DEDEM KORKUT'UN YENİ HİKÂYELERİ - 2
1400 yıl önce yaşamış olan Dede Korkut’un hikâyeleri halk arasında anlatıla anlatıla bu günlere kadar gelmiş ve hala Türkmenistan’da halk söyleyicileri arasında bu gelenek devam etmektedir.
16.yy.da ilk defa yazıya aktarılan Dede Korkut hikâyelerinin yazılı orijinalleri Almanya’nın Dresden Kütüphanesi’nde 12 hikâye bulunmaktadır.
Vatikan’da bulunan ve Vatikan yazması olarak bilinen 6 hikâyesi de bu 12 hikayeden farklı değildir.
Dede Korkutun yaygınlıkla bilinen hikâyeleri şunlardır:
1-Dirse Han Oğlu Boğaç Han
2-Salur Kazanın Evinin Yağmalanması
3-Kam Büre Beg Oğlu Bamsi Beyrek
4-Kazan Beg Oğlu Uraz Beg’in Tutsak Olması
5-Duha Koca Oğlu Deli Dumrul
6-Kanlı Koca Oğlu Kan Turali
7-Kadılık Koca Oğlu Yegenek
8-Basatın Tepegöz’ü Öldürmesi
9-Begel Oğlu Emren
10-Usun Koca Oğlu Seğrek
11-Salur Kazanın Tutsak Olması
12-Dış Oğuz’un iç Oguz’a İsyanı
Bunların haricinde yakın zamanda Türkmenistan’da 4 yeni Dede Korkut Hikâyesi daha dil uzmanları tarafından derlenmiş ve yayınlanmış olduğunu öğrendik.
Bunlar
1.İğdir destanı(rivayeti)
2.Teke Muhammet rivayeti
3.Salur İtemcek rivayeti.
4.Salur Kabrin Kazıldı rivayeti.
Türkçeye sevdalı ve Türkçenin yok olacağı endişesini taşıyan gönüllere su serpmek amacıyla bilgi mahiyetinde bu hikâyeleri sizlere sunmak istiyorum.
SAYGILARIMLA.
TEKE MUHAMMED BOYU
Türkiye Türkçesi ile tercümesi
Salur Kazan’ın devrinde, Afganistan beyinin görmeye değer bir kızı vardı.
O kız kendisiyle güreş tutup yenen bir er ile evlenmek isterdi. Bu kızın haberi, dağ aşıp Salur Kazan’ın kulağına ulaştı.
Salur Kazan:
--‘’O ne kız ki? Biz onun ile sınanışıp görüşsek ne yapar ki’’ Deyip o kızın yurduna yol aldı.
Bu kızın uğrunda, Salur Kazan’dan önce bir çok yiğit başlarını koyup geri dönmüşlerdi..Maksat:Ya ölmeli,ya da o kızı güreşte yıkıp almalı.
Ancak hiçbir yiğit, o kızı güreşte yenip alamadı.
‘’Kucaklayıp aldım’’ diyemedi.
…..
Az yürüyüp, çok yürüyüp..Salur Kazan öteden kızın yurduna geldi.Bunun da haberini aldılar.
Salur Kazan haberini verip,dincini dinlenmesini aldıktan sonra güreş başladı.
Bir gün güreştiler, yıkılışıp bilmeden ayrılıştılar. İki gün güreştiler, yıkılışıp bilmeden ayrılıştılar.
Üçüncü gün Salur Kazan kendi kendine
--‘’Eğer bir kıza yenilsem, şanım düşer.’’ Dedi. Ve Tanrı’dan, Muhammet’ten takviye(destek) isteyip var gücünü topladı.
Bir zaman sonra kız onun gücünü anlayıp;
--‘’İndi, ben seninki!.’’ Deyip bağırdı. Ancak Salur Kazan, onun bağırmasına bakmadan yere yıktı.
Bundan sonra kızı nikâhlayıp Salur Kazan’a verdiler. O zamanlarda, toy, kızın atasının evinde olurmuş. Güvey de üç beş gün o yerde kalırmış.
Salur Kazan’da o yerde birkaç ay yaşayıp kaldı. Sonunda kızı alıp kendi yurduna geldi.
Aradan bir nice vakit geçti. Salur Kazan’ın bir oğlu oldu, adını ‘’Teke Muhammet ‘’ koydular.
Bundan sonra bu hanımdan yine bir oğlu oldu, onun adını ‘’Sarı ‘’ taktılar.
Salur Kazan öldükten sonra yine bu hanımdan bir oğlu daha oldu, onun adına da’’Salur Kazan’’dediler.
KAYNAK:
Yusuf AKGÜL- DEDE KORKUT / KORKUT ATA HİKÂYELERİNİN TÜRKMENİSTAN’DA DERLENEN SÖZLÜ VARYANTLARI
TÜRK DÜNYASINDAN SEÇME ESERLER DİZİSİ
MEB. YAY. İSTANBUL/1997
YORUMLAR
Dedem Korkut'u görmesem bana ayıp olur. Biliyorsun biz Bayburt'da her yıl Dede Korkut şenlikleri düzenliyoyoruz. Dede Korkut'un mezarının Bayburt'ta olduğu bazı tarihçiler tarafından iddi edilmektedir. Başka yerlerde de Yunus mezarı gibi yer ve makamlar atfedilmektedir. Hikaye kahramanlarından Beyböğrek'in mezarının tarihi gerçek olarak Bayburt'da bulunması, Dede Korkut mezarını da bence Bayburt'ta olduğuna dair anlamlı kılıyor.
Çok teşekkürler Dostum.Yürekten kutladım.Selam,saygı...