ZİGORAL FAUNDEN 1
Zamanın acıları yüzüme çarpmıştı, acımasız kaderin rüzgarlı tokadıyla. Bense bir nebze olsun yaptıklarımdan pişmanlık duymuyordum hala. Zaman bir ırmaktan akarak ilerliyordu ama beni etkilemeyecekti de yakında, onun bana çektirmek istediği acılar. Zimatlığa koşuyorum ardımda binlerce fani kefan şimdi ben düşmeden bitirirsem bu koşuyu ölümsüz bir hayata adım atacaktım, zamansa benim tükettiğim yemekten başka bir şey olmayacaktı. Müzik suyum kefanlar kölem olacaktı. İşin pirinden ders almıştım zemat olmaya karar vermeden önce. Evet yaptığım biraz zalimlikti ama ne yapalım böyle olması gerekiyordu. Zimat Zigoral ismini almam da ordan geliyordu. Kayıp dilde zigor çaresizce acımasız olan bir meleğin adıydı . Ann ise iblisin gerçek adıydı...
Yıl 2009
Yer Antalya
Mekan Beachpark
Denizde yüzüyordum, Zimat Pirr-ül Paninanas şans eseri yanımda yüzüyordu. İkimizde yavaş yavaş ilerlere doğru yüzüyorduk en ilerde biz vardık. Gerimizde kalanlar hayretle bize bakıyordu. Bir süre sonra ben acıktığımı hissedip sahile geri döndüm. Dönüşte kulağıma Manga- Her aşk ölümü tadacak melodileri geliyordu, bu tür şarkılarsa beni mest ediyordu. Ben bir an için şov yaparak ilerledim sahile. Bir başka tabirle kopmuştum ve gözlerimi açtığımda sahile çoktan varmıştım. Karşımda bir öğrenci topluluğu beni izliyordu. Aslında sadece onlar değil bütün sahilin gözleri bendeydi. O öğrenci topluluğunda daha önce hiç görmediğim kadar güzel bir kız vardı. o neydi öyle... İnce kaşları, hafif tombul, ufak yüzü, yeşil gözleri, uzun boyu, üçgen dudaklar, sakin tavırları, umursamaz bakışları onu bana mest ediyor ama kendini ele vermiyordu.Bu şovdan sonra ben onun beyaz tenli yüzüne güven dolu, aşk dolu bakışlar fırlatıyordum. AMa şimdi Aylin aslım çalıyordu Ben Kalender Meşrebim... Ben yine sov yapmaya başladım beach klup beni görmüş olacak ki sesi iyice açtı. Ben şov yaparken onun gözlerine bakıyordum, coşmuştum artık, kimse bana gülmüyordu aksine tamamı hayranlıkla izliyordu. Kimi zaman gitarcıydım, kimi zaman solist, kimi zaman batesrist, kimi zaman da dansçıydım.
"Ben kalender meşrebim güzel çirkin aramam...
Gönlüme bir eğlence isterim olsuuun
Saçları samur, gözleri mahmur
Birazda şirin olsuuun
dırırıdrır dırı dırır dın
Kaşı gözü kara olursa olsun
Yanında bir beni mutlaka olsun
Endamı şanlı sohbeti tatlı
Birazda şahin olsuuuun"
Şimdi kendimi gözteriyordum ona bakarak, bana gülümsedi, bende gitarist oldum
"Yanbakışı yaksın cilvesi yıksın
Olursa böylesi böylesi olsun
Gözleri şahpaz gerdanı beyaz
Birazda tombul olsun"
Bu kısmı söylerken beyaz zincirden yaptırdığım askeri künye tarzı yaptırdığım beyaz kolyemi gösterdim. Aylin Aslım beni coşturuyor benşov yapıyordum. İnsanlar bana bakmakla yetiniyordu. Şarkı bitti, ben kahkahaya boğularak yere yattım. Müzik bana enerji veriyordu, bende arada böyle umursamaz halde hareket ediyordum. Ama ilk kez insanlar bana bu kadar dikkatle bakmıştı, bu benimde hoşuma gitmişti. Şöyle bir etrafıma bakındım. Herkes bana bakıyor gülmekte bana eşlik ediyordu kimisi alkışlıyordu kimi ıslıklıyordu ama o kız gene normal davranıyordu. Anormal mi demeliydik, bu umursamaz tavırlar beni ona çekiyordu sanki... Ayağa kalkıp yanına gitmek istedim bir an, yok yok yapmamalıydım. O soğuk davranacak bense onun ayaklarına mı kapanacaktım. Ve şimdi o liseli grup bana doğru geliyordu. Yüzümü denize doğru çevirdiğimde Panianasda çoktan gelmişti. Yanıma oturmaya hazırlanıyordu, bir metre yan tarafıma havlusunu açıp uzandı. Liseli grup yaklaşık 10-15 kişiydi. Aralarından esmer tenli bir erkek geldi yanıma.
"O neydi öyle baba"
"Neye benziyordu"
"Ben böyle güzel şov yapan şarkıcı görmedim"
"Şarkıcı değilim ki"
"Ama bu taklitlerin süper"
"Hoşunuza gittiyse ne güzel"
"Gitmez olurmu be abi"
"Ben içimden gelerek yaptım, kendimde eğleniyorum"
"Nası yani önceden çalışmıyorsun bu figürlere"
"Yok hayır o an olan şeyler"
Şimdi bir başkası konuşuyordu, bu bir kızdı 1,80 boylarında, balık etli idi üzerinde beyaz bir badi ve eskose bir gömlek vardı. Bu çocuğun kendinden emin tavırları yoktu. Sanki biraz üzgündü. Grubu biraz südüm, sessizce bakınıyordum onlara, aralarında uzun boylu kız yoktu. O biraz önce oldukları yerde oturmuştu. Ve sonradan Panianas olduğunu öğreneceğim kişi yanımda oturmuş dikkatlice konuşmalarımızı dinliyordu. Ben hala o uzun kızın neden benle ilgilenmediğini düşünürken bu hüzünlü melodiler gibi konuşan kız bana konuştu.
"Bir daha yaparmısın"
"Yok"
"Lütfen"
"Ama öyle bir anda oluyor"
"Hadi naz yapma lütfen ama"
"Çalacak şarkıya bağlı"
Şimdide Panianas bana konuştu. Panianas kaslı vücudu, seksi bacakları ile her genç kızı fethedebilirdi. Boynuna kadar uzun saçları vardı. Altında Mavi billabong’ u vardı üstüne siyah bir badi giymişti. Denizden yeni çıktığından dolayı ıslanmıştı.
"Ne istersin"
"Türkçe rock olsun yeter"
Ufak bir gülümseme attı, arkamızda kalan beach klupten bir eleman çağırdı. Elemana birşeyler söyledi ben liselilerle konuşmaya devam ederken. Tekrar bana döndü.
"Evet ne istersin"
"Ben kendim seçsem, kabine ben geçsem."
"Geç hadi bize birşeyler göster"
"Tamam"
Şimdi beach klüp’ ün ufak sahnesindeydim. 84 KGB yi çalmaya başladı, eko ayarlarını ben yapmıştım tam kendi kulağıma göre...
"Kimseler görmesin, kimseler bilmesin, benimle yaşasın ölsün bu sevda."
Boynum bükük sessizce söylercesine yapmıştım bu kısmı. Ama o da ne! Sahneye o uzun boylu kız geld. Ve Dans etmeye başladı.Ben bu kısımdan sonra gitarist şovuma geçmiştim ki oda jackson dansı türünde bir şeyler yapmaya başladı. Gülümsedim sözlü kısıma geçtiğimde ve ona yer açtım geride şovuma devam ettim. Süper bir ikili olmuştuk.
Hiç bir şey yapmadan öylece izledin beni alay eder gibi
Ah zamana bıraktın çünkü biz hep yarım kaldık bir masal gibi
Of olmuyor bir türlü başlamıyor sen olamazsan şu kalbim
Kimseye boyun eğmiyor beğenmiyor
Şimdi ben onun yanına gittim birlikte dans ediyorduk, Ellerim gözlerimde, sus işareti vee o bana ateş ediyor ben düşüyorum, ben düşün yarı yolundayım o beni tutuyor.Ama ben tekrar düşüyorum yere yorgun bir şekilde....
Kimseler görmesin kimseler bilmesin benimle yaşasın ölsün bu sevda
Durdurak bilmeden yaşlarım dinmeden benimle yaşasın ölsün bu sevda
Tekrar ara sözlere gelene kadar ben baterist olup tekrar geri plana çekilince o michael jackson dansına geri döndü. Nakarat kısmına gelene kadarda o önde kaldı.
Koşulsuz sevmedin tutarsız dinledin beni bir çocuk gibi
Ah uzaktan yön verip tenimden sakındın beni yabancı gibi
Af olmuyor bir türlü başlamıyor sen olamazsan şu kalbim
Kimseye boyun eğmiyor beğenmiyor
Nakaratta yanına gittim ilk nakaratta ilk hareketlerimize benzer hareketler yaptık ikinci kısımda kabinde sesi daha da açınca bağırırcasına hareket moduna geçtim onun karşısındaydım şarkının son kısmında bu sevda kısmı sessiz ve enstrümansızlaşıyordu o anda önüne diz çöküp söyledim bu sözleri seslice.
Herkes bizi alkışladı. İnsanlar bize bakıyor biz birbirimize o hala sakindi. Ama şimdi tatlı bir gülümseme gelmişti yüzüne, işte bu benim hoşuma gitmişti.Yanıma geldi
"Gökçe 5 Kuruş ne dersin yaparmısın"
"Senin için neden olmasın"
"E hadi o zaman"
Dj kabinindekine söyledim ve o da çalmaya başladı.
O yine öndeydi ben arkada, ilk baterist olarak başladım o ize kendine has hiphop - capuera karışımı bir dansa başladı. Sözler başladı ben vokalistliğe geçtim
Beş kuruş yok çantamda,
Aklım beş karış havada ha ha ha ha ha ha ha.
Akşamdan kalma yine dolaştım sokaklar da ha ha ha ha ha ha ha.
Ölçüsüz ilişkiler anlamsız düşünceler ha ha ha ha ha ha ha.
Benim evim benim param benim tenim benim kedim,
Herkes kendine yaşar ha ha ha ha ha ha ha.
O dansına devam ediyordu. Ve nakarat kısmı geldiğinde çok çok ları o söylemeye başladı bense devamını getirdim.
İnsanlar böyle sabırlı ol bekle,
Değişirler diye kendini kandır sende.
Çok çok çok çok çok çok alışığım.
Çok çok çok çok çok çok karışığım.
Çok çok çok çok çok çok akılsızım.
Çok çok çok çok çok çok parasızım.
Parasızımda kafamı eğik durumdan yavaş yavaş yukarı doğru kaldırırken, ellerim hayali mikrofonu tutuyordu. Sonra cüzdanımı yere attım.
Tekrar ara sözlere gelindiğinde o cebinden çıkardığı bone üstünde başüstü dönmeye başladı. Nakarata gelince kalktı aynı sahneleri birbirimizi bilerek yaptık.
İş güç hesap kitap,
Küçük eksiksiz yalanlar at at at at at at at
Oyunun kuralı bu uymazsak nolur sonu hu hu hu hu hu hu hu
İnsanlar böyle sabırlı ol bekle,
Değişirler diye kendini kandır sende.
Çok çok çok çok çok çok alışığım
Çok çok çok çok çok çok karışığım
Çok çok çok çok çok çok akılsızım
Çok çok çok çok çok çok parasızım
Şimdi Esin İris’ leri o söylercesine yapıyordu. Ben gökçeleri...
Kaç para kaç hadi deli gibi saç,
Renkte bir numara yok kafasına taç.
Altına birileri sürüyo bir taht,
Onun aklına birileri koymuşda.
Düşünce aynı basit ve tutarsız,
İçindeki ayna o kırılır umarsız,
Durumu umutsuz o kalır mı yalnız,
Cebine para koy ama ne kadar adamsın.
Kaç para kaç hadi deli gibi saç,
Alışığım...
Yok ki bir nedenim dışarıya pür neşe,
Karışığım...
Belkide akıl edip susmalıyım ama ben,
Akılsızım...
Onlar yaşıyolar onlar tadıyolar onlar para dolu ben,
Parasızım...
Şarkı bittiğinde ikimizde yerlerdeydik.
Şimdi
Yıl 2011
Yer Makreb
Mekan Çığlık Kayalıkları
Ben zimat ortağımla beraber kölelerimizi peşimize takmıştık ölümsüzlüğe koşuyorduk. Zimat Zigoral ve Zimat Faunden ne süper bir ikili olduk. Teşekkürler Pirr Panianas. İyiki bizi işe aldın ve iyiki bize zimatlığı gösterdin bu yolu açtın. Ben ve ortağım o uzun kız eski adıyla Funda yeni adıyla Faunden yani o büyülü dilde dişi şerif şu karşımızdaki tepeyi aştıktan sonra kefan kölelerimizi önceden hazırladığımız kafese koyacaktı. Pirr sağolsun bize çok akıl verdi ve biz 100 ün üzerinde kefan topladık bu bizim gücümüzdü bir nevi. Bir de ortaklığın getirdiği güç vardı, biz madalyonun iki parçasıydık...
Zimat Zigoral
Marslı
03-05/10/2009
Kefan ım olmayın, olabiliyorsanız kefenim olun. Hepinize uzun ömürler...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.