- 1569 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
AÇILIM -1
Sanatçımız Sezen Aksu’ da fikrini aracısız Sayın Başbakan’a beyan ettiğine göre,yazı ile biraz muhabbeti olan benim de, bir vatandaş olarak fikrimi söyleme zamanının geldiğine inanıyorum. Bir edebiyat sitesinde çokta olmasını istemememe rağmen.
Nereden başlamam gerektiğini düşündüğüm de ilk aklıma gelen şu oldu; biz dün kimdik, neyiz ve nereye gidiyoruz ? Dahası buraya nerelerden geldik ?
Hiç şüphe yok ki, Osmanlı, devri itibariyle, dünyanın tanıdığı; en görkemli, bir orkestra kadar zamanın gerekleri ile uyumlu ve uzun ömürlü bir imparatorluğudur. İmparatorluklar, modern devlet anlamında, tebaalarına refah getirmekten çok, bir tür banilik, korumalık, gölgelik yapar. Tebaasını, güçlü kanatları altında korumaya çalışır. Osmanlı da, geniş bir coğrafyada bunu en iyi şekilde devre göre yapmaya çalışmıştır. Otuz üç ekalliyet, çeşitli din ve mezhepten insana, banilik ve gölgelik yapmıştır. Bunu yaparken de, elbette her bölgede ağırlığı ve varlığı aynı derecede hissedilmemiştir. Bizim açımızdan Osmanlı, daha çok Balkanlar’ın bir gerçeğidir. Zamanın gözde yatırımları, İstanbul merkez olmak üzere bu bölgededir. Peki bunun dışında ne vardır ? Bunun dışında, Osmanlı’nın kendine has, özel ilgiye tabi gözdeleri vardır. Bağdat, Basra, Mekke, Medine, Kudüs..Anadolu’da bir tür şehzade şehirleri diyebileceğimiz; Bursa, Manisa, Amasya, Trabzon gibi...İdare; kadılar, beyler, ağalar ve ayanlar tarafından yürütülmek üzere...
Özellikle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulduğu Anadolu topraklarında, Osmanlı çokta yoktur. Birtakım isyanlar ve olayları saymazsak, gölge tabirini tam da Anadolu için kullanabilirirz. Anadolu geçmişinde daha çok Selçuklu’nun gerçeğidir. Anadolu’nun önemli şehirleri, yaklaşık 225 yıllık Selçuklu döneminde bir gergef gibi işlenmiştir. Ama Osmanlı’nın altıyüz küsür yıllık hakimiyetinde, böyle bir dönemden ve başarıdan söz etmemiz mümkün değildir. Anadolu’da her on Selçuklu eserine karşılık, bir Osmanlı eseri bulamazsınız. İddiamı afaki bulanlar, bugün Anadolu şehirleri; Diyarbakır, Erzurum, Konya, Sivas ilçeleri ile birlikte gezip resimleyebilirler. Bunlar devrin önemli şehirleridir.
Demem o ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu fakir ve bakir topraklarda kurulmuştur. Daha önemlisi;örneğin;benim bölgemin insanına,Rus işgalinden dolayı devlet önemli ölçüde iki kez gerekli olmuştur;iki işgalde de imparatorluk,halkını koruyamamış ve bugün uğruna türküler yaktığımız,göç-seferberlik olayları yaşanmıştır. Yani gölgelik görevini de gerçekleştirememiştir. Bunu, Osmanlı modeli diyenleri,yeniden düşünmeye davet için söylüyorum.
Bunları,hepimizin bakiyesi olduğumuz, Osmanlı’yı küçümsemek için yapmadığıma itimadınız vardır. Olmayanlar fikrini açıkça beyan edebilir. Vurgulamak istediğim; kim, kimden, neyi istiyor ? Bu isteklerin tarihi mantıksal boyutunu irdelemektir tek amacım. Bazı şeylerin gerçekten farkında olmak. Bu anlamda farklı düşünüyorum ve bu benim tabii hakkım. Tek amacım, hayatımıza olumlu katkıda bulunmaktır. Bunun da bilinmesini isterim.
Devam edecek...
Hayrettin YAZICI
YORUMLAR
Sevgili Hayrettin Bey, güzel bir konuya değinmişsiniz. Açılım , açlımdır gidiyor. Benim anlayamadığım neyin açılımını yapmaya çalışıyoruz. Sonraki yazınızı okuduktan sonra yapacağım yorumu ama, zaten burda yazdığım şeyler sizin yazınıza değil, gündemi esir alan açılıma. Saygılar, selamlar