Teo ile Neo
Bayan Türkoğlu bir konuşmasını şöyle bitirmişti:
"İşte bütün tedirginliğim; bu nedenle, zekanın bir müddet sonra yerini şansa bırakacağındandır."
Herhangi bir fi tarihinde, havaların insan zihnini etkilemeyi başaramadığı zamanlara denk düşen, ılık samyeli rüzgarlarının canlıların tenini okşadığı bir günde, Mezopotamya Havzası’nın güney kesimleri olduğu varsayılan yerde, nedenini şuana kadar hiç kimsenin anlamayı başaramadığı vakalar, dönemin en akıllı iki mirini savaşın eşiğine getirmişti. Gerek anlamsız olduğu düşünülen hırsları, gerekse A Rh kanlarına karışan tılsım, aralarındaki savaş ön hazırlığını beyin fırtınasına dönüştürmeye yetmişti.
Kumandan Neo’nun hakim olduğu doğu tarafı reayası, bir taraftan Neo’nun ağabeyi Teo’nun üzerindeki iktidar aşkına anlam veremiyor, bir taraftan da Neo’nun neden olaya hala barışçıl yönden yaklaştığının sebeplerini anlamaya çalışıyordu. Esasen durum halkın sezdiği türden değildi ama o zamana damgasını vurmuş lider, havanın bu türden algılanmasına zemin hazırlayacak zekaya sahipti. Zaten o bu yüzden tarihe damgasını vurmuştu. Teo, Neo’nun ağabeyi, ise taarruz hazırlıklarına çoktan başlamıştı.
İki tarafın halkı da, aynı soydan gelmesine rağmen öyle büyük kin ve nefret duyguları beslemişlerdi ki düşmanına, nedenini anlamak zor değil. Hem Neo’nun, hem de Teo’nun, kardeşine “Ben senden daha zekiyim, bu yüzden genel lider ben olacağım, tüm soyumuza ben emir vereceğim!” tarzındaki egemenlik anlayışı ve sahip oldukları bilgi potansiyelini kullanmalarındaki tartışmasız başarıları ki bunu büyük insan topluluklarını kendilerine bağlayarak ve aralarındaki bu çatışmaya farklı bir boyut kazandırarak kanıtladılar, onları lider yapan tek unsur bu olsa gerek.
Neo, geniş düzlükteki yegane dağlardan birinin doğusuna, Teo ise aynı yerdeki aynı dağın batısına taşımıştı yandaşlarını. Kabileleri birbirine bağlayan iki yol vardı (tasvire göre normalde üç yol olması gerekirdi ama o zamanın coğrafik yapısına göre yolların iki tane olduğu varsayılıyor). Biri düz yayladan geçen, ulaşımı basit ve zahmetsiz olan; diğeri ise, dağın farklı sarp noktalarını dolanan, ulaşımı oldukça zahmetli dağ yolu.
Yörenin fiziki yapısını tam anlamıyla mükemmel tanıyan mirleri asıl telaşlandıran, tüm bildiklerinin kardeşi tarafından da bilindiğinin bilinmesiydi.
Teo tarafında taarruz cephesi:
(Fikirler bizzat Teo tarafından irdelenir.)
- Neo çok aptalsa dağ yolunu seçmeliyim. Çünkü o benim normal yoldan geleceğimi düşünür ve oraya pusu kurar.
- Neo aptalsa normal yolu seçmeliyim. Çünkü o benim, ilk düşündüğümü düşünür ve dağ yoluna pusu kurar.
- Neo aptal değilse dağ yolunu seçmeliyim. Çünkü o benim, ikinci düşüncemi düşünür ve normal yola pusu kurar.
- Neo akıllıysa normal yolu seçmeliyim. Çünkü o benim, üçüncü düşünüşümü düşünür ve dağ yoluna pusu kurar.
- Neo çok akıllıysa dağ yolunu seçmeliyim. Çünkü o benim, dördüncü düşüncemi düşünür ve normal yola pusu kurar.
Teo’nun bu düşündüklerini sonsuza kadar düşünmesi gerekmez. O, bu birkaç düşünceyle genellemeye ulaştı.
Neo tarafında müdafaa cephesi:
(Fikirler bizzat Neo tarafından irdelenir.)
- Teo çok aptalsa dağ yoluna pusu kurmalıyım. Çünkü o benim, normal yolda tuzak kuracağımı düşünür.
- Teo aptalsa normal yola pusu kurmalıyım. Çünkü o benim, ilk düşündüğümü düşünür.
- Teo aptal değilse dağ yolunu seçmeliyim. Çünkü o benim, ikincideki gibi düşündüğümü düşünür.
- Teo akıllıysa normal yola pusu kurmalıyım. Çünkü o benim üçüncüdeki gibi düşündüğümü düşünür.
- Teo çok akıllıysa dağ yoluna pusu kurmalıyım. Çünkü o benim dördüncü düşüncedeki gibi düşündüğümü düşünür.
Neo’nun da sonsuza kadar düşünmesi gerekmez. Çünkü o da bu birkaç düşünceyle genellemeye ulaştı.
Sonunda düşüncelerinin anlamsız, savaşmalarının yersiz olduğu kanısına vardılar birbirlerinden habersiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.