HAKK Resûl’ünü HABİB Edinince
Hazret-i Muhammed (SAV) Cenab-ı Hakk’ın; “İbrahim’i Halil edindiysem, seni Habib edindim. Katımda senden kıymetli kimse yaratmadım. Dünyayı ve insanları yaratmam, senin benim katımdaki kıymetini, dereceni, yüksekliğini onlara bildirmek içindir. Seni yaratmayacak olsaydım dünyayı yaratmazdım” hitabına mazhar olan Peygamberler Peygamberi’dir.
Ya O’nun getirdiği dinin mensubları olan Müslümanlar kimlerdir?
Kur’anı-ı Kerim hakkında görüş bildiren Yahudi âlim Emanoil Düeş bu konuda diyor ki; “Fenikeliler Avrupa’ya tüccar, Yahudiler Avrupa’ya mülteci ve esir olarak girdikleri hâlde Müslümanlar Avrupa’ya hâkim olarak girmişler ve bu Müslümanlar Kur’an’ın yardımı ile Avrupa’ya irfan meş’alesini taşımışlardı. Hakikaten Müslümanlar Batılı’lara ve Doğulu’lara felsefe, tıp, astronomi, şiir öğretmişlerdir. Yunan’ın ölü dimağına ve ölü irfanına hayat vermişler, bütün dünyayı cehalet karanlıkları sarmışken her tarafa nur saçmışlar ve bu itibarla bu insanlar yeni ilimlerin temellerini atmışlardır.”
Peygamber Efendimiz’e indirilen Kuran-ı Kerim, sadece Yahudi âlim Düeş’in değil, nice yabancı ilim irfan ve devlet adamı gibi kariyer sahibi kişilerin açıklamak ihtiyacı duyduğu ilâhi-mukaddes bir kitabtır.
Alman Birliği’nin kurucularından Prens Bismark’ın dahi diğer kitablarda bulamadığı hikmetlerle mücehhez Kur’an-ı Azimüşan hakkında söylediklerine bir bakalım; “Muhtelif devirlerde beşeriyeti idare etmek üzere Allah tarafından gönderildiği iddia olunan bütün münzel (indirilmiş) ve semavi kitabları tam ve etraflıca tetkik ettimse de hiç birisinde bir hikmet ve isabet göremedim. Bu kanunlar, değil bir cemiyeti, bir hane halkının saadetini bile temin edecek bir mahiyetten uzaktır. Lâkin Müslüman’ların Kur’an’ı bu kayıttan azadedir. Ben Kur’an’ı her cihetten tetkik ettim. Her kelimesinde büyük hikmetler gördüm. Müslüman’ların düşmanları, bu kitabın Muhammed’in sözü olduğunu iddia ediyorlarsa da en mükemmel ve hattâ en mütekâmil bir dimağdan böyle bir harikanın zuhurunu iddia etmek hakikatlere göz kapayarak kin ve garaza alet olmak manâsını ifade eder ki, bu da ilim ve hikmetle kabili te’lif değildir.”
İşte şu sözler ki bize Allah’ın varlığına her insanın inanması gerektiğini hatırlatıyor.
O’ Allah-ü Teala ki, Habibi için dünyayı yaratıyor..
O’ Habib ki O’nun tevhid sancağını yüceltmek için çağlara put pasını yerleştirmiş müşriklerle büyük bir mücadele örneği vere vere dininin tebliğini tamamlıyor..
Sonra; veda vakti Mü’min’lerine; “size öyle bir şey bırakıyorum ki benden sonra ona sımsıkı sarıldıkça asla sapmaz ve yolunuzu şaşırmazsınız. O da Allah kitabı olan Kur’an’da gösterdiği doğru yoldur” vasiyetinde bulunuyor.. Zulmet Çağı’nı yıkıyor, Saadet Asrı’nı getiriyor.
Ki O’ aradan geçen asırlara rağmen Asr-ı Saadet’inden bugüne, sevgisinden hiçbir şey kaybetmeyen Yüce Peygamber; ilim, fikir, siyaset veya bilimde ne kadar ‘büyüklük’ işareti veren insan varsa, hepsinin kendisini hayranlıkla izlediği ve O’nun yüceliği karşısında ufaklık hâline düştüğü bir Habib olarak hep büyüklüğünü muhafaza ediyor.
Ki; O’ndan daha üstün ve kutlu bir doğumu olan hiç bir insan, hiç bir peygamber ve hiç bir Nebi yok.
O Resûl ki Peygamberler Peygamberi.
O Nebi ki dünya yüzünde bir daha peygamberlik sıfatı vermeyecek bir sonu beraberinde götüren ve Allah’a en yakın duran sevgili.
..Ve bu âlem şayet her türlü menfiliklerine rağmen, yine güzelliklere sahib olabiliyor ve huzurunu bulabiliyor ise bunlar, O’nun çağırdığı yola girenlerin sayesinde.
Rabbim, bütün insanlığı Peygamber Efendimiz’in kutlu doğumundaki hikmetinden haberdar eyler inşallah..
Bu vesileyle bütün Müslüman’ların Kutlu Doğum Haftası’nı kutluyorum.
YORUMLAR
Ve bu âlem şayet her türlü menfiliklerine rağmen, yine güzelliklere sahib olabiliyor ve huzurunu bulabiliyor ise bunlar, O’nun çağırdığı yola girenlerin sayesinde.
evet cok güzel bir yaziydi.kisacik yaziya ne cok anlamlar sigdirmissiniz.
begeniyle okudum.
yüreginize saglik degerli dost
kandiliniz mübarek olsun
sonsuz saygimla