TOROSLARDA UNUTULAN GİZEMLER ŞEHRİ ERMENEK BÖLÜM- VI
Yörenin doğa zenginliklerini ve tabiat güzelliklerini anlatırda, yörenin en güzeli olan Gösu Çayı’nı es geçmek haksızlık olmaz mı ona. İşte ozaman göksu çayı bize kızar. Bu durumdan dolayı, gerek yöre ve gerekse yöre halkı mecazi olarak ondan ürker ve korkar. Yöre halkı Göksu Çayı için şöyle der.<Göksu Çayı Ermenek’e, yöreye , ya da Yöre halkına kızarsa rengi kızarır,telaşlanır, homurtusunu artırır, önüne ne geçerse sürükleyip, Silifke’ye götürür ve oradan Ak Deniz’in mavi sularına boşaltıverir> der yöre halkı.
Bu söylevi de ,şu şekilde açıklamak mümkün. Yağışların bol olduğu kış mevsimi ile, kışın Toroslara yağan metrelerce karın İlk Baharla beraber erimesiyle oluşan, kar ve yağmur sularının önüne kattığı çeşitli toprak kütlelerinden oluşan camur ve millerin Göksu Çayına karışmasıyla, bu çayın tabii rengi, renkten renge bürünür. O esnada Göksu Çayı korkulacak bir hale bürünür. Yatağında miskin miskin akan çayın su hacmi ve akış hızı artarak, önlenmesi mümkün olmayan taşkınlara ve sellere neden olur. İşte o zaman olan olur. Her şeyi denize indiriverir. Yukardaki söz, bu anlamda söylenmiştir.
Ama bunun yanında Göksu Çayı’ nın hiç mi güzellikleri, hiç mi özellikleri yok? Elbette var. ona haksızlık etmeyelim. Kışın ve baharın coşkun ve hırçın akan Göksu Çayı, yazın ise tam aksine,akağından sain sakin, süzüle süzüle, nazlı nazlı, bir gelin edasıyla akıp gittiğide çok oluyordur. onu seven yöre halkı, yaz boyunca onunla sarmaş dolaş olmuş,
iki sevgili gibidirler. Yöre halkı onu bir deniz ve pilaj kabul ederek, yunarlar ve kumunda yatarak güneşlenirler. en azından biz, çocukluk ve gençlik yıllarımızda bunu hep yapardık arkadaş gruplarımızla. Hepsinin kulaklarını çınlatayım vesileyle. Balık avlayıp, değirmenlerini dönderir , buğdaylarını öğütüp, unlarını yaparlar bu su sayesinde. Piknik yapıp, azda olsa su havzasında mevcut bağ ve bahçelerini sularlar. Ya, o Göksu Çayı havzasındaki, o binbir çeşit kuşlara ne demeli, o güzelim renkleri ve ötüşleriyle, tıpkı çiçekleri,doğası ve tarihi gibi,insanları büyülüyor doğrusu.
Tüm bunların yanısıra, o , hiç birşey katılmamış, katışıksız, hormonsuz, doğal haliyle yetişen sebze ve meyvesine ne demeli acaba ? Yemede yanında yat. Okadar leziz, o kadar saf ve durudur ki yiyecekleri. Bunu anlatmaya kelimeler yetersiz kalıyor. Yöre halkı ise başlı başına bir dahi. İnsalcıllığı, cana yakınlığı, misafir severliği, bir lokma ekmeğini, yok olanlarla, olmayanlarla paylaşımı dillere destandır.
Değerli okurlarım,turizmle uğraşan sayın tur sahipleri, otel işletmeciler; Yazmış olduğum altı bölümlük yazı dizimde, hem sizlere ve hemde yöre halkıma yöreyle ilgili detaylardan bahsetmeye çalıştım. Yöremize yapacağınız turlarda, sizleri eniyi şekilde ağırlayacak dört yıldızlı, havuzlu, saunalı , lokantalı oteli ve ayrıca birbirinden güzel yöre yemekleri yapan lokantalarımızla, hiç zorluk cekmeden yapacağınız ulaşım hizmetleriyle sizlerin ağırlanacağınızdan hiç kuşkunuz olmasın. Bölge, Ermenek ve çevresi ta mağara devrinden tutunda, osmanlının yıkılışına kadar, onlarca devlet ve medeniyetin kurulup, yıkıldığı, onlarca medeniyetin kucak kucağa, sarmaş dolaş olduğu bir bölge, bir yerleşim yeridir şu bizim Ermenek ve çevresi. Bu kadar devlet ve medeniyetin yaşadığı bir bölgede tarih ve tarihi eserlerden sözetmeye gerek var mı bilmiyorum doğrusu? Bunun tersini söyliyeyim hemen. Mağara devrin den, Hititler,Fryğler, Yunanlılar, Persler, Romalılar, bizanslılar, karamanoğulları ve osmanlılardan kalma binlerce tarihi eser ziyaret edilmeyi beklemektedir. Ayrıca yörenin en gözde yeri olan ve dünyanın üçüncü büyük yeraltı mağarası ve gölü ise, ziyaretçilerini beklemektedir.
Bir cümle ile bu yazı dizimi, izninizle sonlandırmak istiyorum.
<İşte yazı dizimin başlığından da anlaşıldığı üzere, ermenek ve çevresi, toroslrın vadisinde veya başlarında bu güne kadar unutulmuştur. Daha el değmemiş olan yöre,keşfedilmek için, kaşiflerini aramaktadır. Geliniz bu güzel bölgeyi, yöreyi, Toroslarda unutulan gizemler şehri olmaktan hep beraber, el ele vererek kurtarıp, layık olduğu noktaya ulaştıralım. Bende altı bölüm halinde ki yazı dizime son vereyim. saygılarımla
HüseyinYILDIZ( LEMOSLU HÜSEYİN)
AYDIN-SÖKE