- 850 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
İnternet A-Sosyalleştiriyor mu Bizi?
"Düşünmeden öğrenmek, zaman kaybetmektir. Konfüçyüs"
Yukarıdaki resim e-postama geldiğinde uzun bir süre düşündüm. Evde, işte ve toplum içinde internet insanların psiko-sosyal yapısını da değiştirdi. Sosyalleşme, kişisel gelişim sürecimizi geriletip, a-sosyalleştirip kendi yalnızlıklarımıza çekilip, mutsuzluklarımızı sağmaya başladık.
Yıllar önce bir gazetenin sayfalarında sıkışıp kalmış bilgiyi akıl kutumdan çıkarttım. Amerika’da son on yıl içinde şizofren hastalarının neden arttığı konusunda bir araştırma yapılmış. Efendim, haberin içeriği ürkütücüydü.
"Bir kimse günde 2,5 saatten fazla internette-bilgisayarda kaldığı sürede aldığı radyasyon ve uydudan gelen elektromanyetik kirlilikle on yıl sonra şizofren olacaktır."
Teknolojiyi ne kadar doğru kullanıyoruz?
Bilgi işlem dünyamızda işlerimizi, bilgi alış verişlerle eğitim ve öğretimde alternatif olan internet, aynı zamanda insan sağlığını tehdit eden risk faktörü taşımaktadır. Son yıllarda artan kanser ve akıl ruh sağlığı hastalıkların; bilgisayarın direkt insan vücuduna temas etmesi nedeniyle, baz istasyonlarından daha çok risk taşıdığı artık bilinmektedir.
Tabi bilgisayarın zararları bunlarla da kalmıyor. Vücudumuzun dolaşım, kas ve iskelet sitemini de büyük oranda etkiler. Bel, baş ve boyun ağrıları, omuz ve boyun tutulması, boyun ve belde disk zorlanmaları, sırt bölgesinde şekil bozuklukları, eğilmeler, osteoporoz gibi bölgelerde ağrıların oldukça sık görülen rahatsızlıklardır. Gözlerin sulanması ile gözyaşı azalması ve görme kusurlarımızın artmasına neden olmaktadır.
Ve en önemlisi de psikolojimizin bozulmasıdır.
Çocuklarımızın ders çalışma sürelerini kısa tutarak on line oyunlarında zaman tüketmeleri ile sigara bağımlılığından kötü bir "oyun-kumar" bağımlısı yapıp; agresifleşmeleri, sosyal adaptasyon uyumsuzluğu, dikkat dağınıklığına neden olmaktadır.
Sonuç:
Hasta olmadan bir teknoloji harikası olan bilgisayarı nasıl kullanabiliriz?
- Bilgisayar karşısında dik olarak oturmalı ve uzun süre aynı pozisyonda oturmamalıyız.
-Bilgisayar ekranı göz seviyesinde olmalı, uzun süreler çalışmayıp ara vermeli ve çalışma süresini planlamalıyız.
-Uzun süre ekran başında kaldıysanız; ayağa kalkın ve sağ elinizle sol omuzunuzu, sol elinizle sağ omuzunuzu sıkıca kavrayın. Başınızı da kolunuzun aksi yönüne çevirebildiğiniz kadar çevirin. Böylelikle boyun kaslarımız güçlenecek ve kireçlenmeyi önleyeceğiz.
- Ayrıca boynumuzu on kez sağa-sola öne-arkaya doğru hareket ettirelim. Her iki omzu, dirsek , el bileği eklemlerimiz ve parmaklarımızı 2-3 saat ara ile açıp kapayarak harekat ettirmeliyiz.
-Ve hareketsizlikten dizler ve belimizde kireçlenmeler olacağından, oturduğunuz yerden kalkarak ayakta durunuz ve dizlerinizi kırmadan parmaklarınız yere değecek şekilde öne eğilin. Ayrıca sağa sola ve arkaya belden eğilmeye çalışın.
- Akciğerlerimizin de solunum egzersizleri ile ivme kazanması lazım. İşte bu nedenle derin nefes alıp vererek hem gerginliği azaltacağız hem de diafram ve kaslarımızı gevşetmiş olacağız.
Yukarıda saydıklarım ilk başta zor görünse bile zamanla alışkanlık hale gelecek ve sağlığımızı riske atmayacağız.
Ama durun, asıl unuttuğum ve özellikle baş ağrılarımıza neden olan elektro manyetik dalgaları ve radyasyonu nasıl saf dışı edeceğimizi, söylemeyi unuttum.
Bir yerde okumuştum:
İstanbul’daki bir bankaya 250 adet kaktüs alındığını ve sürekli bilgisayar başında olan banka memurları bu kaktüsler sayesinde çalışırken radyasyonun çevreye yayılması da önlenecekmiş.
Başka bir haber de Amerika’dan;
"Nasa çevresine neden sürekli kaktüs ekilmektedir? Nasa’nın çevreye yaydığı radyasyonun emilimini bu kaktüsler sayesinde olduğu..."
Peki bu ne derece doğru?
Liseli yıllarımızda anımsarsa; evrendeki tüm bitkiler gibi kaktüsler de ışığı emerek fotosentez yaparlar. Kaktüslerinde yaşamlarını doğada sürdürmeleri için radyasyonu emerek fotosentez yapması ve besin üretmesi zorunludur.
Ee, bu kadar ürkütücü yan etkilere neden olan bilgisayardan oldukça tırsıp; evime şimdiden üç adet kaktüs aldım bile...
Anlayanlar anlamayanlara anlatsın, demiş Nasrettin Hoca...
Gerçek güzellik fiziksel görünüşe bağlı değildir, ancak kalptedir!
Gerçek mutluluk, gördüğün şeyde değil, asıl görünmeyen yerdedir...
Gerçek sevgi, yapıldığı bilinen şeyde değil, yapıldığı halde bilinmeyen şeydedir!
Sevgi ve ışıkla
Emine Pişiren/Edremit-Akçay
16.Mart.2010
YORUMLAR
Ee, bu kadar ürkütücü yan etkilere neden olan bilgisayardan oldukça tırsıp; evime şimdiden üç adet kaktüs aldım bile...
Anlayanlar anlamayanlara anlatsın, demiş Nasrettin Hoca...
Gerçek güzellik fiziksel görünüşe bağlı değildir, ancak kalptedir!
Gerçek mutluluk, gördüğün şeyde değil, asıl görünmeyen yerdedir...
Gerçek sevgi, yapıldığı bilinen şeyde değil, yapıldığı halde bilinmeyen şeydedir!
en güzel cevabların bencesi...internetin hayatı kolayalaştırayım derken insanı YALNIZLAŞTIRMASIDIR hem de bedelini çaktırmadan ödete ödete..!
hernekadar olmazları olur yapsa da..imkansızı mümkün kılsa da..uzakları yakınlaştırsa da..!
sevgisaygıteşekkür
vefalıdostum tarafından 3/17/2010 10:57:00 AM zamanında düzenlenmiştir.
Çok önemli ve yararlı bilgiler. Bilgisayar karşısında sürekli kalmamaya özen gösteriyordum. Sık sık yerimden kalkıp dılşarıya da çıkıyordum. fakat şimdi de kaktüs almam gerektiğine inandım. Ben de bir kaktüs alıp masama koyacağım.
emine pisiren
Aslında bu yazımın teması çok daha farklı ve siyasi çizgilere uzanıyordu.
Yazdıkça tema İNSAN SAĞLIĞINA doğru değişti. Asıl olan da bu değil mi?
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır ve çoğalırız.
Yalnızlıklardan kurtulur ve benzerlerimizle çağdaş, bilinçli, huzurlu ve anlayış içinde sevgi eken bir toplum oluruz.
Şair ve yazarların da edebi paylaşımları bu amaçla değil midir?
Ben - likten sıyrılıp BİZ olma heveslerimiz, bizi duygudaş kılmakta...
Kaktüs konusunda bende ciddi ciddi koşturdum çiçekçiye...
Sayfamı şereflendirdiniz şairim.
Teşekkür ederim.
Sevgi ve ışıkla
Güncel bir konu hem bilgilendirici, hem de anlatımınızla okuması da bir o kadar zevkli. Teşekkürler.... Saygılarımla....
emine pisiren
Yorulmadan-üşenmeden okuyan gözlerinize sonsuz teşekkürler.
Sevgi ve ışıkla
Emine kardeşim,aydınlatıcı yazınız için çok teşekkürler.En kısa zamanda iki üç kaküs edinmemiz,önerilerinizi uygulamaya koymamız gerekiyor,sevgilerimle.
emine pisiren
Yorumlarınız benim için çok değerliydi. Her biri inci tanesi gibi, diziyorum edebi bir kolye gibi...
Teşekkür ederim gönül dostu...
Sevgi ve ışıkla