İKİNCİ YÜZÜMÜZ/ŞÜPHELER
Görmek yeterli değil...
İnsan , görmek istediğini görür çoğu kez...
Nasıl görmek istiyorsa öyle görür.Kandırır kendini...
Ayrıca...
Nasıl bilinsin istiyorsa öyle gösterir,nasıl bilinmek istiyorsa öyle görünür .
Kandırır bakan gözleri...
Görmek yetmez...
Çoğu kez ;
Üzülmek istemediği için...
Üzmek istemediği için...
Kaybetmek istemediği için...
Kaybolmak istemediği için...
Bazen de;
Gidemediği için...
Göze alamadığı için...
Kalmak , kalabilmek istediği için...
Değer verdiği için...
Savaştığı için...
Yenilmemek için...insanlar , kendilerine gösterilenleri sorgulamaz ya da işlerine nasıl geliyorsa , hangisi oyunun devamını sağlıyorsa , kurallara uyuyorsa onu görürler.
Görmek;
Bakış açısına göre değişir , niyete göre değişir.
İnsanların beynini okuyamazsınız.Buna izin vermezler.Beyinlerinden geçeni şekillendirir süsler , değiştirir önünüze sererler.
Siz de ...
Biz de...Bu guruba dahil değil miyiz*
Bazen iyi niyetle , bazen kötü niyetle buna izin vermiyor muyuz?
Sanki hangimiz ; bazen kendimizi , bazen başkalarını kandırmıyoruz ki...
Hangimiz ; katıksız , bedelsiz , sınırsız mutlu olabiliyoruz ki...
Hangimizin hayatı ebruli değil ki...
Kim tek renk olmanın ya da gökkuşağı olabilmenin huzuru içerisinde ki...
Kim ;
_Evet işte bu_demişken hayal kırıklığının acı çimdiğiyle uyandırılmamıştır ki...
Hangimizin bir kuyruk acısı yok ki...
Görünenler çoğu kez hayal,
Gösterdiklerimiz bir uydurmaca ,uyarlama ,bir masal...
Bu bağlamda;
Yaşadığımız hayat kaypak!
Mutluluklarımız kaygan ve duygular iki yüzlü,
Durumumuz değişken.
VE
Ruhlarımız bile asi ,
VE
Ruhlarımız karamsar...
Kalplerimiz yamalı...
Bildiklerimiz , doğru dediklerimiz...
Sadece doğru kabul ettikleirmiz ve bilmek istediklerimizden bize bildirilenlerden ibaret.
Öyleyse...
Duymak yeterli değil ...
Söylenenler gösterilenlerin dalkavukluğunu yapar , sadece onaylar...
Diller herzaman doğru söylemez , insanlar buna izin vermez.
Duyulan her ses kaynaktan gelmez , bazıları yansımadır sadece , sadece bir sanmaktır...
Belki de...
Sadece bir anlık yanılgı , bir hayal...
Öyleyse...
Nasıl ve neye dayanarak gidilir ki bir sesin peşinden
Neyi gerekçe gösteririz ki beynimize , duyduklarımızın doğru olduğunu söylerken.
Ve o neye dayanarak bize inanır...
Kendimize bir bakalım derim
Vicdanlarımızı bir yoklayalım...
Hangimiz ;
Kayıtsız şartsız doğru cümleler kuruyoruz ki...
Hangimiz birşeyler gizlemiyoruz ki,
Kimimiz ; kalp kırmamak adına
Kimimiz ; çıkarlarımız uğruna...
Bazen yararlı olabilmek , bazen yararlanabilmek adına ,bazen üzmemek bazen üzülmemek adına...
Hemen her gün hepimiz oynamıyormuyuz bu oyunu...
Ve de,
Aynı zamanda; işimize gelmiyor mu bu karşılıklı aldatmaca
Bilip de söylemediklerimiz söyleyemediklerimiz yok mu?
Bile bile , birbirimizi "hasar görmemek adına , üzülmemek adına "hangimiz kandırmıyoruz ki..
Gerçekler saklanır...saklarız...
Çünkü ; acı verir genelde , üzer , hayal yıkar.
İnandığımız farklıda olsa,bildiğimiz farklıda olsa,üzmeyiz aklımızca bazen kendimizi,bazen onu, bazen birilerini...
Düşünülmeden hayal kırıklığının verdiği acı...düşünülmeden gerçeğin er geç su yüzüne çıkacağı...acının ertelenebileceği ama yok edilemeyeceği , fütursuzca saklarız , yalanlarız , yalan söyleriz , yanlış söyleriz...
Ve ya ;
Söylemeyiz , göz yumarız , uyarmayız...
Sonuç olarak...
Diller yalan söylemeye devam ettikçe , beyinler gizlemeye devam ettikçe dünya döndükçe yani...
Duymak da yetmeyecektir , yetmez.
Bilmek yeterli değil yanılmak baki...
Bildiklerimizin , bilmemiz gerekenler olduğundan nasıl emin olabiliriz ki...
Yani;
Bildiklerimiz = gördüklerimiz + duyduklarımız temelli değillermidir.Onlar , yani kaynaklar güvenilmez olunca nasıl bildiklerimiz hakkında emin olabiliriz...
Hangi fikir akımının karşıtı yok ki...Hangi doğru vardır ki kesin olan ,her şeyin oyun olma ihtimali bilinenlerin aslında olmama ihtimali herzaman mevcut değilmidir?
(Bazı ve kat’i bir kaç istisna dışında tabi)
Şüphe; anahtar kelime , olması gereken , harekete geçiren...
Mantık ; kabul edilebilirlik , kabul edebilmek...
Sezgi ; hissetmeı , içine sindirmek ve sonra görülenlere , duyulanlara başvurmak...
VE
Belki bu sayede belkilerimizden, amalarımızdan bir nebze olsun kurtulabilmek...
BELKİ ; bilmek olanı olduğu gibi anlayabilmek
VE
belki de ancak bu sayede uzun uğraşlar sonucunda bir mucize elde etmek...
Huzura kavuşmak ve mucizenin adını "KESİNLİK" koymak "EMİN OLMAK"...
Şüphelerden arınmak ...Belki birgün...
YORUMLAR
Hangimizin hayatı ebruli değil ki...
Kim tek renk olmanın ya da gökkuşağı olabilmenin huzuru içerisinde ki...
Kim ;
_Evet işte bu_demişken hayal kırıklığının acı çimdiğiyle uyandırılmamıştır ki...
"Bu dizeler beni çok etkiledi.yüreğinize sağlık...