Teşekkürüm yarım kalır gözlerine...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yıl hüzün, mevsim acı, ay gözyaşı, gün ağarmakta ısrarlı ama ben öylesine uyuşuk ve öylesine zavallı.. Vurmuşum ayaklarımı kumlara, tepinen çocukluğum küs ve ansızın ağlamaklı.
Açıyorum defteri usul usul… Aynı korkaklık yok bu kez, biraz tebessüm biraz özlem biraz da özgüvenle ıslatıyorum parmağımı.. Kelimelerin ayracından uzun bir hikayeye bakar gibi, hece le ni yo rum…
Ah bu ben miyim; saçların gençliğim, gözlerin terkedilmişliğim ve bir gülüş ki kocaman dev adımlarla… Bu ne erdem bu ne yürüyüş, kıs ka nı yo rum…
Kısa birer dokunuş belki de derin bir iç çekiş demeliyim; avuçlarıma doldurduğun güllere sığmıyor Eylül, sakınıyorum ama bu turnikeyi çabuk geçmeliyim.
Biliyordum, bilmediklerimin sende olduğunu. sen de biliyormuşsun ki not düşmüşsün doğum günüme, dudaklarıma yakışan kardelenin tüm mevsimleri nasıl doğurduğunu.
’Hadi bir mısra, önce ses ver bana sonra özgün bir söylem doğur. Şiirsel ol ama abartmadan sarıl kaleme gülüm, tut ki bana sarılıyorsun...’ Kırkıncı sayfada kalmış sözlerin hoşuma gidiyor, en az üç kere daha okuyorum.
O sabah karneme en yüksek notu sen düştün. Bense şimdiki kadar cesur değildim, ürkekçe sarılmıştım. Artık her virgülde her doğru ve yanlışta koşuyordum ellerine. Çünkü sana koşmak şiire koşmakla eşdeğerdi. Beni aşktan sakınıp “şiir”e giydirdiğini nasıl unutmuşum. Oysa tüm çakal sürüsüne rağmen dokunmak istemediğim harflerde şefkatinle, hatır la nı yor sun…
Kimi söz ustası diyor şimdi kimi sevgili, oysa adımı bir tek sen biliyorsun yalnızlık kadar. Bir de o her gidişinde ardına düştüğüm akşamlar,
ağ lı yo rum…
Bir gün yağmur yağar mı çaresizliğime hem de harbice ıslanır mıyım ütopik düşlerde ya da ne kadar büyürüm kelimelerde, dü şün mü yo rum…
Tek derdim, sen uzaktan bakarken teşekkürüm yarım kalacak gözlerine.
Tamam sevdiğim düzeltiyorum, “teşekkürüm yarım kalır gözlerine”
Düzelttim ve gidiyorum sensiz bir şiire daha; ilk gördüğüm şey tuhaf bir sessizlik. Yine de şair imgede ne kadar yarım kalmış ve ahenk ne kadar düşük, kısacası şiir de ’öksüz’ kalırmış, an lı yo rum…
Mine Gültepe