir ikiz örneğiyle şöyle anlatır:
"Görelilik kuramı mutlak zamanı çöpe attı. Bir çift ikizi düşünelim. Diyelim ki ikizlerden biri dağın tepesinde yaşasın, ötekisi deniz yüzeyinde. İlk ikiz (yani dağın tepesinde yaşayan) ikincisinden daha çabuk yaşlanacaktır. Yani yeniden karşılaştıklarında öbüründen daha yaşlı olacaktır." (Stephen Hawking, Zamanın Kısa Tarihi, s.54)
NASA: “Uydu Yörüngelerindeki Sapma İzafiyeti Doğruluyor, Einstein Haklı Çıktı"
Görelilik kuramının doğruluğu, iki bilim adamı; Ignazio Ciufolini ve Erricos Pavlis tarafından çeşitli ölçümler yapılarak kanıtlandı. NASA, projeye 600 milyon dolarlık bir bütçe ayırmıştı. NASA’nın yetkililerinden olan Erricos Pavlis, Einstein’ın, Dünya gibi büyük cisimlerin kendi eksenleri etrafında dönerken uzay ve zamanı büktüğünü söylediğini, kendilerinin de bundan yola çıkarak araştırma yaptıklarını belirtti. Araştırmanın sonucunda ölçüm yapılan uyduların yörüngesinde Dünya’nın dönüş yönünde yılda iki metrelik sapma belirlendi. Yani uydular yörüngelerinden yılda iki metre kadar dışa doğru itiliyorlardı. Bu, Einstein’ın uzay-zaman sürüklenmesiyle ilgili hesaplarıyla %99 uyumlu bir bulguydu.
Einstein, uzay-zamanın maddeden ayırt edilemeyeceğini, maddi cisimlerin varlığıyla koşullandığını ve güçlü çekim gücü yaratan cisimlerin yakınında uzayın ’eğrildiğini’ iddia etmişti. Einstein’ın teorisi şimdiye dek birçok açıdan doğrulandı…
Tüm bu bilgilerden çıkan sonuç, zamanın algı olduğu gerçeğinin bir kez daha kanıtlanmış olmasıdır. Ve bu gerçek, yüzyıllar önce Kur’an’da haber verilmiş bir bilgidir.
Devam edecek...
YORUMLAR
devam edecek olmasından memnun oldum. böylesine değerli bilgiler ummadığınız anlarda karşınıza çıkınca bulmuş gibi oluyorsunuz. beğenerek okudum. ellerinize sağlık.
öyküde yeni çizgiler deneyen bir arkadaşım zamanı sadece "an" olarak işleyen bir öykü yazmıştı. algılamakta epeyce zorlanmıştık. gelecek de "an"la anlatılıyordu öyküde geçmiş de. zamanı sistemik olarak kurgulamış olan zihnimizde öyle çelişkiydi ki bu anlatı, hikaye tümden yanlış gibi algılanıyordu.
fakat ne yalan söyleyeyim yanlış gibi algılanmasına rağmen atmosferi çok büyülüydü öykünün..
teşekkürler..
Zaman önemli.
Müslümanlar için çok çok önemli.
Her şeyin bir zamanı olması ve mutlaka bir zamanda gerçekleşmesi düşündünücü.
İbadetlerimizin bile bir zamanının,bir vaktinin olduğu bir gerçek.
Zaman da bitici.
Onun için iyi ve faydalı işlerle, hizmetlerle değerlendirmemiz şart.
Zamanı hoyratça harcayanlara acımışımdır hep.
Zamanı doğru ve güzel değerlendiren insanlardan olmak dileği ile...
Selamlar...