- 698 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Allah’a ve Elçilerine İtaatte Koşul Yoktur
Şeytanın en önemli özelliği itaatsiz olmasıdır. Rabbimize karşı gelmiş ve kâfirlerden olmuştur.
Ve meleklere: "Adem’e secde edin" dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kafirlerden oldu. (Bakara Suresi - 34)
Çok açık bir gerçek var ki şeytan, kendisine secde etmek zorunda bırakıldığı ve cennetten kovulmasına vesile olduğu için insanı sorumlu tutmuş ve bu nedenle insana düşman olmuştur. Kendisinin de gideceğini bildiği cehenneme insanların çoğunu sürüklemek için and içmiş ve Rabbimizden bunun için kıyamete kadar süre istemiştir.
Demişti ki: "Şu bana karşı yücelttiğine bir bak; andolsun, eğer bana kıyamet gününe kadar süre tanırsan, onun soyunu -pek az dışında- kuşkusuz kendime bağlı kılacağım. Demişti ki: "Git, onlardan kim sana uyarsa, şüphesiz sizin cezanız cehennemdir; eksiksiz bir ceza." (İsra Suresi – 62 – 63)
İlginç olan konu şeytanın, Allah’ın izni dışında bir şey yapamayacağının farkında olmasına rağmen, Allah’tan izin isteyip insanları bu büyük güce karşı itaatsiz olmaya ve inandıklarını söyledikleri Allah’ı onlara unutturmaya and içmesidir.
Bir insanın Allah’a ve elçisine itaat etmesi, onun imanının en önemli göstergesidir. İman etmeyen insanlar içinse itaat en zor konudur. Varlığından emin oldukları Allah’a ve emirlerine boyun eğmek, nefislerine çok ağır gelir. Özgür olmak onlar için çok önemlidir. Hayatta kendileri dışında hiç kimseye sorumluluk duymadan yaşamak ve diledikleri her şeyi, kural tanımadan yapmak isterler. Bu tavırları ile farklı ve ulaşılmaz olduğunu zanneden bu insanlar, ne kadar özgür olduklarını düşünseler de, aslında pek çok sahibi olan bir köleden farksızdırlar.
Allah (ortak koşanlar için) bir örnek verdi: Kendisi hakkında uyumsuz ve geçimsiz bulunan, sahipleri de çok ortaklı olan (köle) bir adam ile yalnızca bir kişiye teslim olmuş bir adam. Bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah’ındır. Hayır, onların çoğu bilmiyorlar. (Zümer Suresi – 29 )
Allah’a itaatte direnen insanlar, acaba gün içinde hiç farkında olmadan nelere itaat ederler? İş yerinde patronlarına, evlerinde eşlerine, anne babalarına, öğretmenlerine, toplum kurallarına ve daha sayamadığımız pek çok şeye… İnsan yalnızca Allaha kul olarak, O’na itaat ederek Allah’ın dışındaki her şeyden özgürleşir. Bu gerçeği bilen Hz. İbrahim, babasına şöyle seslenmiştir:
"Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?" (Meryem Suresi - 42)
Bir başka insan topluluğu da vardır ki onlar da, itaatte koşul ararlar. Menfaatlerine uyan bir konu ise itaat eder, değilse yan çizer ve bahaneler üretirler. Oysa Allah’a ve elçilerine itaatte koşul yoktur. Aksi, şeytanın tavrından farksız olur ki, şeytan ve ona uyanların ahiretteki yeri cehennemdir.
Etrafınıza baktığınızda, gördüğünüz bütün hayvanlar, bitkiler, dağlar, bulutlar, her şey Allah’a itaat eder. Örneğin arı, Allah’ın emri ile meyvelerin tümünden yer ve bal üretir. Bu küçücük hayvan Allah’a itaatte asla gevşeklik göstermez. Hiçbir zaman kendi aklını beğenip, bugün de bal yerine başka bir şey üreteyim demez.
Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi – 68–69)
İtaat güç isteyen bir konudur. Şeytana uyan insanlar zayıf karaktere sahip oldukları için, hiçbir zaman o gücü kendilerinde bulamazlar. İman eden insanlar ise koşulsuz, hiçbir kuşku duymadan Rablerinden gelen her emre itaat ederler. Örneğin Hz. Musa’nın annesi, ilhamla çocuğunu nehire bırakır, Hz. İbrahim rüyasına binaen çocuğunu Allah’a kurban etmek ister. Allah’ın, zorluğun ardından vaat ettiği kolaylık, mümin kullarının hayatında büyük bir rahatlık oluşturur. Zira Hz. Musa’nın annesi de, Hz. İbrahim de, yaşadıkları bu zorlu sınavda itaat ettikleri ve teslim oldukları için çocuklarına kavuşmuş ve zorluğun ardından gelen kolaylığı yaşamışlardır.
Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp-verecektir. (Talak Suresi -7)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.