- 1204 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Tarhana
Tarhana… Kışın vazgeçilmez tadı… Yeri gelir tek başına bile yemek olur…
Kesin aylardan ağustostu. Domateslerin iyice olgunlaşıp, ucuzladığı, yazın sıcaklarının arttığı zamanlar… Ve anneannemin de tarhana yapma zamanı…
Domatesler bahçeden toplanır, annem ekmiştir çünkü daha önce, ilaveten tanıdık birkaç kişiye de kilolarca ısmarlanır, bir güzel doğranırlar anneannemin hamur teknesine. Soğan, dereotu, maydanoz, nane de ilave edilip koca tencerelerde kaynatılır, süzülür, soğutulur sonra unu mayasıyla yoğrulurdu. Bekletilirdi bir de üzerine bir tülbent atılıp. Mayalanırmış…
Bir sabah evin çıkmasından avluya indim arka bahçede. Gözümün üzerine doğru bir hareket var fakat tam olarak seçemiyorum, çocukluk… Sonra arkamdan annemin sesi: “Anneee, sen nasıl çıktın oraya!!!
Salıncaklı dut ağacının yanında kümes, kümesin içinde ileri bölüm olan tünekleri, arkasında eğik gövdesini odunluğa yaslamış olan kocaman erik ağacı, az bir mesafeyle komşu bahçenin duvarı. Erik ağacı sanki büyücek bir çınar, bayağı bir yıllanmış, çocuk olsam da, kollarımla sarıldığımda ancak yarısından biraz fazlasını sarmış oluyordum.
Anneannem de tarhanayı sereceği en uygun yer olarak ağaçların dallarının üzerinde olmadığı odunluğun üzerini seçmişti. Kimse görmeden yerine geçmişti bile… Bu arada tombiş bir torun olan ailede diğer bireylerin ters orantı içinde olacağı düşünebilir. Bu mümkün. Ancak bizim ailede doğru orantı mevcuttur. Bu durumda da annemin şaşkın ve gür bir sesle anneanneme seslenişinin ne kadar anlam içerdiği daha bir öne çıkıyor.
Sıra geliyor, tarhana teknesi, temiz örtüler, gerekli malzemelerin aşağıdan annem tarafından yukarıya uzatılmasına. Onlar da tamam. Anneannem çıkar da ben çıkamam mı… Bir ayak eriğe, bir ayak bahçe duvarına, biraz sarılma, biraz tutunma, hop yukardayım. Üstelik çok da zevkli, hem de güvenli, tutunabileceğin yer çok. Ne iyi fikir şu tarhana!... Hele odunluğun üzeri…
O gün anneannemin yanından hiç ayrılmadım. Ben de yaptım tabi. Elimizde toplayıp yassıltıp, yaydığımız örtüye güzelce sıraladık. Örtünün kenarlarını kıvırdık, böcek girmesin diye. Arta kalanları uç kısma aşağıdan alınacak gibi dizdik. Önce ben indim. Anneannem arkadan geliyor…
Mutlu bir çocuk olarak tavuklarımızla, doğanın yeşilinde, sessizliğinde, salıncağımın çekiciliğine kapılım zamanın nasıl aktığını anlayamamıştım bile… Derken annem seslendi:
-Hani, nerdesiniz? Bitmedi mi daha… Akşam oldu…
Duydum, evet, sanki annem bize sesleniyordu. Hava kararıyordu. İyi de bahçede bir tek ben vardım!
Ben sanmışım… Annem geldi yanıma, anneannemi arıyoruz. Bir de baktık kümesin arkasında, erik ağacının dallarının arasında, odunluğun tepesinde öylece oturur…
-E hadi anne, ne yapıyorsun orda, insene!
-E bir yardım ediverin de ineyim…
Ben kesin anneanneme çekmişim…
Benden yardım isteyememiş, gidip anneme söylerim diye. Uğraşmış durmuş orda. Arada oturup dinlenmiş. Düşerim daha kötü olur diye de cesaret edememiş…
Velhasıl, bu da son çıkışı oldu odunluğa…
Annemin günahı ne! Neymiş efendim, orada güzel kururmuş, açıklık filan, daha havadar, üzerine toz düşmezmiş… Ancak bunun arada gidip kuruyuncaya kadar tersini çevirip, sonra küçük parçalara bölüp, ufalanması var… “Ben çıkmam!” dedi annem. “Çocuklarım var!” Bu arada benden iki yaş küçük bir erkek kardeşim. Ancak sanırım o pek yanımda dolaşmazdı…
Benim için çok eğlenceli zamanlardı…
Herhalde annem hayatı boyunca odunluğun tepesine çıkmama hiç bu kadar memnun olmamıştı…
Bir de daha lezzetli içtiğim bir tarhana…
YORUMLAR
TARHANA DENİNCE UŞAK'TAN BAŞKA İL TAIMAM.SICAK VE SOĞUKTA YENİR.8bak şimdi canım istedi)
GÜZEL YAZINIZI KUTLARIM..
ÇOK GÜZEL YAZI KEYİFLE OKUDUM .TARHANA YEMEĞE GELİYORUM HAZIRLANIN..
SEVGİLERİMLE...
sarı yapraklar
:)
Çocukken tombikmişim. Sorarlarmış:"En çok ne seversin?" diye
-Tarhana çorbası, makarna, dermişim...
Siz gelin, neden olmasın... :)
Sevgimle...
insanın emeği bulaşınca her şey nasıl da tatlı geliyor:))çok güzel bir anıydı keyifle okudum...tebrikler ediyorum...selam ve sevgilerimle...
sarı yapraklar
Teşekkür ediyorum Sevgili kova,
Sevgimle :) Selam ile...
köyde eskiden tandırlar vardı evin bir köşesinde ve yayık ayranı çalkaması yapılırdı bir ileri bir geri sallama şeklinde ,işte o tandır ekmeği ve yayıktan çıkan ayranın üstündeki sarı yağ tanecikleri ne güzel kokulardı ve rüyalar..
lacivertiğnedenlik tarafından 7/27/2010 4:45:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
sarı yapraklar
:)
Teşekkürlerimle canım...
Kaleminin ve yüreğinin izindekilerle, renklendi, doldu sayfam...
Sevgimle...
Ne kadar güzel anlatıyorsunuz. Yaşatıyorsunuz adeta.. Canım sıcacık tarhana çekli. Evde de yok ne olacak şimdi? Soğumadan senin yazını okuyayım bari bir kere daha. Harikaydı. Sevgilerimle..
sarı yapraklar
:)
Sıcacık, içten yorumunuza çok teşekkür ediyorum Sevgili AYSEL AKSÜMER...
Sevgimle, saygımla...