Babama mektuplar-14-Annemi uğurlarken..
Annemi bekliyordum ,onun Adana’dan dönmesini bekliyordum..Şokta idim ki sanırım nerede ise her yarım saattde bir Adana’ya annemi getirmeye gidenleri arayıp nerdesiniz???? nerde kaldınız??? diye soruyordum.En son aradığımda kardeşim bana ssk hastanesinin orada olduğunu söylediler.İki dakikaya kalmaz annem evde olacaktı ...çok az bir yol kalmıştı balkona koştum ,sanıyordum ki annem her zamanki gibi güler yüzü ile gelecek.Annemin her zaman beni beklediği annemin kendi balkonunda bu kez ben annemi bekliyordum..Derken bir münübüs yanaştı sokak lambasının ışıklarının altına üzerinde tahtadan çiviler ile çakılmış bir tabut ve kalın halatlarla minübüsün üzerine bağlanmış...
Balkondan gördüğüm en son manzara bu idi kendime,farkında değildim saçlarımı yolmuşum,balkondan atlamaya kalkmışım beni zorla içeri almışlar.Tek söylediğim annemi eve getirmeleri idi ama buna kimseyi ikna edemedim..Onu alarak malatya şehir mezarlığı morguna götürdüler..Sabah erkenden mezarlığa gittik annemi yıkayıp son yolculuğuna uğurlamak için..O sırada eşim olacak eşim demekten bile iğrendiğim insan geldi yanıma ve bana o halde iken 30 lira para uzattı Gördüğüm rüyadaki kadar bir para idi bu.Rüyamda annem vermişti bana ölmeden iki gün evel..Şimdi rüyam gerçek olmuştu..bana ihtiyacın olur al diyordu o güne kadar bir ekmek parası bile vermeen eşim bana bu acılı günümde para veriyordu.Kabul etmedim naapacaktım ki parayı .........
Direk morga gittik Annemi almak için.Görevli kişi gelerek buzdolabının kapağını açtı ve kolu tutarak çekti ayak uçlarında isimleri yazıyordu ilk açtığı yerdeki annem değildi,ikinci açtığı yerde ayak ucunda poşete tutturulmuş bir kağıtta annemin ismi yazıyordu..
Onu bir beze sarmışlar,bezin üzerinde de kalın bir naylon ile sarıp sarmalamışlardı..Bir anda kolumu annemin başının altına koyarak üzerine kapandım bir nevi boynuna sarılmıştım ve onu güya öpüyordum..Buz gibi idi annemin başı bedeni buz tutmuştu...
O anda yüzümde çok şiddetli bir tokat hissettim.Babalığımın akrabası olan bir kadın sanırım ki benim halimi iyi görmediği için tokat atmıştı...Annemi alarak gasilhaneye götürdük..Üzerindeki naylonu ve bezi açtık .İlaçlandığı için ilaç kokusu etrafa yayılmıştı..Herkes kenara çekilmişti sadece ben annemin üzerinde artık onun yüzünü öpüp koklayabiliyrdum..Ama annem parça parça idi.Bedeni karnından göğsüne kadar siyah kapkalın bir ip hatta halat diyebilirim onunla koca koca dikişler ile dikilmişti..saçlarını okşadım ama kafasında ceviz büyüklüğünde şişlikler vardı ve kafa tası da aynı şekilde açılıp tekrar dikilmiş idi..Sol gögsündeki bıçak yarasından kalbi gözüküyordu,çene altında boynunda çok derin kesikler vardı..Bedeninin her tarafı delik deşik idi.Annemi yıkıyordum görevli kadınlar ile beraber ve annemden çok aşırı derecede kan akıyordu sıcak sudan dolayı.Bu yüzden onu soğuk su ile yıkadık..Annemin sol elinde sokakta bulduğu bir gümüş yüzük vardı kanlar içinde..Oysa annem çalışan bir bayandı ve aldığı tüm parasını evlatları için harcamıştı.Canından bile olmuştu evlat uğruna kala kala elinde sokakta bulunmuş bir yüzük kalmıştı...Onu çıkartmak için annemin avucunu açmaya çalışıyordum..bayağı zor açıldı oysa annem ömrü boyunca o elini hiç bu şekilde sıkı sıkı kapatmazdı..Açınca avuç içinin boydan boya kesik olduğunu gördüm çok derin bir kesikti 6 veya 7 cm vardı derinliği..Buradan anlamıştım ki annem ilk darbeyi sol elinden almıştı.Tahmin etmek zor değildi bıçağı sallayınca demek ki annem sol eli ile tutmuş ve o canavar da bıçağı çekince annemin ilk olarak avuç içi kesilmişti...Sonradan yıllar sonra öğrenecektim annemin o evin duvarlarında el izlerinin kanlı izlerin olduğunu,kurtulmak için ne kadar çabaladığını dış kapının arkasında bile kan izlerinin olduğunu.annemin kanlı elleri ile sıyırdığı duvarları..........
Onu artık yıkamış ve kefenlemiştik.Ardından diğer kardeşlerimi içeri çağırdık annemi son kez görmeleri için..Tabi tüm yaralı yerlerini kapatmıştık..Kardeşlerim hiç görmediler annemin o halini sadece ve sadece yüzünün bir kısmını gördüler..
Onu defnetmiş ve artık eve dönmüştük..Evin telefonu hiç susmuyordu ama bir konuşma dikkatimi çekmişti.Telefonu babalığım almıştı ve aynen şu sözleri söylüyordu kızım annen yatıyor şu an seninle görüşemez sonra ara diyordu baba o kim söyle dedim bana susmamı söylüyordu..Anlamıştık ki telefondaki kişi benim öz ablam yani annemin ölümüne sebep olan kişi ..Teli almaya çalıştım babalığım bana vermedi ve o ruh hali ile direk cenaze evini terk ederek kendi evime geldim...
Babacığım artık çok sevdiğin annemi senin yanına uğurlamıştık.Acaba şu an kavuştunuzmu onunla babacığım..Uğruna defterler dolusu şiirler yazdığın ,şu an elimde bulunan senin 45 yıl önceki şiir defterin babacığım..Sen annemi ne kadar sevmişsin babacığım..
YORUMLAR
Bütün şiir ve yazılarınızı okudum.Ne yazacak ne de konuşacak halim kaldı.
Sizi yürekten kutluyorum.Dediğim gibi,tam anlamıyla kilitlendim.
Bu duygu seliyle saçmalayabilme ihtimalinden korktum.
Tüm güzellikler sizinle olsun.Sevgiyle kalınız.
kader44
Ben halen aynı hayata devam ediyorum tabi ki değişen bazı şeyler oldu ama bu kez de sağlığım gitti elden..
Sizlere sonusz saygı ve sevgilerimi gönderiyorum..
Güzel dilekleriniz için teşekkürler sizlerin de olsun inşaallah o güzellikler..
Bu dizeleri okuyunca, başka şehirde oturan ve sadece bir yıl kadar sohbet edip dertlerini dinleyebildiğim bir arkadaşımı anımsadım. Tüylerim diken-diken oldu. Hani derler ya " bazı şeyler anlatılmaz yaşanır" diye, sizinki de öyle olmuş. Başınız sağolsun sevgili dost yürek. Allah sabırlar versin...
ANNEM
Sen beni dokuz ay karnında büyüttün,
Tutup elimden, emeklerken yürüttün,
Her akşam dizinde, ninnilerle uyuttun,
Sen beni bırakıp da, gittin ya ANNEM...
Elbisemi ütüleyince teşekkür ederdim
Önlüğümü giydirince okula giderdim,
Sana vefa borcumu bir gün öderdim,
Sen beni bırakıp da, gittin ya ANNEM…
Kucağına oturtup, saçlarımı tarardın,
Ağrıyan yerimi, şefkatinle sarardın,
Eve geç gelince sokaklarda arardın,
Sen beni bırakıp da, gittin ya ANNEM...
Başıma en güzel, tokları bağlardın,
Kızım deyince, yürekleri dağlardın,
Ben gelin olurken, ardımdan ağlardın,
Sen beni bırakıp da, gittin ya ANNEM...
Torunların olunca, öpüp kokladın,
Acaba ne halde diye, hep yokladın,
Hasta olduğunu binden de sakladın,
Sen beni bırakıp da, gittin ya ANNEM…
Aldılar seni, dört kolluya bindirdiler,
Mekânına varınca yavaşça indirdiler,
Bu dünyadan elin-ayağını sildirdiler,
Sen beni bırakıp da, gittin ya ANNEM...
SAVCI
savcıı tarafından 4/9/2010 1:20:02 PM zamanında düzenlenmiştir.