Hile ve ihanet güçsüz insanların işidir. la rochefaucauld
huzeyfi
huzeyfi

Islak Seccade

Yorum

Islak Seccade

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

594

Okunma

Islak Seccade

Hemen her dönemde; yitirdiğimiz, kaybettiğimiz değerler hakkında çok şeyler yazılır. Bu gerçekler bazen Müslüman olmakla beraber; akademisyen, entelektüel bakış açısıyla, bazen de yürek devletini kurmuş Muvahhid gönüllerce ortaya konulur. Pratik hayatımızda ki söylemlerimizde peygamber gibi, ashabı gibi olmaktan bahseder dururuz. Yaptıklarımızı, yapmamız gerekirken yapamadıklarımızı, duruşumuzu bu özlenen belki de tekrar beklenen güzide insanlarla karşılaştırır, onlarla düşünceeylem birlikteliğimizi yaşamaya çalışırız. Onlar gibi olmak, dini onlar gibi yaşamak adına ayakları havada, hayatın gerçeklerinden fersah fersah uzaklaşmış nice din adına anlayışlar ortaya koymuşuz. Tevhidi duruş adına, ilkeli davranışlar sergilemişiz. Esasen hep ben merkezli düşünmüşüz. Ben var isem herkes orada olmalı. Ben var isem orası en doğru gibi ilkeli tavırlar geliştirerek hem kendimizi beşeri ilişkilerimizde kitlemiş, hem de çevremizdeki Muvahhid kardeşlerimizi kendimize küstürmüşüz. Dar’ül Erkam’dan bahsedip, koskoca ümmeti adeta bu eve hapsetmişiz. Bu tavır adeta vücuttaki tüm organları sadece beyinden ibaretmiş gibi görmekten farksızdı. Halbuki tüm azaları, organlarıyla top yekun vucud ümmeti oluşturmaktaydı. Ben Erkam’ın evindeysem, tüm ümmet orada olmalı, oraya gelmeli tavrı bizi pratikte girdaplara sokmuş, bireysel ve toplumsal Sünnetullahın tahakkuku gerçekleştirilememiştir. Sadece akademik bilgi vahyin pratize edilmesi için yeterli değildir. Duygu, ruh gerekmekte. Bilgilerimiz,duyularımızı da harekete geçirmeli. Biz Allah’ın ayetleri okunurken bunu dinleyen bazı sahabilerin gözyaşlarına hakim olamadığını, hatta bu noktada sadece onun tilavetinden ölen sahabilerin varlığına şahit olmaktayız. Resul (as)’ ın "Beni Hud suresi ihtiyarlattı" ifadesini hiç düşünüyor muyuz? Vahyin bizi ihtiyarlatma noktasında hayatımızdaki yeri ne ki? Vahyi okurken yüreğimiz, azalarımıza, duygularımıza hükmediyor mu? Allah için hissediyor muyuz? Rabbimizle konuşmanın bir ifadesi olan Kur’an okurken bu duygular tüm yüreğimizi sarıyor mu? Ehli Kitapla dialog yolları arayacağımıza Rabbimizle diyalog yolları arasaydık, bu diyalogun esası olan Kur’an ile bağlarımızı kuvvetlendirip Rabbimizle diyalog sürecine girseydik bireysel ve toplumsal duruşumuz değişecekti.
Kur’anı okumak, onu tefekkür etmek, yaşantıda Kur’anı konuşturup, hakim kılmak; kulun Rabbi ile en güzel diyalogudur. Bir dönemin meşhur bir sözü vardır. "Her bir Müslüman tükürse, İsrail bu tükrükte boğulur" diye. Geçen zaman diliminde değişen bir şey olmamıştır. Hatta değil boğulmak, ümmetin kalbi sayılan; nice İslam şehitleriyle tanınan, ümmetin güzide imamlarını yetiştirmiş bir diyar Irak; çağdaş ebrehe, büyük şeytan diye tanımlayacağımız ABD ve işbirlikçisi güçlerce işgal edilmiş, yer altıyerüstü zenginlikleri ablukaya alınmış, finansman olarak zulümlerinde kullanılmıştır. Bunların hissedilmesi "Ben" merkezli düşünce ile mümkün mü? Evrensel din ancak evrensel düşünmeyle idrak edilebilir. Bir kaşık suda yüzdüğünü sananlar, yüzme hocası kesilenler; derin okyanuslarda değil, daha kaşıkta boğulmadı mı? Ticaretine dalanlar, mal üstüne mal yığanlar, şimdiden daha rezervasyonlarını yapıp tatil hayal edenler, yediğinden yedirip, giydiğinden giydirmeyip, çalışanının hak hukukuna tecavüz edenler, marka meraklıları, velhasıl bu dipsiz kuyuya daldıkça dalanlar... Nereye bu gidiş? Hiç olmazsa tükürün. Hala akletmeyecekmiyiz?
Benliğimizdeki Allah şeytan savaşımında vahyin kalesine sığınmalı, onu yaşantıda biran evvel konuşturmalıyız. Okyanus olan o deryadan kana kana içmeliyiz. "Ben" ve "Benimki" şeklindeki bencilliğin sınırlarını zorlamalı, gurur ve kibrin esiri olmamalıyız. Bilginin kaynağına yönelmeli, onu tekrar keşfediyormuşcasına, tüm hissiyatımızla okumalı, vahyin karşısında el pençe divan durmalıyız. Bizi diriltici emirlerine uymaya çağırdığı zaman Allah’a ve Rasulüne icabet etmeli, emrolunduğumuz gibi dosdoğru olabilmeliyiz. Huysuz ve geçimsiz karakter örtülerimizi vahyin önünde çıkarmalı, merhamet ve şefkat örtülerini kuşanmalıyız ki, adeta çoraklaşan kalplerimiz tekrar vahyin duygu seline kapılıp gitsin. İşte o an gözyaşlarımız bu sele kavuşacak. Bu kardeşiniz diyor ki; ağla gözlerim... hem de hıçkıra hıçkıra ağla ki seccadem ıslansın....
(Mükerrem BULUT)

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Islak seccade Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Islak seccade yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Islak Seccade yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
20.7.2009 01:17:34
Enaniyet canavarı..

ağlamak ve cennete ırmak olup akmak
nasib eyle bizlere ya Rab
hakkıyla bir kez olsun ağlaya bilsek
veya senin için bir an hüzne bölensek
bunu bir yapa bilsek
bir an yalnızca bir an...

Eğer kullarım sana beni sorarlarsa, şunu hiç unutmasınlar ki, Ben onlara şah damarından daha yakınım. ...

Öyleyse, onlar da benim çağrıma uyup bana iman etsinler ki, doğruluk ve olgunluğa ulaşabilsinler” (Bakara/186)

selam ve dua dileklerimle..
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
19.7.2009 21:24:36
Beğeni:
0
Okunma:
594
Yorum:
1
BEĞENENLER
SON YAZILARI
POPÜLER YAZILARI
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL