"BEN SİZİN KADINLAR GÜNÜNÜZÜ KUTLAMIYORUM!"
****
“Bu yazı, her türlü töresel-feodal ve sistematik zulme, aile içi şiddete, eğitimden mahrum bırakılan kızlarımıza, her türlü haksızlığa maruz kalan, insanlık dışı bin türlü alçakça psikolojik ve fiziksel envai çeşit töresel-feodal ve sistematik saldırılarla baş başa bırakılan mazlum kızlarımıza, kadınlarımıza annelerimize atfen yazılmıştır!”
Sizin yaşadığınız toplumda onlar birer suç potansiyeli. Bugünün genç kızları yarının Anneleri olan Anne adaylarına, kadınlarımıza, eğitimi yasaklarsınız, onlar hata işler, günah işler, yanlış yapar, yüzümüzü kara çıkartır, Aşiretimizin, Ailemizin şerefini peş paralık eder, namusumuz lekelenebilir mantığı içerisinde onları, onların üzerinde Dinimizin farz kıldığı eğitimlerden mahrum bırakırsınız. Yarınların kadınları kızlarımızı, Şırnak’ta, Cizre’de, İdil’de, Uludere’de, Beytuşebap’ta, Güçlükonak’ta Silopi’de kız çocuklarını eğitimden mahrum bırakarak, Okula katılma oranının Ülkenin en sonunda yer almasını sağlarsınız. Sonrada onlara güvenmez, onlara inanmaz, onların kendilerine güvenmesini ister, onlardan hata yapmama, günah işlememe, doğru ve yerinde davranmalarını istersiniz? Bunu da hiç utanmadan sıkılmadan istersiniz!
Sizin toplumunuzda, bugünün genç kızları yarınların Anne adaylarının hayatlarında en önemli seçim hakkı olan, eş seçme hakkı kolay kolay tanınmaz. Sizin öngördüğünüz şekilde ya da şekiller de olmalı. Aşiretten, Aileden akrabadan biriyle olmalı, ya da bir ömür boyu sizin kutsal seçiminizi ret ettiği içinde tecrit edilir aforoz edilir. O saatten sonra da artık sizin Kızınız olmaktan çıkmayla karşı karşıya kalır. Sırf seçiminize karşı çıktığı için kendi seçimini yapmayıp bir ömür mutsuzluğa mahkûm bırakılıp, hep düşlerinde hayallerinde mutluluk sözcüğünü yaşatır. İç dünyasında yaşadığı depremlerle bir ömür artçı şoklar yaşamaya mahkum olur. O melek kadın anne, ya da anne adayı kardeşlerim
Mutluluğun onun hayatındaki tarifi koca bir hiç, koça bir yalan ve doğumdan başlayarak acılarla süslenmiş bir bedbaht derinliktir artık.
Sizin toplumunuzda kadınlarınız, Eşleriniz, Annelerimizin kıç çocuğu dünyaya getirmesine hala sevinemeyerek “keşke taş doğursaydın” dediğiniz, sizin toplumunuzda, erkek çocuk doğurmamanın 2. bir Evlenme nedeni olduğu mantalitesinin hala geçerli bir kural sayılmasının gayet doğal karşılanması bir marifetmiş gibi gösterilmekte.
Sırf bu kompleksle 14 kız çocuğu dünyaya getiren ailelerin, Annelerin olduğunu bilmem beni kahretmekte. Ve yine sırf erkek çocuk dünyaya getirmediği için (sanki onun elinde de kendisi engelliyormuş gibi) horlanan, dışlanan, adeta aşağılanan dünyalar güzeli melek kadınların, Annelerin acılarını içlerine gömerek bir ömür ağladıklarını bilmem beni kahretmekte.
Yine erkek çocuğu dünyaya getirmeyen Anne’lerin, Ailenizin Aşiretinizin yüz karası ilan etmenizin yanında, erkek çocuğu dünyaya getirmediği için 2. bir eş getirmeyi Ret eden onurlu erkeği de “sen erkek değilsin” gibi imalar la onu bir ömür psikolojik bir depresyona sokma anlayışınız da beni kahretmekte. Yarının Anneleri genç kadınları olan kız çocukları insan değilmiş gibi başka bir yaratık(mış) gibi erkek çocuk dünyaya getiren Anneleri de, “işte sen gerçek bir kadınsın” tam aşiret kadınısın soyumuzu sopumuzu (burası çok önemli(!) ) sürdürmeyi başardın helal olsun sana der gibi çağın en gerisinde kalan kabileler de bile görülmeyen bir açıyla yaklaşılmasını bilmem görmem beni kahretmekte.
Sizin yaşadığınız toplumda, onlar kadınlarımız-kadınlarınız, Annelerimiz-Anneleriniz, Babalarından,-Babalarınızdan kalma mala mülke mirasçı olma hakkına sahip olamamaktalar. Bu iğrenç anlayışınızı haklı kılacak nedenlere yüce dinimizi de yanlış yorumlayarak o iğrenç geleneklerinize ananelerinize alet etmenizde beni kahretmekte.
Bazı Melek Annelerin, kadınların, Baba mirasından mahrum bırakılıp bir ömür ekonomik sefalet içerisinde yaşadıklarını görmem beni kahretmekte.
Sizin yaşadığınız toplumda onların “kadınlarımızın” en doğal hakları olan boşanma hakkının kullanılmasının bir ölüm nedeniymiş gibi en ağır suçlardanmış gibi onların ellerinden alınmasını, Boşananlarında dışlanmasını görmem beni kahretmekte.
Sizin yaşadığınız toplumda, bir ömür boyu sizin yaptığınız seçimler sonucu istediği sevdiği insanla evlenmeyip mutsuz yaşayan genç kızların, kadınların Annelerin ya da Anne adaylarının en ufak bir yanlışı “paranoyakça varsayımlarınız yüzünden” onun bütün hayatı boyunca yüzüne namussuz lekesinin sürüldüğünü görmem beni kahretmekte.
Ve sırf bu leke ile yaşamak istemeyip hayatına son veren intihar eden genç kızlarımızı, kadınlarımızı anne adaylarını bilmem görmem beni kahrediyor.
Son bir yıl içerisinde(Şırnak, Cizre,Silopi, İdil,Uludere, Beytuşebap, Güçlükonak’ta hayatına son verip İntihar eden insan sayısı gayrı resmi rakamlarla 36 olup, (bunlardan ne gariptir ki sadece 2 erkektir) bilmem görmem beni kahrediyor.
Ve yine sizin yaşadığınız toplumda, yine sizi sevmediği için, sizi tercih etmediği için onu, yarınların annesi olacak ona olan Megaloman ve Narsistçe sevginizi, sokak ortasında(geride bıraktığımız yıllarda (hala hafızalardan silinmeyen) Şırnak’ta cadde ortasında) onlarca bırak darbeleri ile kanlar içerisinde bırakarak, vahşetle onu cadde ortasında 30 küsur bıçak darbesi ile adeta doğrayıp insanlık suçunu işleyip, onu hunharca öldürüp, sonrada başında diz çöküp seviyorum oleeeeeen deyip bu yapılan vahşetin sonrasında da hayır pişman değilim sevdiğim için yaptım diyerek daha da vahşileşebilenleri bilmem görmem beni kahretmekte! Yine yaşadığımız toplumda, bizim yarattığımız canavarların geride bıraktığımız yıl onlarca kız çocuğuna vahşice sapkınlık edip en sonunda da yarının melek annesi olabilecek melek kız çocuğunu vahşice tecavüz edip hunharca öldürmesini bilmem görmem beni kahrediyor. Bu canavarında yine içimizden çıkması da beni daha da kahrediyor!
Yine geçene aylarda ailesinin zoru ile evlendirilmesine karşı çıkamayan çıkacak takati gücü olmadığını bilen bir Anne adayının kendisini sizin iğrenç törelerinizin içine edercesine isyan edercesine kendisini köprüden atıp( Cizre’de) hayatına son vermesini bilmem görmem beni kahretmekte.
Yine, sizin yaşadığınız toplumda, istemediğiniz ve eş seçmesine karşı olmanıza rağmen, buna aldırmayıp kendi eş seçimini sizin deyiminizle illegal yaptığı için de namusumuz beş paralık oldu töreler böyle emretmiş ne yapalım der gibi, onu zorlamalarla intihara zorlamanızı (bunun yerine söyleyemem yoksa yine bir başka töre cinayetine sahne olabilir) ve kendisini iple ölmüş görüntüsünü verdiğiniz iddiasının dilden dile dolaşmasını görmem beni kahrediyor!
Yine, genç bir kızın ya da kızların yaptığı hataların sonucu olarak töre cinayetlerini işlemenizin sonuçları olarak( tüm Güneydoğu da) tüm Türkiye’ye rezil olmamızı görmem beni kahrediyor!” buda yetmiyormuş gibi bu tür töre cinayetlerinin onlarca dizi filmlere dönüştürülüp köklü bir medeniyete ev sahipliği yapmış Mezopotamya’yı vahşet uygarlığı gibi gösterilmesini bilmem görmemde beni kahrediyor!
Bu, O töreleri feodal yapılanmayı savunanların gurur duyacağı bir tablo ve resim olabilir. Ancak, benim gurur duyacağım bir tablo asla olamaz. Siz erkekler, ataerkil anlayışı şiddetle savunan feodal beyler, kendinize tanıdığınız her türlü legal-illegal haklarınızın milyonda birini kadınlarınıza anne adaylarına tanımanızı görememem beni Milyon kez kahrediyor!
Ve siz hiç sıkılmadan utanmadan o önünde diz çökeceğim yarının anneleri olan kadınlarımızın kadınlar gününü kutlamayı da kendinize şeref ad edersiniz. Eminim bunu yaparken de kendinizle gurur da duyacaksınız da. Herkes kutlasın 8 Mart kadınlar gününü. ama ben sizin kadınlar gününüzü kutlamıyorum. Kutlamayacağımda…
Eminim bu yazıyı yazdığım içinde beni aforoz etmeyi düşünenler, din düşmanı halk düşmanı ilan edenleriniz de olacaktır. Ama bunlar sizin doğrularınız ise, kültürünüz ise, değerleriniz ise, vazgeçemeyeceğiniz kutsal kriterleriniz ise, ben şiddetle ret ediyorum. Bu değerlerinizi, bu törelerinizi, bu kültür(süzlüğ)ünüzü şiddet ve nefretle ret ediyorum. Ve aynı zamanda paleolotik(ateşin ilk bulunduğu çağ) çağda bile görülmeyen bu kriterlerinizin içine- dışına bilmem ne diyeyim!. Varsın halk düşmanı ilan edileyim! Kadınları, önce insan değil de, sadece doğum ve cinsel arzularınızın bir aracı ve basamağı gören Törelerinizi, feodal yapılanmanızı, aşiret anlayışlarını ret etmekle kalmayıp bütün bu yanlış değerlerinizi maymunlar cehennemine gönderiyorum!
Sizin yaşadığınız toplumda, yukarda saydığım ve daha sayamadığım ibret tabloları hala töreler şeklinde, gelenekler şeklinde, feodal-aşiretsel yapılanmalar adı altında ibretle devam ederken, kadınlarımıza, Kız kardeşlerimize, Annelerimize ve Anne adaylarına hala o yanlış değerlerle bakılıyorsa anımsanıyorsa, benim sizin kadınlar gününüzü kutlamam abesle iştigal olur. Bana asla yakışmaz… Kendi gerçeklerinizle yüzleşmekten korkan, kızlarınızı en doğal hak olan eğitimden mahrum bırakan, her ailede ilgisiz sevgisiz bırakılan onlarca çocuklarınızın olduğu ve kadınlarınıza gerçek saygınlıktan fersah fersah uzak çağ dışı insanlıktan uzak tavır ve davranışlarınızın olması acı bir gerçeğimizdir-gerçeğinizdir. Bölge olarak, Gerçeğinizle yüzleşip artık yeni bir süreç başlatmaktan-kadınlarımıza hak ettikleri insanca yaşamı verip eğitimden mahrum bırakmadan onları yine kendi ana dilinizin-dilimizin atasözündeki dile getirdiği gibi (jin jine, çı şêre çı mıre,” kadın kadındır, ha dışı aslan ha erkek aslan) hak ettiği gibi insanca davranmaktan artık başka hiçbir seçeneğimiz-seçeneğiniz olmamalı- olamaz!.diyorum…
Hayır efendim, ben sizin kadınlar gününüzü kutlamıyorum… Kusura bakmayın(!)
“Kutsal varlığımız, “Peygamber Efendimizin Cenneti ayaklarına serdiği” Annelerimizin, mazlum kadınlarımızın 8 mart dünya kadınlar gününün toplumsal gerçeklerimizin ve yanlış anlayışlarımızın dile getirilmesinin gölgesinde kalmasından son derece üzüntü duyduğumu dile getirmeden geçemeyeceğim. Bu bağlamda kız çocuklarını sevemeyenler, kız kardeşlerini sevemeyenler, KADINLARINI VE ANNELERİNİ ASLA SEVEMEZLER DİYOR… HER TÜRLÜ ZÜLME VE AHLAKSIZCA PSIKOLOJIK VE FİZİKSEL SALDIRILARA MARUZ KALAN Bütün mazlum Annelerin Kadınların sadece gününü değil. Kendilerinin önünde eğilerek kendilerini kutluyorum.
Ama sizlerin kadınlar gününüzü kutlamıyorum kutlamayacağımda!”
Umarım bu yazı, bir nebzede olsa bizi acı gerçeklerimizle karşı karşıya getirir dileğiyle…
SEVGİ VE BARIŞLA KALINIZ….
YORUMLAR
yazdıklarınız o kadar gerçek ki...verdiğiniz tepki de çok doğru...ne var ki kadınlar gününün var olması daha bir dikkat çeker oluyor kadın sorunlarına..amaç da bu olmalı...sırf kutlamak değil,kadını daha iyiye daha verimliye haklarından haberder etmeye,yüreklendirmeye yönelik çalışmalar olmalı...siz kadınlar gününü kutladınız zaten ama farkı farketmelerini sağlayarak...
kaleminize,dile gelen yüreğinize sağlık...