- 5115 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
ANNELİK DUYGUSU
Dünyaya geliş öyküsü herkesin farklı farklıdır. Ama en normal olanı annesinin kucağında, onun sütünü iştahla emip, gözlerinin derinlerine bakarak uykuya dalmaktır.
Annesinin güzel ninnilerini işitmek, yanaklarını öperken bile incetmekten korkan ufak dudak dokunuşlarını almaktır.
Elini sırtında hissetmektir terlemişse yenisi giydirilecek, altı ufak bir ıslanmada değişecektir.
Çünkü anne kıyamaz, üstüne titrer yavrusunun, ağlamaması için elinden geleni yapar. Hatta bazen çocuğunun oyun arkadaşı bazen palyaçosu olur komiklik yapar. Koklar onu; bebek kokusunu hangi bahçe çiçeği verebilir ki. Bebek kokusu; dünyadaki en güzel kokularının piridir çünkü anne sütü kokar. Beyazın en beyazıdır, saflık, masumiyet ve yumuşak kadife dokunuşudur.
Hastalanmasını istemezsiniz. O tek hastalanmasın, her dert bana gelsin dersiniz. Dualar edersiniz, rabbim kötülüklerden, kazadan, beladan korusun, iyi insanlarla karşılaşsın dersiniz.
Annelik duygusunu almış olan başka çocuklara da farklı bir gözle bakar onlara da aynı şevkati göstermek ister. Hangi anne çocuğunun arkadaşı için olumsuz bir şey yapar ki. Çünkü kızının arkadaşı ise o da artık kızıdır. Oğlunun arkadaşı ise o da oğludur. Hiçbirine kıyamaz.
Allah annelik sevgisini isteyen herkese yaşatmalı. Dilerim allahtan çocuk isteyip olmayan bütün kadınlar en kısa zamanda bu sevgiyi tatsınlar. Çünkü; çok özel, çok güzel ve çok farklı bir tat.
Çocuklar kızdırsa da, bazen üzseler de annelerin kızgınlığı saman alevi gibidir. Daha arkasını döndüğünde yüreği yine öpmek, sarmak ve koklamak için yanar tutuşur.
Anlayamıyorum bebeğini cami avlusuna bırakan anneleri... Şöyle bir düşünüyorum da iki çocuğum da karnımdayken onları karnımı okşayarak seviyordum. Otururken yavaş, kalkarken dikkatli oluyordum ki bebeğim içeride rahat etsin. Onlar için hayatımda en sevmediğim yiyecekleri bile tiksinsem bile yedim ki sağlıklı bir bebek dünyaya getireyim. Günde iki paket sigara içerken, hamileliklerimi öğrendiğim ilk günden itibaren bebeklerim anne sütünü bırakana kadar sigara paketine dahi elimi sürmedim. Daha sonra da yanlarında içmemeye özen gösterdim. En sonunda ise; yaptığım yanlışın faturasını ileride çocuklarım ödemesin diye sigarayı da tamamen bıraktım. Çünkü sigaradan dolayı başıma bir hastalık gelirse, çocuklarım zor durumda kalmasın istedim.
Annelik yapamayacaklarını bilen neden çocuk doğurur ki, ya da karnında bir bebek taşıdığını bilirken nasıl sigara içer ki ben inanın affedemiyorum.
Ruh ve beden sağlığı yerinde insanlar yetiştirmek istiyorsak bu daha anne karnında başlar. Sevgiyle büyütmeli, saygıyı görmeliler ki bu yürek başkalarına da aynı pencereden bakabilsin...
Herşey düzenli bir ailede başlar. Baba ve annenin birbirine tutumu dahi çocukların evliliğine bakışında etkilidir. Mutsuz kavgalı bir ailede yetişen bir çocuk, evlilik yaşına gelince korkacaktır elbet hatta evlenmek dahi istemeyecektir.
Çocuklar canımız, çocuklar ciğerimiz, sırf üst baş almak da değildir annelik babalık....Sevgiyi anne babanın bakışında hissetmelidir çocuk..
Sevgi ve saygılarımla...
YORUMLAR
Bir söz vardır.'' Her kadın çocuk doğurabilir ama her kadın anne olamaz'' şeklinde.Yazınızı okuduğumda her kadının anne olamayacağını çok iyi anladım.Annelik doğurmakla olmuyor.Çok ağır ve çirkin bir ifade olacak ama ''köpekler de anne oluyor''.Çocuk ya da çocuklarınız çok şanslıymış.Böyle düşünen bir annenin,nasıl bir annelik yaptığını sorgulamaya dahi gerek yok.Tebrikler anne hanım.Selam ve saygılarımla...
Aysel AKSÜMER
Saygı ve selamlaımla...
Aysel AKSÜMER
Teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için ben de sizin yazılarınızın sıkı takipçisiyim iyi ve güzel olan herşeyi konu ediyorsunuz sayfanızda. Yürek sesiniz hiç susmasın.
Saygı ve selamlarımla...
Aysel AKSÜMER
Ama anne; karnında büyüttüğü için sanki daha bir farklı gibi geliyor bana. Babalarımızı da başımızdan eksik etmesin onlar olmasa da olmaz tabiki....
Teşekkür ederim. Her şey gönlünce olsun...
"Anne, yaslanılacak değil, yaslanmayı gereksiz kılacak kişidir."
Şefkat, sevgi, gözetme, vs...herşey dozunda ve yerinde olmalı. Anneliğin zor zanaatlığı da bu'dur. Yeri geldiğinde, bağrına taş basıp sert ve tavizsiz durmasını bilmek lazım. Hayatta kimse terledi mi? diye sırtına bakmaz. Evden uçtuğunda, ayaklarının üstünde durabilmeli. Şımarık, zırıl zırıldak ağlayan, tatminsiz çocuklar yetiştirmek istemiyorsak. " Hayır "ın hayır olduğunu bilecek. Söz verildiğinde mutlaka tutulacağını da bilecek. Kolay ama aynı zamanda da zor iş vesselam...
Sevgiler yüreğinize...
Aysel AKSÜMER
Bizim bir tanıdığımız vardı çocuk kocaman olmuş kafası bebek arabasının üstünden nerdeyse kumaşı delip çıkacak yorulmasın diye arabada taşırlardı,
Eğilmesin diye oniki onüç yaşındaki çocuğunun ayakkabısını bağlayanları da gördüm.
Bir de aileyi borca harca sokup her dediğini yaptıranları...
Biz mümkün olduğunca sevgiyi ölçüsünde dağıtmaya çalışıyoruz. Dediğiniz çok doğru... dışarıda kimse pışpışlamaz çocuklarımızı, gerçek dünyaya da hazırlamak lazım tabiki.
Her zamanki gibi güzel ve anlamlı yorumlarınız ve katkılarınız için çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle Eser Hanım..
Her doğum yapan anne midir?
18 yaşındaki çocuğu, yemeğin hazır olmamasına kızıp,dişini, bir başka zaman kaburgasını kırmasına rağmen ona yine annelik içgüdüsüyle hizmet eden anne midir?
Doğurduğu kızı ve kızının sevgilisi tafaından boğularak öldürülen kadın, anne midir?
Paylaşım için teşekkürler; saygı öncelikli sevgiler.
Aysel AKSÜMER
İkinci konuda bence dört dörtlük annelik yapmış ama çocuğu öyle kötülük yapmışsa ruhsal sorunu vardır çocuğun. ama onu da anne mutlaka farketmiştir. Bence suçludur onu ne pahasına olursa olsun tedavi ettirmelidir ama herşeye rağmen böyle olmuşsa anne yine annedir ama evlat maalesef evlat değildir.
Bizim ötemizde neler neler oluyor hem de yürek dağılayıcı şeyler... Allah böylelerini i islah etsin diyorum.
Değerli yorumunuz ve katkılarınız için de size çok çok teşekkür ediyorum. Saygılarımla....
ilk oğlumu kucağıma aldığımda anne olmanın ne olduğunu anladım.anneme başka bi gözle daha baktım.evlatlarını bırakanlar,anlık gafletlerinin vicdan hesaplaşmasıyla zaten kahroluyorlardır her gün her an.sanmıyorum ki bıraktıkları yerde kaldı annelik duygularıda..tebrikler .saygılar...
Aysel AKSÜMER
Bu yavrucakların kaderleri daha ilk günden kötü ... Allah yardımcıları olsun güzel yorumunuz için teşekkürler. Allah çocuğunuzu size bağışlasın uzun ömürler versin. Sevgilerimle...
Handan Hanım çok teşekkür ederim. Her anne gibi ben de elimden geleni yapıyorum bazen acaba eksik bir şey bırakıyormuyum diye düşünüyorum. Ama onları çok çok sevdiğimi defalarca söylüyorum şimdi gençlik dönemleri olduğu için bazen çıkışlar yapabiliyorlar tabi şu anda biraz daha arkadaşları bizden sanki bir adım önde gibi... Mesela bizimle bir yerlere gelmeyi çok isterlerdi şimdi arkadaşları ile gitmek daha hoşlarına gidiyor ama düşünüyoruz biz de gençtik normal diyoruz. Ama allah herkesin yavrusunu ana babasına bağışlasın. Allah acılarını göstermesin... Siz de öylesiniz Handan Hanım sizi tanıdığıma inanın çok mutluyum. Sevgilerimle...
handan akbaş
Aysel kardeşim, duygularınızı öyle yalın, öyle düzgün anlatmışsınız ki, olması gereken anne budur işte dedirtiyor insana.
Çocuklarını cami duvarına bırakanlara gelince, onlar anne olmayı arzulamamış, belki de bir anlık nefsani duygularla
hamile kalmış kişiler bence.Annelik,anlattığınız gibi özveri isteyen, çok zor düşünülerek verilmesi gereken bir karar.O
sorumluluğu taşıyabilecek olanlar anne olmalı.Tebrikler, sevgi ve saygılarımla.