‘Modern / Çağdaş Türk Şiiri Nasıl Olmalı’ Meselesi
Modern / çağdaş Türk Şiiri nasıl olmalı meselesini, şiirin biçimi, geometrisi, görselliği, yahut nefesi açısından değerlendirip, yapaylıkla ilgisini irdelemek gerekti.
şiirlerde yoğun bir imge bombardımanı düşünüyorum, rastgele ateş açan, her nefes alışında soluğu yettiğince mitralyözden sözcük fırlatan. ama bir o kadar da ses ahengini, akıcılığı sağlayan ses benzerliğinin kaçınılmazlığı olan uyaklamayı, şiirin kavalyesi olarak görüyorum.
Öte yandan şiirlerde, sosyal çelişkileri de içine / dışına doladım.. sevda bile olsa konu, topluma sunmanın yararına inandım. çünkü, bunu da çözsün tartışarak, başkasının aşkına, karşılıksız sevene, umudunu yitirene, belki de rus ruleti gibi ölene. Bu da bombardımanın etkili olmasını sağlayan başka bir cephaneydi belki.
biçem olarak, ne serbest şiir, ne de hece; çoğu kez öbeklerde veya öbeklerin belli simetrilerinde hece sayısı benzerliğine, mümkün olduğunca da eşitliğine özen gösteriyorum, çünkü okuma için nefesin aşırı tutulmasının akıcılığı önlediğine dayalı olan bu klasik gerekçenin, çoğu kez okunasılık kattığını görüyorum.
Bir yandan, hece şiirindeki uyakların sona getirilmesi kuralının, Türk dilindeki şiirlere yapaylıktan fazla bir katkısı olmadığını görüyorum, doğallığın tam tersine, halk dilinden, yaşayan Türkçe’den de uzaklaştığını, sanki şarkı söyler gibi her dizenin sonuna bir çakma gibi eklendiğini hissediyorum.
bazı şairler de, hece şiirine fazla dokundurmadan, serbestinin verdiği iç mimarînin, kendi içinde özel bir şiirsellik sağladığını hissettirirler bize. gerçekten de onlara katılmamak, zor.
sonuç olarak şiir türünde, hece/serbest olarak ayrım yapmanın, dilimize uygun bir sınıflama olmadığı kanısındayım. çünkü, ne yaparsanız yapınız, bir dildeki benzer deyişler, bilinen taşlamalar sınırlıdır; yenileri üretilemez kısa sürede. yani, deyişler dendiğinde, halk dilini bir kez kullandıktan sonra geriye birşey kalmaz. söylenecek olan, söylenmiştir. bu durumda bizler, hangi benzer heceli dizeyi kullanacağız, yeni sorunları çözümde? yani, yeni bir yol bulmak zorunda kalacağız yeni dünya için, yapaylıktan uzak ifadelerle.
bugün için yaşatılan sözcükler, belki de artık, teknolojinin de etkisiyle karışık bir dil dağarcığı ile sunulması gerekiyor dizelerde, sözcük çeşnisi derken, epeyce elektronik aygıt adları geçebiliyor, tekno- şiir diyorlar buna dar anlamda. Kültürel nesneler, yer adları, yabancı dilden katılan birçok kavram; şairden gelen sayısız deneyimleri duyumsatabiliyor, “bilmediğimiz mecralarda, kim bilir neler hissetmiştir şair” denir çoğu kez.
Şimdilik denemelerim böylece sürüyor; bakalım, dostlarla nerelere doğru akar paylaşımlarımız.
Selamla.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.