- 1903 Okunma
- 28 Yorum
- 0 Beğeni
SOKAKLARDAKİ YAZARI TANIDIM...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Siz hiç birinin karakteri hakkında karar verirken yanıldınız mı? Hem de görmediğiniz, sadece şiirlerinden ve yazılarından tanımaya çalıştığınız biri hakkında? Ben yanıldım. Beni yanılgıya uğratan kişi Ayhan Sarıkaya idi. Nasıl yanılttı diye merak ettiniz değil mi? Durun, kısaca anlatayım…
Siteye yeni üye olduğum zamanlardı, 2-3 kişinin dışında kimseyi tanımıyordum henüz. Bir gün yazıları okurken, kendimi Ayhan Bey’in sayfasında, yazısını okurken buldum. İyi bir yazarın her konudan yazabilme özgürlüğünü unutup, kendi değer yargılarıma göre, yazdıkları ile ilgili Ayhan Bey’in karakterini belirlemiştim bile. O günden sonra da sayfasına gitmemeye dikkat ettim. Aradan zaman geçti ve nihayet ailemizin (Edebiyat defteri) Ankara’da toplantısı oldu. Ayhan Bey ve sevgili eşi Suzan’ı ilk orada gördüm. Ertesi gün, yine arkadaşlarla Gençlik Park’ında buluştuk. Ben Ayhan Bey’le konuştukça, ne kadar yanlış fikre kapıldığımı görüyor, şaşkınlıktan ve utanmaktan yerin dibine giriyordum sanki. Sonunda dayanamadım ve eşinin (dostumun) yanında kendisi için düşündüklerimi söyleyiverdim. Kırılmadı, gücenmedi. Büyük bir olgunlukla, espri konusu yaptı ve konu kapandı.
O günden sonra, sayfasını sık ziyaret eder oldum. Yazılarını daha bir dikkatli okuyordum. Bu sefer de, renkli kişiliğini, yazılarında ki karakterlerini, pazarda ki hallerini merak etmeye başladım. Her gün pazarda oldukları için, Suzan’ı da (hanım demiyorum. Çünkü sevdiğim dostlarıma hanım diye hitap etmeyi sevmem) başka türlü görme olanağım yoktu. Ve bir gün kararlaştırdık, hem dostlarımı ziyaret etmek, hem de merakımı gidermek için Batıkent’in yolunu tuttum…
Kararlaştırdığımız gibi, öğlen saat 12.00 de Batıkent metrosundaydım. Başında şapkası, elinde küçük tüpüyle beni karşılamaya gelmişti. Hâl hatır sorduktan sonra yavaş yavaş Suzan’ın yanına gitmek için yola koyulduk. Henüz daha metro merdivenlerinin başında, ŞAİRLİĞE VEDA yazısının bir karakteri, Sağır Ali ile karşılaştık. Merdivenin taşına bir kutunun içine tespihler, inciler, çakmaklar vs muntazam bir şekilde dizmiş karaborsadan satış yapmaya çalışıyordu. Ayhan Bey; “Bak bu arkadaşın kulakları duymaz, gözleri görmez ama” derken, kutunun içindeki incilere dokundu. Dokunmasıyla birlikte, Ali Bey hemen irkildi ve hiç hedef şaşırmadan incilerin üzerine elini koydu. Bu kadar his, pes doğrusu… Nihayet ilk karakter ile tanışmıştım bile.
Ayhan Bey ile metrodan aşağı doğru inecektik ki az ileride yine “ŞAİRLİĞE VEDA” yazısının kahramanı, şair amca ile karşılaştık.”Bak Sevgi Hanım gel seni tanıştırayım” dedi ve amcanın yanına gittik. “Hani yazımda vardı, şair amca. Zabıtalardan kaçırmıştım” Merakım giderek artıyordu. Hemen bir kitabını aldım, incelemeye başladım. Bu arada Ayhan Bey ile amca sohbete başladılar. Behzat Koca “UCUZ ÖLÜM” şiir kitabının adı. 1928 doğumlu, rahmetli babamın doğduğu yıl. Daha bir sıcak hissettim kendimi Behzat amcaya. Ayak ustü sohbet ettik, bize ezberinden şiirlerinden okudu. Kendini bildi bileli şiir yazmış, yaşı ilerlemiş ama içinde ki sanat aşkı, şiir sevdası hiç tükenmemiş. Ve şimdi torununun bastırmış olduğu, kendi emeklerini, zabıtalara yakalanma pahasına, kendi koşullarınca bizlerle paylaşmaya çıkarmış. Her şey Behzat amca’nın gönlünce olsun. Ayhan Bey yoldan geçen bir gence, hatıra resmimizi çektirdi. Ve sevimli şair amcamın yanından ayrıldık, yine Suzan’ın yanına, pazara doğru yürümeye başladık.
Tam köşeden dönmüştük ki, karşı kaldırımda, elinde bastonuyla, bir adam yürüyordu.
---Bak, dedi. Karşıda bastonuyla yürüyen adam da âmâ…
Hayretler içerisinde kalmıştım. Onca trafiğin, onca ağaçların, kaldırım taşlarının içinde Ayhan Bey söylemese, adamın âmâ olduğunu fark etmeyecektim bile. İşte o an, kendimin aslında “bakan bir kör” olduğumu düşündüm. Ayhan Bey anlatmaya devam ediyordu;
---Bir keresinde şapka almak için tezgâhıma geldi. Bana: “tenime uygun, tenime yakışan şapka istiyorum” dedi ve eliyle şapkaları incelemeye başlamıştı. Hayretler içerisinde kalmıştım.
Evet evet! Ayhan Bey’in dediği gibi ben de hayretler içerisindeydim. Kendi kendime düşündüm de, bu zamana kadar bakan bir körmüşüm aslında. Şimdi daha iyi anlamıştım. Âmâ adamın ardından bakarken, kendi kendimi sorguluyordum bir taraftan, bir taraftan da yaşamla ilgili gerçek dersler çıkarmaya çalışıyordum:
“ Bu kadar hayatla barışık olmak ne güzel… “diye düşüncelerime odaklandım.
Karşımızda parfümcü Ahmet vardı… O da, Ayhan Bey’in yazılarındaki kahramanlarındandı. Parfümcü bizi görünce gülümsedi:
---Ayhan ağabey, uğurlar olsun.Tezgah açmaya gelmeyecek misin?
-
Ayhan Bey:
--- Bugün gelmeyeceğim, misafirim var.
Hem yürüyor, hem de tatlı tatlı sohbet ediyorduk. Yürüdükçe, bana korsan satış yaptığı yerleri gösteriyordu.
---Şuraya birkaç kese, birkaç şapka, eldiven vs getirir, ufak tezgâh açarım, zaman zaman. Şuraya da sırtımı yaslarım (ağacın gölgesini göstererek) Bir keresinde; orta yaşlı her şeye meraklı bir vatandaş, yanımdan geçerken durdu ve benimle konuşmaya başladı:
“Bu hayat şartlarında iki şapka satmakla mı geçiniyorsun, imkânsız. Yoksa sen,şey misin ağabey?” dedi.Anlamıştım dilinin altındaki baklayı. Ben de;
---İmkânsız olduğunu biliyorsun ya, fazla gıdıklamaya gelmez, dedim.
“Ne yani siz şimdi sivil polis misiniz?”
--- Anladın artık. Açık açık mı söyleyeyim ne olduğumu “dedim ve adamcağız çekip gitti.
Diye güzel güzel anlatıyordu. Aradan biraz zaman geçince bizim Ayhan Bey, yarım kalan hikâyesine bu sefer gülerek devam etmeye başladı;
Yemek için bir salatalık (hıyar) çıkartır ve baş kısmını kesip, alnının ortasına yapıştırır, şapkasını başına geçirir. (Baş ağrısına iyi geliyormuş, bunu da öğrenmiş oldum) Tam o esnada, şu bizim orta yaşlı, meraklı vatandaşımız, Ayhan Bey’in yanından geçerken, alnına yapıştırdığı hıyarın sivri ucunu görür ve sorar:
“Şapkanızın altında ki ne? “
Ayhan Bey;
---Çaktırma, gizli kamera… der. Adamcağız, iyiden iyiye Ayhan Bey’in sivil polis olduğuna inanır ve hızlı hızlı uzaklaşır yanından. O esnada ben basıyorum kahkahayı…
Sonra şiirden, öyküden, makaleden, denemelerden bahsetmeye başlıyoruz. Bana kitap okuyup, okumadığımı soruyor. Siteye üye olduğumdan beri, fazla okumadığımı söylüyorum. “Olmaz” diyor, ”Okumalısın. Sana kitap getirdim, onu okuyup, özet çıkartacaksın.” Bana ödev de vermişti.
Sohbet ederek, pazara gelmiştik. Karşıdan Suzan’ın olduğu sergiyi görüp, müşteri gibi yanına gidiyorum. Beni görünce sarılıyoruz birbirimize. Bu kadar candan bir insan… Ayhan Bey hemen getirdiği küçük tüpe çay suyunu koyuyor, çay demlenene kadar Suzan’la, Ayhan Bey’le sohbetimize devam ediyoruz. “BUSE’NİN GÖZYAŞLARI” öyküsünü yazmaya ilham kaynağı olan Buse Hanım’ın sergi yerini gösteriyor. Bölümün hepsini okumadığım için, bana kısaca öyküyü anlatıyor. Çayımız da hazır bu arada, çaylarımızı ve böreklerimizi yerken, altmış yedilik İbrahim Amcayı, kendine eş arayan Kamber ağabeyi ve diğer pazarda sergi açanları tek tek incelemeye başlıyorum. Evet, hayatın zorlukları karşısında, ekmek paralarını alın teriyle, sonuna kadar hak ederek kazanıyorlardı. Ama bu pazarda bir şeyler vardı… Hayat vardı, canlılık vardı. Hayata pes etmek yoktu…
Bu arada Ayhan Bey’in kaleminin, neden bu kadar kuvvetli olduğunun sırrını da çözmüş oldum. Her ne kadar kendisi yazmasa da, en büyük yardımcısı, ilham perisi sevgili eşi Suzan… Gördüğüm kadarıyla, tezgâhın büyük bir yükü Suzan arkadaşımda. Ayhan Bey bu konuda çok şanslı. Derler ya; “Yuvayı dişi kuş yapar.” Suzan, atasözünün hakkını veriyor. Çiçek gibi üç çocuk büyütüp, iş hayatında da, eşinin yanında durmasını bilen biri. Dost canlısı, sevgi dolu.
Dört saatin nasıl geçtiğini anlayamamıştım. Gece memlekete gitmek için yola çıkacağımdan, müsaade isteyip ayrılacaktım ki, tam o esnada, Adam Fawer’in Empati isimli kitabını uzatmaz mı!!! 650 sayfa, bir haftada bitecek ve en az üç sayfa özet çıkarılacak… Haydi hayırlısı ))
Yanlarından ayrılırken, Ayhan Bey yine metroya kadar bana eşlik etti. O gün, çok güzel bir gün geçirmiştim. Hem sevdiğim dostlarımla birlikte olmuştum, hem de yazılarda ki karakterleri birer birer görmüştüm. Batıkent’ten ayrılırken mutluydum. Ve geçirdiğim bu özel günü sizlerle paylaşmak istedim…
Sevgilerimle…Sevgi SALMAN
YORUMLAR
Ayhan abi, okuyorsan, alacağın olsun...Karşılaştıkların içinde görür görmez bir beni fırçaladın galiba :)
Sevgi Salman
ayhansarıkaya
Bak yakında geleceğim yanına.Tam sekizbuçukda daiered ol ha.
selamlar..
Sanal ortamda edindiğim sayılı dostlardan birisi şöyle bir laf etmişti bir sohbet esnasında “sanal ortamda yazıların rengi yok, jesti, mimikleri, kokusu yok!” . İlk başlarda “çok acımazsısın ama” diyerek eleştirsem de, sanal yolculuğumda dostumu haklı çıkaracak pek çok ilginç olayla dolu seyir defterimin sayfaları.
Kompleksler, hırslar, nefsani arzular, isterik hisler, çekingenlikler, korkular, tedirginlikler tek kale maç yaparken beyinlerde, “önyargı” dediğimiz tarafgir hakem ha bire haksız yere faul çalar, ofsayt bayrağı kaldırır. Şevkin kırılır bazen. Bazen de “şuna bak şuna” şeklinde hayıfla karışık ağır sayarsın içinden. Vallahi küfür değil, sayarsın işte
Yaptığıma bile, bile lades de deseler, göğsümü gere, gere bağırıyorum işte “AKLIMDA” .
Oysa görüyorum, hissediyorum bazıları kompleks ve önyargı girdabında dönüp duruyor, aynı zamanda dibe doğru.
Tebrik ediyorum Sevgi Hanım hiçbir komplekse girmeden Ayhan beye ve bizlere tüm samimiyetinizle “AKLIMDA” diye bağırdığınız çin
Saygılar, selamlar
Aynur Engindeniz
Sevgi Salman
Bir kaç gündür sizi de göremedim, meraklanmaya başlamıştım...
Sevgili Ağyar, şu kısacık hayatta dostluktan güzel ne var? Sevgi...Her şey sevgiden geçer... Ebediyete ulaştığımız zaman arkamızda kalan sadece iz bıraktığımız sevgiler olsun...
Sevgi ve saygı ile
ayhansarıkaya
selamlar...
Sevgili Sevgi, yazına kıl payı yetiştim desem doğru olur sanırım. Ayhan Bey gerçekten de değerli biridir. Siteye girdiğin günden beri kendisini tanırım. Arkadaşlarını korur, kollar.
Gerektiğinde onlarla birlikte ağlar, birlikte güler. Bu değerli insanı senin de tanımana çok sevindim. Listeye bir arkadaşımız daha eklenmiş oldu seninle birlikte. Seni tanıdığıma da çok sevindim. Yazın güzeldi. Samimi ve çten yazılmış bir yazıydı. kutlarım.
sevgilerimle.
Aynur Engindeniz
Sevgi Salman
ayhansarıkaya
Önyargı biz insanoğlunu yanlışa götüren en büyük tuzak..Öyle içten yazmışsınız ki, bir dost toplantısındaymış gibi hissettim kendimi..Tüm karekterleri sanki tanıyorum..Tebrikler..
Sevgilerimle
Sevgi Salman
Sevgi Salman
Sevgi Salman
"“ Bu kadar hayatla barışık olmak ne güzel… “
dün sokakta birine rastladım 20 li yaşlarda genç bir çocuk.
dünyayı almış avuçlarına evirip çeviriyordu neşesinde
bizlerin aksine barışıktı kol kolaydı hayatla..
tekerlekli sandalyesinde tepeden bakıyordu hepimize...
irkildim utandım hüznümden....
Sevgi Salman
Çok teşekkür ederim.Sevgilerimle
Güzel bir anı yazısıydı...Zevkle okudum ve de sizinle gezdim oralarda..Kutlarım günün yazarını ..:)
Sevgi Salman
Ön yargi hep insani yanlisa sürükler , öyle derdi rahmetli dedem.
Okudugum yazida yanlisdan dogruya sürüklenisi okudum ki ders verdi inanin bende dahil herkese.
Bir dua ile bitirmek istiyorum yorumumu;
Allah´ım!
Ağlamayan gözden, sızlamayan özden,
kızarmayan yüzden Sana sığırım.
Şirkten, küfürden, müşrikten,
Cahilden, gafilden, kafirden Sana sığınırım.
Harama dayalı sehvetten,
hak edilmemiş şöhretten Sana sığınırım.
Korkaklıktan, pısırıklıktan,
kıskançlıktan Sana sığınırım.
Hasetten, fesattan, kesattan, nifaktan,
fısktan, fücurdan Sana sığınırım. / Aminn/
Hersey gönlünüzce olsun diyor kutluyorum yüreginizin güne gelisini.
sevgimle
Sevgi Salman
Sayfama bıraktığınız güzel dua için "amin" diyorum.Allah sizden razı olsun...
Çok teşekkür ederim.Herşey hepimizin gönlünce olsun.Sevgilerimle
Keşke bizim de bu değerli insanları görebilme imkanımız olsaydı. Gerçi Ayhan abiyi kısacık da olsa tanıma şerefine ulaştım. Buradan yeniden açık çağrı yapıyorum. Ayhan abi, Suzan Hanımla seni mutlaka Kocaeli'ye bekliyorum...
Tebrik ediyorum Sevgi hanım...Güzel bir paylaşımdı.
Sevgilerimle..
Sevgi Salman
Aynur Engindeniz
Kimbilir o zamanda beni yazarsın...Sevgilerimle...
Sevgi Salman
foça toplantısında yüzü gülen bu insanı tanıdım....sizide çok hoş şiir ve yazılarınızdan biliyorum....işte yazı bu diyorum....sade......yumuşak..... sevgiyi estiriyor....başlayınca.... bitmesini istemiyorsun..... sıcak samimi ve öz.....güne yakışmış.... layikiyle....tebrikler seçenlere.....sayfanıza geç kalmışlığım. 42 sene önceki devre arkadaşlarımla 9 günlük tatildeydik...bu siteyi çok özlemişim...sizide yürekten kutluyorum.... saygılar
Sevgi Salman
Ben de ne meraklıyım yani :))) Sevgilerimle ağabey...
Kalemin ustalığı,yazıyı hak ettiği yere getirmiş.Yoksa benden ne köy olur ne kasaba.
Tebrikler efendim.Başarılarının devamını dilerim.
Selamlar...
ayhansarıkaya tarafından 5/30/2010 7:31:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgi Salman
Sevgili sevgi uzun zamandır uzakta olduğum için siteye giremiyordum. Günün yazısınında isminizi görünce heyecanlandım. Severek duygulanarak okudum yazınızı... Ne kadar güzel ne kadar içten yazılmış bir anı...Tebrikler, selamlar, saygılar...
Sevgi Salman
hak edeni hak ettiği yerde görmek
insanı mutlu kılıyor kutladım arkadaşım...
başarıların daim olsun..
her dem sevgi ve saygımla.
Sevgi Salman
Tebrikler canım benim. Haklı başarını tebrik ediyorum. Sevgilerimle :)))))
Sevgi Salman
öncelikle kocaman bir özür arkadaşım
yazıyı zamanında okuyamadığım için
Ayhan abi ve eşi harika insanlar
ADAM FAWER Ayhan abi ile benim favori yazarımız(şimdi de sana mı bulaştırdı. bence çok çabuk oku:) )
kutluyorum yürekten
güne yakışan bir yazıydı
sevgilerimle
Sevgi Salman
Adam Fawer Empati çok az kaldı bu gece bitiririm sanırım :))) Sevgilerimle
Canım arkadaşım güne düşen güzel anlatımlı yazını tebrik ediyorum.
Yazının kahramanı Ayhan SARIKAYA'ya da kişiliği. usta kalemi, iyi bir baba daha bir sürü özelliği için iyi ki var diyorum.
Tebrik ediyorum duyarlı ve güzel yüreğini arkadaşım. Sevgilerimi sunuyorum.
Sevgi Salman
ne güzel anlatmışsınız sevgi hanım. sizinle birlikte ayhan beyin misafiri olduk sanki. yalnız tespitlerinize sonuna kadar katılıyorum. ben de sitede yeniyim ve geldiğim gün geri gitmediğimin iki nedeninden birisi ayhan beydi. diğeri de aysel hanım. tesadüfen çıktılar karşıma. yanıtsız bırakmadılar beni. mekana ısındım.
işte böyle. şimdi bir de aynı memleketli çıktık...
ellerinize sağlık...
Sevgi Salman
Nerden nereye :))) Yani bu neti doğru kullandıktan sonra, harikalar yaratıyor...
Yorumunuz için çok teşekkür ederim.Sevgilerimle
Adı gibi kendi de sevgi dolu insan.
Yazıyı okurken ki duygularımı tarif edemem, imkânsız. Dostluğun ve sevginin azaldığını düşündüğümüz şu son günlerde böylesine güzel dostluklar ve sevgileri- arkadaşlıkları okumak müthiş bir duygu.
Anlatımda harika....
Sevgilerimle...
Sevgi Salman
Önemli olan, dostun kavramıını iyi empoze edebilmek ve dost olarak ömür boyu kalabilmek...
Dilerim herkes gerçek dostluklar bulur..
Sevgilerimle...
evet
ayhan beyin yazılarını hep takip ederdim ve birgün sordum kimsiniz diye pazarcılık yapıyorum dediği zaman şaşırmıştım ve kutlamıştım
harika birisi hayatın okulunu yaşayarak bitiren biri
canım sende çok güzel yazmışsın kutlarım senide saygım sevgim ile
Sevgi Salman
Şaka bir yana kendisi ünv. mezunu, emekli, donanımlı...
Çok teşekkür ederim.Sevgilerimle...
Sevgi arkadaşım, değeli bir kalemi sizin anlatımınızla daha geniş tanıma imkanımız oldu,sağolun
ellerinize yüreğinize sağlık, sevgilerimle.
Sevgi Salman
Eeee,Sevgi hanım,işte böyle.demekki peşin hükümlü olmamak gerekliymiş.Ya kardeşim yazın çok güzel olmuş beni onure ettin de benim aklıma bir hınzırlık geldi şimdi: sen benim kahramanlarımı çalar da benden önce roman yazıp bastırırsan ben ne yapacağım o zaman...
Sen ,cumartesi günü olan pazara gelmeye bak.Oranın fırtınası hiç bitmez.Sana fırtınlar,dalgalar içinde çadırlarla nasıl boğuştuğumu gösterecem.
Sevgi hanım,dostluklar vardır,kısa sürer;dostluklar vardır mezara kadar devam eder.İşte edebiyat defterindeki dostlukların ne derece sağlam temeller üzerine kurulduğunu hep beraber gördük...
Vermiş olduğun o güzel emeğinizden dolayı size çok teşk.ederim.Beni onurlandırdınız(Bu kadarını da hak etmemiştim doğrusu)
Saygılarım sonsuz efendim...
ayhansarıkaya tarafından 5/29/2010 12:44:17 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgi Salman
Şaka bir yana, öyle güzel bir gün geçiirdim ki.Suzan arkadaşıma ve size teşekkür ederim...Ben sadece o gün ki duygularımı dile getirmeye çalıştım.Getirebilmekte başarılı olduysam ve sizi mutlu edebildiysem, ne mutlu bana...
Cumartesi de gelirim, pazar da gelirim ama sonra karakterlerimi çaldın deyip hayıflanmak yok. Anlaştık mı?:)))
Tabi ki de gelirim, biliyorsunuz benim için önemli olan dostluk, yazı ve şiirden önce dostlarım gelir...
Sevgi ve saygı ile arkadaşım...
Sevgi Hanım baştan sonra yüzümde bir mutlu tebessüm okudum yazınızı... Dostluk ne kadar güzel bir şey dedim. Ayhan Bey de gerçekten kalem ustası ve çok yönlü kişiliği olan ender insanlardan biri... Sizin de anlatımınızla gözümüzde daha bir devleşti. Tabi siz de çok zarifsiniz. Şahsınızda hem size ve ailenize, hem de Ayhan Bey, eşi ve çocuklarına güzel günler dilerim.
Tebrikler yazınız ve anlatımınız harikuladeydi. Sevgilerimle...
Sevgi Salman
işte dostluk budur vefa budur yazının yazılış biçimi
noktası virgülünü boş verelim içeriğindeki sıcaklığı
hayatın gerçek yüzünü hissedebilmek bence önemli olan
bu sıcaklığın iliklerimize kadar işlemesine sebep Suzan hanım ve Ayhan
beye teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarken bu güzellikleri
güzel bir yazıyla taçlandıran değerli arkadaşımı da gönül alkışlarım kutluyorum.
yüreğindeki güzellikler hiç bitmesin arkadaşım
her dem sevgi ve saygımla
Sevgi Salman
Sevgiciğim, yaşadığın mutlu bir günü yazında o kadar güzel hissettim ki duygularımı anlatamam. Ben Ayhan Abiyi abi diyorum, abimden hiç farkı yok. Siteye üye olduğumdan bu yana tanıyorum. Suzan hanımla da geçenlerde telefonda ve msn de kamerada tanıştık. Tam anlattığın gibi bir aile. Aysu ile de tanıştım. Sanki benim için de ikinci bir aile. Bu güzel günü bizimle paylaştığın için çok teşekkürler. Dediğin gibi ön yargılı davranmamak gerek. Her şey görüldüğü gibi olmayabilir. Sevgilerimle arkadaşım. :))))))
Sevgi Salman
Ayhan beyi bu güzel yazıda tanımış oldum.Bazı insanlar özeldir aslında.Onları ancak bu şekilde anlatmak gerekir.Güzel bir insanı,güzel bir insanın kaleminden tanımak mutluluğuna eriştim.Teşekkürler Sevgi hanımcım.Size de Ayhan bey'e de.Sevgiyle kalın.ERen...