“ÖĞRETMEN İNEK”
Bu öznesi malum olmayan, mahrem bir avrat gibi saklı duran anlatım tarzı nereden sirayet ettiyse ve dilime pelesenk olduysa esasen iyi de oldu. Hiç değilse kimse gocunmaz, hiç kimse işkillenmez ve bizlerde rahat bir şekilde meramımızı sizlere naklederiz.
Herhangi bir ilimizin herhangi bir ilçesinin herhangi bir Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ismi bizde saklı olan herhangi bir şefinin masasındaki daktilodan çıktığı belirlenmiş olan şu tarih ve şu sayılı yazının akıbetinin hikâyesidir bu tarafımızca ilgi tutularak yazılan.
İş resmi olunca, mecburen anlatıma da resmiyet kazandırmak lazım gelir. Ceketlerimiz iliklidir inşallah…
Yazı her türlü emir ve görüşlere hazır olan bir erat gibi siz memleket okurlarının zevkine sunulmak üzere hâlihazırda beklemektedir.
Yazımıza mevzu bahis olan konumuzun ilk teşekkülü ve ortaya çıkan durumun yazıya hasredilmesinin anlatısıdır bu.
Öğretmen falanca kişinin tayini çıkmıştır herhangi bir ilimizin herhangi bir ilçesinin A Okulu’ndan yine herhangi bir ilimizin herhangi bir ilçesinin B Okulu’na… Yazım yanlışlarının, noktalama kusurlarının gözden kaçtığı ve yakalanamadığı anlardan birisidir ifade edilmeye çalışılan. Bela geliyorum demez, gelir ve hemen bitiverir yanı başınızda.
Kahramanlarımız bir şef ve onun daktilosundan çıkmış olan falanca sayılı yazıdır. Şefimiz alır sazı eline pardon artık bugün antika eşya muamelesine maruz kalan makintoş daktilosunu alır eline ve dokunur klavyesine nazlı nazlı. (Oysa kokusu gelecek birazdan gazlı gazlı…)
“Herhangi bir ilimizin herhangi bir ilçesinin A Okulu’nda ‘Öğretmen İNEK’ yine herhangi bir ilimizin herhangi bir ilçesinin B Okulu’na atandığından…” diye başlayıp halt ederek bitirir atama yazısını… Gerekli protokol işlemlerinden sonra postalanır bizim sakat ve harf değişikliğine uğramış nakıs resmi yazımız ilgili yere.
Esasen “İnek” sözcüğünün meşgul ettiği mekânda “iken” edatının kullanılması icap edeceğinden tamamen bir el kazası ve gözden kaçma diye tabir edebileceğimiz hatadan dolayı harfler yer değiştirmiş olup ortaya çıkan garip ama bir o kadar da yerine münasip gelen cümle de sanki için için gülmekteydi topyekûn. Bu yolculuk, kökü mazide olan atiden, dalları atide olan maziye değin bütün dönemleri içine alan bir dil kazasından başka bir şey değildi. Dün de olmuştu, bugün de oluyor, yarın da olacaktır mutlaka. Önemsizdir yani… Ama gel gör ki gülmek için de malzemedir bize.
Neyse! Yazımız gönderilmiştir bu hali ile…
Resmi yazımız herhangi bir ilimizin herhangi bir ilçesinin herhangi bir Milli Eğitim Müdürü’nün masasındaki protokol yerini alıp okunduktan sonra kahkahalara sebebiyet verdiğinden dolayı biraz mahcup ve biraz mağlup bir halde boynunu büker. Resmi yazı böyle yapar mı demeyin, teşhis sanatıyla yapar. Yaptı bile!
Herhangi bir Milli Eğitim Müdürümüz hemen telefona sarılır ve karşısındaki mevkidaşına hitaben şu bercesteyi yollayıverir kahkahalar eşliğinde: “Sayın Müdürüm, cümlelerime başlamadan evvel affedersiniz ama şunu söylemek istiyorum. Arzı halim şudur ki falanca tarih ve falanca sayı ile ataması herhangi bir ilimizin herhangi bir ilçesinin B Okulu’na yapılan “Öğretmen İNEK” (bu nokta biraz daha vurgulu ve tonlaması mizahi) bulunduğunuz yerden henüz intikal etmemiştir okulumuza.” Matrak adam doğrusu şu müdür. Gülmekten öleyazacaktı.
Kahkahadan ifadesini dahi tam olarak anlatamadığı halde sırf nazı geçtiğinden ve diyalogu olduğundan bizim şaşkın müdüre olayın aslını anlatır sonra. Bizimkisi olayı kalbi ve beyni muhasebeden geçirip idrak ettikten sonra şefini arayıp ondan falanca tarih falanca numaralı yazıyı getirmesini ister.
Yazımız okunmaya başlanır tek tek hem de…
Netice itibari ile “Herhangi bir ilimizin herhangi bir ilçesinin A Okulu’nda Öğretmen İNEK yine herhangi bir ilimizin herhangi bir ilçesinin B Okulu’na atandığından…” ibaresi gelip nutkunu tutuverir şefimizin.
Nefesi kesilir bir an. Yakasını gevşetirler hemen. Şef öleyazacaktı, öyle yazmadı.
Sakıncalı ibaremiz ile müşerref olan şefimiz Öğretmen İNEK esprisi ile anılır bundan sonra. “Hangi şef?” diye sorduklarında makaradan “Öğretmen İnek Şef” denilir hepten.
Ah şefim vah şefim!
Nerede keyfim diye
Bir şarkı tutturur her daim.
Kırk yıllık İKEN olur mu İNEK! Hele bir de “Öğretmen İKEN” olursa “Öğretmen İNEK” vay halimize!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.