HOLLANDA VEE TÜRKİYE ME DÖNÜŞ
16 05 2008 Cuma
Almanya Köln ü geride bıraktık ve saat 14 55 de Hollanda ya vardık yağmur hala devam ediyordu
Hollanda sulardan kazanılmış topraklar anlamına geliyor laleleri yeldeğirmenleri çeşit çeşit peynirleriyle tanınır.Amsterdamın kanallarını gezmek ayrı bir keyif
Hollanda AB ye üye ve ekonomik bakımdan güçlü bir ülke süt üretimi çok fazla rehberimiz anlattı öyleki tüketemiyorlar bu nedenle ziyan olmasın diye samanlara karıştırıp tekrar hayvanlara yediriyorlarmış bir tek inek günde ortalama otuz litre süt veriyormuş
Hollandalılar beş çayında biz simit ve kurabiye yerken onlarda hardallı çörek
yerler ve ikram ederlermiş
Dam anlamı yerleşim birimi demek tamamen özgür bir ülke uyuşturucu açıkca herşey serbest inanırmısınız meydanda açık tuvaletler bile vardı ve gayet doğal onlar için kırmızı fener sokağını gezdik vitrinlerde manken gibi bikinili kızlar vardı Genellikle barlarda uyuşturucu satılıp içiliyormuş.
Hallanda nın eskiden elle yapılan tahta ayakkabıları ilgimi çekti şimdi teknolojiye dayalı hazır yapılıyormuş gerçekten güler yüzlü insanlar hiçbir şeyi kendilerine dert etmiyorlar
Şehir turunda üstü açılır kapanır stadyumunu gördüm yaşlısı genci bisiklet kullanıyor kaldırımın bir tarafı boş ve burası bisiklet yolu olarak kullanılıyor
Opera binasını müzesini gördük otobüsle gezerken rehberimiz anlattı burada yaşayan Türk vatandaşlar ibadet etmek için cami bulamamış ve para toplayıp bir kiliseyi satın alıp camiye çevirmişler
Amsterdam onbirmilyon kazıkla inşa edilmiş bir şehir Biz dinlenirken bir masanın etrafında gençler oturmuş bira içiyordu ve alt kısmında bulunan pedal ları çeviriyordu hepsi birden yani bir yandan da dolaşıyorlardı saat 19 30 otelimize yerleşmek üzere yola koyulduk beş yıldızlı harika manzaralı radossa otel di
17 05 2008 cumartesi
Sabah güzel bir kahvaltıdan sonra gezimiz başladı . Hollanda anayasal monarşiyle yönetiliyormuş hükümet ve kraliçe the hague de ikamet edşyormuş başşehir amsterdam da değil
iki km lik tünelden geçtik üstünde gemi biçiminde yapı vardı kaptan nemo
binasıymış binalar yerden kazanılacak şekilde yapılmış hem toprak çok az hep
su çünkü van gogh evi ve müzesini rembrand müzesi anne frank evini geçerken gördük
marken e doğru yol aldık yaklaşık amsterdam dan 30 -35 dakika sürdü buranın insanları balıkçılıkla geçiniyormuş yol boyunca iki taraf ta deniz vardı ilginçti giderken sol taraf tan Kuzey Denizini seyrettim Marken de evler tuğla binalar ahşap olarak yapılanmıştı evler villa tipi bahçeleri çiçeklerle süslüydü son derece bakımlıydı insanlar stres yaşamıyor ömürleri uzun
kancalar vardı çatılarında çocuklar okuldan mezun olunca çanta veya başka güzel bir şey olunca başka bir sembolik eşya asarlarmış
Daha sonra Volendam a gelddik gene evler iki ikibuçuk katlı ve bahçe içindeydi Avrupa da geleneksel olarak en güzel bahçesi olan üç evi seçer ödül verilirmiş Öyle hoşuma gittiki evlerin pencereleri büyük iki yanı süslü perde ve ortasında renk renk canlı saksı çiçekleri vardı Alışveriş yerlerini gezdik on dakika kadar Hollanda belgeselini izledik onikiye çeyrek kala tekrar yola koyulduk
Evet Rotterdam en önemli ticaret limanıymış girişte Türk bayrağıyla karşılaşınca tatlı bir heyacan sardı içimi Türk tiaeret ateşeliğiydi gördüğüm sonra şehrin televizyon kanallarının binaları ve antenleri vardı bol bol resim çektik asma köprüden geçtik çıkışta küp şekinde birbirine bağlı yamuk binalar olan bir yapı ilgimizi çekti zemin düz masalarda eğriymiş Delf 2 bölgesine girdik en eski ticaret şirketinin adıymış 17 . yüzyılın günümüze kadar kalan yapılar vardı ayaküstü öğlen yemeği yedik kızarmış balık ekmek alışveriş yaptık bir de pazarını dolaştık karnıbahar ananas patlıcan salatalıklar çok büyüktü satıcılar bizim pazarcılar gibi satmak için bağırıyorlardı
Amterdam da gezdiğimiz müze muhteşemdi yağlı boya tablolarvardı yukarı çıktığımda şaşkınlıktan dona kaldım sanki üç boyutlu bir görüntü panaromik tabloların hepsi evler tahta ayakkabı atlılar birleştirilmiş aklıma gelmişken söylüyeyim bizim istanbul harbiye askeri müzesindede Fatih Sultan Mehmet i anlatan böyle bir görüntünün minyatürü varmış ben en kısa zamanda gidip görmek istiyorum
Sonra Maturadam burada bizim İstanbul Sütlüce deki miniatürk gibi eserlerin maketi yapılmış girişte suyu parmağıyla kapatmış sembolik erkek heykeli vardı efsaneye göre
Hollanda çok büyük felaket yaşamış sular altında kalmış bu kişi parmağınla suyu kesmiş
18 05 2008
Havaalanı otelimize çok yakındı kontrollerden geçtikten sonra uçağımıza bindik Türk hava yolları ekibi gerçekten güleryüzlü ve nazikti havalandıktan sonra bize özel hazırlanmış Türk bayrağı olan fındık diyarı Türkiye yazan fındık ikram ettiler sonra içecek ve arkasından soslu tavuk salata pilav ve içecek
ve güzel yurduma dönmekten öyle mutluydum ki anlatamam
Hollanda doğal güzellik bakımından görülecek bir ülke ama özgürlük nasıl özgürlükse... bana ters geldi açık söylemem geerkirse
sevgilerimle herşey gönlünüzce olsun
NOT HOLLANDA DAN GÖRÜNÜM OTOBÜSTEN ÇEKTİM
YORUMLAR
Sevgili şairim holalndayı gezme imkanım oldu ama dediğiniz gibi özgürlüğünden hiç bir şey anlamadım. Bir de dikaktimi çeken bir başka olay vardı. Benim gittiğim yerlerden biri adını hatırlamıyorum bütün apartmanlar su içine yapılmış, apartmana girmek için köprü kurulmuış kıyı ile apartman arasına.
Dedim burada rutubet çok olmuyır mu diye. Arkadaşım orada oturuyordu. Hollanda zaten rütübetli ama biz bu apartmanda gereğinden fazla hissetmiyoruz rutubeti" diyordu.
Oraları gezenler, neden Türkiye'de yaşamanın bir şans olduunu çok daha iyi anlayacaklardır eminim.
Teşekkür ederim bu özel paylaşımınız için. Sevgiler yüreğinize
GÜLDESTE
32 yıldır hollanda da yaşayan birisi olarak yazınızı dikkatlice :))) okudum. Bizim köye gitmeniz beni sevindirdi ve mutlu oldum. Kraliçenin evi bana çok yakın. Moudurdam da çok yakın. Panaroma Mesdag'da gezmenizi, rotterdam'daki dönerek yükselen kuleye çıkmanızı isterdim. Tekrar gelirseniz haberimiz olsun...
Güzel bir anı idi ve bu anıda bizim köy :))) olunca ...
saygı ve selamlarımla...