- 639 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAKKANİYETİN OLMADIĞI YERDE ADALET ARAMAK KARANLIKTA ETRAFA GÖZ KIRPMAKTIR
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
HAKKANİYETİN OLMADIĞI YERDE ADALET ARAMAK
KARANLIKTA ETRAFA GÖZ KIRPMAKTIR
Sadakat ve liyakat ile bağlı olanların problemleri hep göz ardı edilmiş, çözüm şöyle dursun; problemler hiç fark edilmemiştir.
İki insan tanıyorsunuz, ikisi ile de selamlaşıyorsunuz..
Biri size sadık, diğeri ise isyankâr; birisi size lâyık, öteki başınızı yere eğdiriyor.
Birisi size her konuda destek oluyor, diğeri bütün zamanlarınızda size zorluklar çıkarıyor.
Bu iki insandan; size sadık olanın hiçbir meselesine çözüm düşünmüyorsunuz. Size lâyık olanın “Acaba bir derdi var mı?” Diye bir soru aklınıza dahi gelmiyor.
Size zorluk çıkaran, yüzünüzü kızartan, her eziyeti yapan insanın; bütün dertlerine çözüm buluyorsunuz.
Bu çözümleri bulurken de; size sadık olan insanı ziyadesi ile üzüyorsunuz, Onun hakkına riayet etmiyorsunuz.
Bu küçük örneğin analizini yaptığımız zaman;
“İKİ İNSAN ARASINDA ÇOK BÜYÜK BİR UÇURUMA SEBEBİYET VERECEK AYRIŞTIRMAYI BİZZAT ELİNİZLE, GAYRETİNİZLE YAPTIĞINIZI GÖRECEKSİNİZ.”
Öyle yürek isterim ki; bir problem söylenmeden onu hissetsin ve çözüm için beyni harekete geçirsin.
Yetkili mercilerde bulunan ve hakkaniyeti sağlamakla mükellef olanların üzerinde çok büyük yük vardır.
Çok ötelere gitmeyelim, çok da derinlere inmenin bir anlamı yok.
Hadiselere yüzeyden baktığımız zaman bile haksızlıkların “Gırla gittiğini.” Hemen hepimiz görebilecek akıldayız.
A köylüsü ilçesine bir meselesinin çözümü için geldiğinde; “Bu gün git yarın gel.” Deniyor.
Nedeni de; A köylüsünün sadık oluşudur. İsyankâr olmayışıdır.
C Köylüsü aynı yere geliyor; bağırıyor, çağırıyor; deyim yerindeyse; “Dünyayı başına.” Topluyor, C Köylüsünün işinin yapılması için seferber olunuyor. C Köylüsünün problemine çözüm bulunmasının tek sebebi; sadık olmayışıdır.
A vilayetinde yıllardır kaçak elektrik kullanılır. Bir tane uyarı cezası dahi rücu etmez. Onun kaçak kullandığı elektriğin hizmet bedeli sadık olanların sırtına yüklenir. Böylece de akılları sıra hakkaniyeti sağlamış olurlar.
Bir milyon kilovat elektrik sarfiyatı yapılan bir yerde; 250 bin kilovat enerji bedeli tahsilatı yapılır.
Fakat bu sarfiyatın yapıldığı yerde “Açız, bize yardım edin, devlet bize yardım etsin.” Feryatları AB ülkelerinde yankılanınca; bu 750 bin kilovat elektrik bedeli sadık olan insanların omzuna yüklenir.
Yurt dışından 100 birime alınan elektrik yine AB taraflarından gelen aksi seda nedeni ile alınan bedelin üçte bir fiyatına Irak’ın kuzeyine sessiz sedasız intikal eder. Bunun nedeni de sadık bir şekilde bağlı olan insanların sadıklığıdır.
Kişi otel işletir; beş yıldır otelinin ruhsatı var; fakat halen elektrik meselesini çözememiştir. Nedeni ise; sadık olarak bağlılığıdır.
Fakat Muğla’nın bir ilçesinin bir mahallesinde yıllardır elektrik hizmet bedeli tahsili yapılamaktadır. Tahsili yapılmayan elektrik hizmet bedeli aynı ilçenin sadık insanlarına yüklenir.
Diyarbakır’ın üç büyük merkezi mahallesinde; elektrik bedeli ödenmez; Erganiliye yada başka illerdeki sadık insanların mütevazi bütçelerinden bu bedeller alınır. Nasıl olsa sadık olanlar ses çıkarmazlar.
Aldığı hizmetin bedelini ödememek ahlaksızlıktır.
Ahlaksızın yaptığı ahlaksızlığın bedelini ahlaklı ve haysiyetli insanların üzerine yüklemenin adını da sizler söyleyiniz.
Şimdi bu sadık olarak bağlı olan ve Sinop’un merkeze 20 Km mesafedeki; Fethiye’nin merkeze 43 Km mesafede olan köyünden şehre gelecek yol parası bulamayan köylüsü de “Ben artık bu haksızlıklara dayanamıyorum, bundan böyle ben de avazım çıktığı kadar bağıracağım.” Dese… Kaç kişi duyar?
Ben söyleyeyim; hiç kimse duymaz…
Nedeni de; Devlete olan bağlılığıdır. Önce AB duyacak. AB’de devletine sadık olanın feryadını duymaz.
O halde;….
Evet o halde;
Hakkaniyeti sağlamakla mükellef olanların üzerine hangi yük düşüyor?
Açılım falan filan değil…
“Hakkaniyetle yönetim yapamadıklarını ve bundan böyle bunu sağlamak için hepinizin düşüncelerine ihtiyacımız var merkezli bir düşünce.” İle ilk adımı atmaları elzemdir.
Kendi kendinizi bir kontrol ediniz.
Bütün yükümlülüklerinizi yerine getiriyorsunuz.
Verginizi, sigorta ve bağ-kur primlerinizi, emlak verginizi, tabela verginizi, katılım bedellerinizi ödüyorsunuz.
Vatandaş olarak bütün sorumluluklarınızı harfiyen yerine getiriyorsunuz.
Hiçbir sorumluluğunu yerine getirmeyen için bir af geliyor;
Faizler siliniyor, taksitler ile ödeme kolaylıkları sağlanıyor. Yine ödemiyor, bir daha bir daha kolaylıklar getiriliyor.
Kendi kendinize;
“Düzgün olmanın ağır faturasını ödemek yine bize düştü.”
Diye düşünmüyor musunuz?
Hukuk dışı davranmayı kendine yaşam şekli haline getirmiş olanlara aşırı derecede müsamaha gösterilmesi; hukuksuzluğun her zeminde kendine alan bulmasına sebebiyet verir.
Hukuksuzluk ise; hakkaniyetin tamamen yok olması demektir.
Hakkaniyet sağlanamazsa; “Adaletten.” Söz etmek;
“KARANLIKTA ETRAFA GÖZ KIRPMAKTIR.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.