Evet, bir "sorunumuz" var!
Asıl sorun nedir ve sorumluları kim midir?
Mustafa Kemal Paşa gibi büyük bir adamı hakkıyla anlayabilmek kapasitesinden yoksun olan bütün siyasi iktidarlar ve onların mensuplarıdır!
1938’den sonra, kendilerine tertemiz bir şekilde bırakılmış "başı dik, alnı açık" Türkiye Cumhuriyeti’ni, "milletinin gücünü" küçümseyerek ve "batının gücü"nü daha yüksek görerek ve bu korkaklıkla, her hâl ve şartda "bir tatsızlık çıkarmamak uğruna" kendi meşru haklarımızı dahi dile getirmekten çekinenlerdir!
İşte böyle, çekine korka memleketin kimlerin eline geçmesine sebeb oldukları da malumunuzdur!
"Milletinden başka büyük tanımayacaksın, milletinin gücünden başka da bir güce dayanmayacaksın, ölüyor olsan kimseye el açmayacaksın! şayet bilebilirsen; bu aziz vatan ve üzerinde yaşayan milletin seni hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç etmeyecek kadar zengin, güçlü ve buna ’muktedir’dir"
Yerlerde sürüklenerek, şeref ve haysiyeti beş paralık edilmek istenen bu büyük millet’i elinden tutup kaldırarak medeni milletler içerisinde söz sahibi yapan ve kendisini övenlere: "Böyle bir sıkıntılı bir anda beni ortaya çıkaran bu millet değil midir? Beni de bir Türk anası doğurmadı mı? Öyleyse bunun şerefi bana değil bu millete aittir" diyebilecek kadar da tevazu sahibi olan bu büyük insanın o çok önemli fikirlerini iyice içimize sindirmeden bu belalı durumdan çıkmanın başka bir çaresi yoktur!
Öyleyse;
Memleketin şerefi ve namusu böylesine ayaklar altına alınmışken, bu genel şerefsizliğin yıkıntısı ve ezikliği altında, her TÜRK’üm diyene de bir pay düşer! Millete önderlik etmek üzere yola çıkmış insanların herhangi bir mazerete sığınmak gibi bir "lüks"leri yoktur! Netice değişmedikçe bütün söylenenler boştur! Bu milletin önüne bir iddia ile çıkmak basit bir iş değildir! Sözünde duramamak durumunda isen ve "bazı hususların seni aştığına" inanıyorsan ve her şeyden önemlisi, "samimi" isen milletinden özür dileyecek, işgâl ettiğin makamdan derhal çekilecek ve sıradan bir vatandaş gibi gücün yettiğince millet adına mücadeleye devam etmek istersen edeceksin! Yoksa durumu, "mış" gibi yaparak idare etmeye kalkışırsan bu millet sana her an ummadığın bir cevap verebilir ve öylece ortada kalakalırsın!
Bundan sonra ne mi yapacağız?
Ne yaptık da bu hale düştük? Önce onu sorgulayacağız!
Yani:
Bize yepyeni, ipoteksiz ve müstakil bir şekilde miras bırakılan bu mukaddes vatanın kıymetini ne yazık ki bilemedik! Bizler bu bin bir türlü nimetlerle dolu olan bu vatanda, bizi bizden olmayanları başımızda tutup yükselttiğimiz için, bugün yarı aç yarı tok yaşamaya mahkum bir şekilde, adeta kömürlüklerde yatıp kalkarken, onlar ve efendileri bizim sırtımızdan saraylarda yaşıyor ve bize hükmediyorlar! Allah’ın bahşettiği akıl nimetinden, bilgiden, bilimden, tarihten bîhaber yaşadık. Gün geldi; kimimizi sağcı ettiler, kimimizi solcu! Sen sünnisin dediler, sen de alevi...dediler de dediler! Ne olduğunu çok iyi bildikleri gücümüzle bize birbirimizi kırdırdılar! Çünkü bu millettin sahip olduğu cevherler birleşmemeliydi!
Bilirsiniz; bakır ve kalay yumuşak cevherlerdir! Ama yüksek bir ateşte bir arada erirlerse TUNÇ gibi sert ve dayanıklı bir maden haline gelirler!
TUNÇ olmak gerekli ama ben bakır olarak kalmak istiyorum demek gibi bir abeslikte inada hâlâ devam etmeyeceğiz! Bunda ısrar edenlere: Hangi paye, hangi makam ve hangi bedel vardır ki, bu vatana sıradan bir nefer olarak bile hizmet edebilmek şerefinden daha üstün tutulabilsin! diyeceğiz.
Öyleyse; Mustafa Kemal Atatürk’ün yaktığı o yüksek milliyetçilik ateşiyle yeniden bir araya gelip eriyecek ve TUNÇ haline, yeniden TUNÇ BİLEKLİ TÜRKLER haline geleceğiz.
Var mı başka yolu!
YORUMLAR
Yazınız içerik itibarı ile çok yerinde tespitlerle dolu...
Ancak bir soru sorayım...
Bahsettiğiniz üzere sözlerini tutamadığında,
- Ben milletimden özür diliyorum, işgâl ettiğim makamdan derhal çekiliyorum... diyecek kadar şerefli, onur ve kişilik sahibi kaç isim örnek verebilirsiniz ?
1... 2... 3... 5 ? Kaç isim gelir aklınıza ?
diyelim ki, 5... 550 içinde 5 acınılası bir komiklik değil mi ?
Saygımla