- 798 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kafiyesiz Güzellik
Kalbimin kör gözlerinin bir gün açılacağını kim bilebilirdi ki? O şaraptan kana kana içeceğini kim bilebilirdi? Tanrının nefesi kadar sıcak ve beni baştan yaratan o güzelliği kim bilebilirdi? Bu bir ödül mü yoksa bir ceza mı? Tatlı bir acı mı yoksa acının anlamı mı değişti? Ne oldu? Ben kimim? Siz kimsiniz? Dünya ne? Hayat ne? Sorguluyorum kendimi o zamandan beri, baştan yaratıldığım o güzellikle.
Sözler düşündüklerimin aynası değildir. Beni kısıtlamıştır hep sözler, bazen susmalı insan. Bakmalı servet olan o gözlere, boğulmalı, kaybetmeli kendini öldürmeli belki o ölümden daha güzel ne olabilir ki? Ama bir busene de hayır demem doğrusu. Dudaklarım dolmalı mutluluk aromalarıyla, onu bulamazsınız sizler, bu onun dudaklarında saklıdır.
Ona yazmama gerek yoktur şiir veya birkaç süslü kelime. Bütün şarkılar ona yazılmıştır odur bunların sebebi güzelliğin başlangıcı ölümü bile adadı dünyaya aşkı.
İşte bazen olmuyor yapamıyorum, benliğim kıstırıyor beni beynimin tenha bir yerinde. Bırakmıyor peşimi hapsetmiş seni beynimdeki tek boş yere.
Belki de susmalıyım artık saçmalamaktan başka bir şey yapmıyorum çünkü. Anlayamadıktan sonra sizler konuşmamın da manası yok. Anlatamadıktan sonra ben yazmanında anlamı yok bazı şeyler var ki anlatılmıyor. En büyük nimeti bu olsa gerek O’nun. İşte sen onlardan birisisin. Her gün dinlediğim şarkı, soluduğum hava, içtiğim su tadamadığım güzelliğimsin benim…