- 530 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TUHAF BİR 'HOŞGELDİN'
Yüzleri siyah boyalarla sansürlenmiş insanlar... Her köşe başında, her dönemecin ucunda, her yolun ortasında, her ağacın arkasında… Hepsinde parçalanmış kalplerinin çaresizliğinden açılmış utanç torbaları… Hepsi de aynı anlamsız hatanın içinde…
Ben de o belirsiz saatlerin içinde, yırtık poşetimle yürüyen uyurgezerlerdendim. Bakışlarımda bir aşkın ağır fiskesi, cümlelerimde bir yenilginin monoton takvimi… Bir dilim sevinç kesmemişti hevesimi ve başladı yalnızlık mevsimi…
Üşüdüm… Yüzünü gördükçe daha çok üşüdüm. Sesini duydukça daha çok… Hele gözlerin, ölümsüzlükten daha uzak… Sonra dokunuşunu hissettim. Yüzümde dondu gözyaşım. Tuzu bile bulaşamadan çatlamış dudaklarıma.
Bir zamanlar hayaldin sadece. Kendi içimde çözemediğim bir bilmece… Uykumda tanıştığım çekingen siluetin; gözlerin yok, ellerin de. Gölgen var, bir de sesin. Benim üflesen uçacak ruhum gibi incecik resmin.
Süpürdükçe tozları kalktı sanal mutlulukların. Her nefeste içime işledi var gücüyle çarpan elektrik. Her öksürükte yanmış plastik kabloları döktüm içimden. Kulaklarım çınladı patlarcasına. Oysa kalbin can çekişirken ellerimde, korkardım anlatmaya parçalanırsa diye. Parçalanırsa genzimi yakacaktı acısı, tıpkı yanmış plastik kokusu gibi. Ben çektikçe ciğerlerime artacaktı öksürüğüm. Yavaşça yok olacaktım.
Sondan geriye doğru saydım. Her rakamda daha da azaldın. Sınıra gelince orada kaldın. Standardı aşmayan bir histi yaşadığım, ya da hissizlik. Mutluluk da yoktu, mutsuzluk da. Her şey kolaylaşmıştı bir anda. Sonra bir ses yankılandı; sürpriz…!!!
Dondum kaldım. Sanki sınır çizgisini kusacaktım. Gülümsedim, yuttum… Hoş geldin… İyi ki geldin…
YORUMLAR
Yüzleri siyah boyalarla sansürlenmiş insanlar... Her köşe başında, her dönemecin ucunda, her yolun ortasında, her ağacın arkasında… Hepsinde parçalanmış kalplerinin çaresizliğinden açılmış utanç torbaları… Hepsi de aynı anlamsız hatanın içinde…
Ben de o belirsiz saatlerin içinde, yırtık poşetimle yürüyen uyurgezerlerdendim. Bakışlarımda bir aşkın ağır fiskesi, cümlelerimde bir yenilginin monoton takvimi… Bir dilim sevinç kesmemişti hevesimi ve başladı yalnızlık mevsimi…
Üşüdüm… Yüzünü gördükçe daha çok üşüdüm. Sesini duydukça daha çok… Hele gözlerin, ölümsüzlükten daha uzak… Sonra dokunuşunu hissettim. Yüzümde dondu gözyaşım. Tuzu bile bulaşamadan çatlamış dudaklarıma.
Bir zamanlar hayaldin sadece. Kendi içimde çözemediğim bir bilmece… Uykumda tanıştığım çekingen siluetin; gözlerin yok, ellerin de. Gölgen var, bir de sesin. Benim üflesen uçacak ruhum gibi incecik resmin.
Süpürdükçe tozları kalktı sanal mutlulukların. Her nefeste içime işledi var gücüyle çarpan elektrik. Her öksürükte yanmış plastik kabloları döktüm içimden. Kulaklarım çınladı patlarcasına. Oysa kalbin can çekişirken ellerimde, korkardım anlatmaya parçalanırsa diye. Parçalanırsa genzimi yakacaktı acısı, tıpkı yanmış plastik kokusu gibi. Ben çektikçe ciğerlerime artacaktı
BAZI HATALAR VARDIR DÖNÜLMEZDİR..DÖNÜLSEDE HOŞ OLMAZ SONUÇ...TEDBİRİ ELDEN BIRAKMAMAK LAZIM...
GÜZEL BİR YAZI OKUDUM...TEŞEKKÜRLER..