- 740 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk İkilik Kabul Etmez
Aşk ikilik kabul etmez…
Aşk ikilik kabul etmiyor…Aşk azaldıkça enaniyet kendini gösteriyor.Anne- çocuk aşkında ve yaratan –yaratılan aşkında ve bütün aşklarda bu böyle…
Yaradana aşık her yaradılan ben bir hiçim sensiz…diye haykırmakta…Bülbülün figanı bir olamaktan ,Mecnunun figanı da…Mecnun leyla için var olmak ister…
Aşk ikilik kabul etmez…
Hak aşıkları demişler ki,”Sen benim için ne murat etmişsen ,başka şey murat etmem…” Hz Eyyup hastalıkla imtihan edilmiş…Hz. Eyyub’un vücudunu kurtcukların sardığı,Onlardan biri yere düştüğünde Hz.Eyyub’un hemen onu alıp yarasına koyduğu…”Gör senden şikayetçi değilim”… demiş olmak için bunu yaptığı.Taki kurtcuklar diline zarar verince “Beni seni zikirden alıkoyuyorlar…”deyip şikayetçi olduğu…Bize kadar ulaşan rivayetlerdendir.
”Kahrında hoş,lutfunda hoş…” dedirtmiştir aşk.
Hz. İbrah’im oğlu ismaille imtihan edilmiş…Malı ile imtihan edilmiş…Hz. Peygamberimiz hicretle imtihan edilmiş…Yoluna dikenler dökülmüş…Taiflerde taşlanmış…
Aşk ikilik kabul etmez…
”Fena fil hak” makamı sufinin yolunda bir mertebe sayılmış…(vahdet-i Vucut,Vahdet-i Şuhut…)
Hak aşığı Yunus Emre “Ete kemiğe büründüm ,Yunus diye göründüm…” demiş.”Bende olan aşikar sensin …” denilmiş…”Seni çıkar aradan,kalsın yaradan…” denilmiş…
Aşk ikilik kabul etmez…(kulunum demek...Bağı görmek,ikiliği kaldırır)
Aşk ibadet…Aşk ibadet olduğu gibi ikiliği kaldırmak ta ibadet…
Nasıl kalkacak bu ikilik...
Yunus Emre derki,”Yaradılanı sev yaradandan ötürü…”Bir anne evladını yaradandan ötürü severse ibadet etmiş olur…Yaradandan ötürü sevmek o anneye bazı yükümlükler de getirir.Evladını sabah namazlarına kaldırmak gibi…
Yaradılandan dolayı sevilmek çocuğa da güven verir…En güven verici sevgi…En sarsılmaz ve tükenmez bir sevgi bu sevgi…
Nasıl kalkacak bu ikilik…
Hz. Mevlana “şeb-i Arus” diyor ölümüne…Hz. Eyyuba hastalığı tatlandıran aşk;Mevlanaya ölümü tatlandırmış…
Kalkmayacak bu ikilik…
Bülbül hep fiğanda olacak …Mecnunda fiğanda olacak leylasına kavuşsa da… Allah’ın nuru tecelli edince başka nur kalmasa da,hak aşıkları hep fiğanda olacak…
Nasıl kalkacak bu ikilik .Hiç olarak.Nefsin teslimiyetiyle.Sevgi ile....Önce peygamber sevgisiyle arınalım.Bir şiirim de peygamber sevgisini ele almışım...
Su Gönlüm Seni Arayan Ey Sevgili
Firakınla gökler kapattı kapılarını
Kısralar yükselttikçe yükseltti yapılarını...
Mutluydu gök mutluydu yer
Mutluydu koca bir kainat...
Hasretinle yandık ey nebi
Yıllar yılı
Bir damla su gönlüm seni arayan ey sevgili
Dere dere, nehir nehir
Deniz deniz
Yıllar yılı
Öksüz bir harf gönlüm
Adını arayan
Hece hece
Yıllar yılı
Bir rüzğar gönlüm
Ayak izlerini öpen
Cami cami
Türbe türbe
Yıllar yılı
Yıldız yıldız
Güneş güneş gönlümün aradığı sensin
Nasip oldu
Ziyaret ettim kabrini efendim
Aktı gözümden yaş
Zaman geçiyor mu duruyor mu
Zaman dursun efendim
karanlık kudursun efendim
Nasip oldu varmak Uhuda
Sitem ettim Uhuda
Bittim Uhuda
Uhut ağlıyordu hala
Kırıldı dişin diye
Uhut bir güzel bir güzel gül
Ramazanlar kur`an ayı
Ramazanlar senin diye
On bir ay
Arıyorum ramazanları
Topluca getirilen salavatları
Gecenin karanlığı nura döndü efendim
Hep bir ağızdan söylenirken adın efendim
Dünya bir güzel bir güzel gül
Güllerde arıyorum seni dillerde arıyorum seni
Dillerde adın vardı
Bahçeler güller vardı
Kirimizi yıkayan eller vardı
Cennete uçan yollar vardı...
Güneşle oynaşan dallar vardı
Cömert kullar vardı
Savaşlar savaşları arıyor
Sofralar aşlar sofraları aşları
Gıdası aşk olan sofralar vardı
Kuşlar arasın kuşları
Taşlar arasın taşları
Avucunda dile gelen taşlar vardı
Sofralarda aşlarda arıyorum seni
Ellerdeki taşlarda arıyorum seni
Sofralarda aşlarda nurlu elin vardı
Arıyor meydanlar Bedirleri uhutları
Savaşlar kirlendi
Gözler yaşlar kirlendi
Akıllar başlar kirlendi
Arıyorum her bulutla nurlu başını
Mutluydu gök mutluydu yer
Mutluydu koca bir kainat...
Firakınla karardı bu ufuk ey güneş
Firavun dirildi firakınla
İman öldü inkar dirildi
Güller bahçelerde kül oldu firakınla
Cömertler paraya kul oldu firakınla
Eylüller kışlar gördük
Kaç bedirde yenildik firakınla
Kaç uhut yaşadık
Dirildi karanlık
Yolumuza diken döken eller gibi
Medine soldu Mekke soldu...firakınla
Gönüllere karanlık düştü firakınla
Varlığa cehennem düştü firakınla
Yağmura zincir vuruldu
Kirler yağdı üstümüze
Kuşlar ve güller uçtu gitti
Kışlar yağdı üstümüze
Silindi güller denizi firakınla
Seninle olmak varmış Bedirde...
Seninle olmak Bedirde
İlaç bin derde
Biz sensizliği yaşadık hep
Firakınla gökler kapattı kapılarını
Kısralar yükselttikçe yükseltti yapılarını...
Sensiz göz yetim
Öz yetim
Ebu cehil mi olurdu gözler
Sen dolsaydın gözlere
Sen ilaçsın özlere
Yer yetim
Gök yetim
Ağlıyor gök
Rüyalarda arıyorum seni
Kızgın kumlar gibi savrularak izlerini
Gül hırkanda arıyorum seni
Silinmiş gül iz
Silinmiş bülbül iz
Ahir zamana kaldık biz
Zaman ahir zaman firakın daha kocaman bir yara
Sensizliği ne büyük yaşıyoruz
Sensizliği ne büyük yaşıyor yer- gök
Kuş- böcek
Koca bir varlık
Zaman ahir zaman hasretin daha kocaman bir yara
Kapanmış secdeye
Varlık seni arıyor
Ezan ezan
Tekbir tekbir
Arıyor
Rüzgar
Bahar bahar
Gül kokunu
Nehirler denizi değil yüzünü arıyor...
Toprak dağlarla kaldırdı başını
Gökler mavi mavi arıyor
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.