- 973 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
EĞİTİM ve POPÜLİTE
Ülkemizde zaman zaman salgın şeklinde ortaya çıkıp tüm toplumu bir şekilde etkisi altına alan hezeyan silsilesi devam ediyor.Aydınlarımızın çözüm olarak toplumun bir gün bıkacağı öngörüsünde bulunmakla yetindikleri hezeyanlar yoğunlaşarak devam ediyor.Son halka olan ‘Star’ lı programlar insanları şöhret yapma parolasıyla başlayıp,umut tacirliği şeklinde devam edip her tv kanalının olmazsa olmazına dönüşen bir kara mizaha dönüştü.Eğitimli eğitimsiz,yaşlı-genç, taşralı-kentli toplumun her kesiminden yüz binlerce insan kanalların kapısını aşındırır oldular. Televizyoncuların reyting oburluğu,insanların, her şeye rağmen, şöhret olma tutkusu dram denebilecek manzaraları beraberinde getirdi.Toplum yıllardır bekliyormuşçasına söz konusu programlara yüz verince iş büsbütün anlaşılmaz bir hale dönüştü.
Sorunun insan onurunu rencide etme,kara mizah,boyutlarının yanında eğitimin yetersizliğini kanıtlayan bir yanı da bulunmakta.Lisans,yüksek lisans hatta doktora düzeyinde öğrenim görmüş insanların popçu,manken hatta dansöz olmak için harcadıkları çaba,döktükleri gözyaşları anlaşılması epey zor bir olay.
İnsanlar neden popüler olmak ister? Toplum popüler olmaya çalışan bu insanları neden bu kadar izler? Abraham MASLOW önemseme ihtiyacı derken bunu da kast ediyor muydu acaba?
İnsanlar neden popüler olmak ister? Bu soru sadece ekonomik getirileriyle yanıtlanabilecek tek boyutlu bir sorun değil kuşkusuz. Popüler olma tutkusunun insanları birilerinin eğlencesine dönüştürmesi elbetteki sosyal, siyasal, ekonomik, etik vb şekillerde bir hayli uzayacak bir çok boyutlulukla anlaşılabilecek bir sorun.
Popüler olma nedenleri
1. Ekonomik getirileri
2. Mutsuzluk
3. Eğitimdeki yetersizlik
4. Sevgi açlığı
5. Otorite tarafından önemsenme isteği
6. Ölüm kokusuyla yaşama çentik atma isteği
7. Aykırılıkları meşrulaştırma
8. Yaratılan idollere yaklaşma veya idolleşme isteği
9. Bireysel doyum arama
10. Bir tür sınıf atlama
11. Lüks yaşam
Popülite ya da yaygın kullanımıyla şöhretin insanlara çok önemli getirileri var kuşkusuz. Bu getirilerin başında ekonomik getirileri var. Bir öğretmenin tüm meslek yaşamında kazanamayacağı parayı bir gecede kazanmak mümkün olabiliyor.Ekonomik getirileriyle birlikte tvlerin gözümüze soktukları renkli yaşam var.Renkli yaşamla beraber toplumun önemli bir kesiminden abartılı bir sevgi görülüyor,bu sevginin sağlıklılığı her ne kadar tartışılırsa da sonuçya insanlar ilgi ve sevgi odağı olabiliyorlar.
Eğitim sistemimizin kendi kendine yeten veya var olanlarla mutlu olabilen bireyler yetiştiremediği tartışma götürmez bir kesinliktir maalesef.Çağın getirdiği mutsuzluk ve bireylerin mutluluk arayışı da popüler olma isteğini körükleyen bir etkendir.
Kendisini istatistiklerde sayısal bir veri olarak hisseden birey Otorite tarafından önemsenme isteğiyle popüler olmak istiyor.Sıradan bir Anadolu insanıyken yaşadığının farkına varılmazken ünlü olduğunda seçim kampanyalarında siyasilerle kol kola gezebilmektedir.Kapısından geçilmesine izin verilmeyecek toplantılara,resepsiyonlara katılabilmektedir.
Toplum ya da medya gençliğe renkli idoller yaratmakta bu idoller popüler oldukları sürece baş ve ekran tacı yapılmakta popülerliklerini yitirdiklerinde posa gibi bir kenara atılabilmektedirler.Sadece popüler olmak bir tarafa popüler olanların aynı popüliteyi korumak için içine düştükleri durum bile kendi başına bir trajedidir.Popüler olma isteğinde bu idoller gibi idol olma ya da en azından bu idollerle aynı ortamda yaşama isteği de önemli bir etkendir.
Ölüm kokusuyla yaşama çentik atma isteği de popüler olma isteğinin nedenlerinden biridir. Popüler olmak duygusu belki de ölüm korkusunu yitip gitmek duygusuna baskın gelmektedir.
Farklı cinsel tercihleri olan insanlar sokakta aşağılanırken şöhret olduklarında ekranlarda baş köşeye oturtulabiliyorlar.Popüler olan bazı insanlar, bilinç altına depolanan tüm özlemlerini çoğu zaman hiçbir etik kaygı gütmeden toplumdan tepki görmeden özgürce gerçekleştirebilmektedirler.Ki toplumun popüler insanlara olan bu müsahamakar tavır incelemeye değerdir.Yaşanan aykırılıklara çok sağlıklı bir tepki gösterildiği de söylenemez.Bu anlamda popülitenin bir tür meşrulaşma getirdiği söylenebilir.
Şöhretin Ekonomik getirileriyle birey barışık olmadığı organlarını plastik cerrahinin harikalarıyla değiştirebiliyor.Kendini bir tür tornaya verip beğenmediği her bir uzvunu değiştirebiliyor.Hatta abartıp tenin rengine bile müdahale edebiliyor.
Şöhretin ,insanlara bir tür sınıf atlama olanağı sağladığı da söylenebilir.Sıradan bir insanın hayatı boyunca bir araya gelemeyeceği insanlarla şöhret olduktan sonra birlikte görünmesi insanların sınıf atlama isteğini arttıran bir etkendir.
Tüketim toplumu bireylere reklamlar yoluyla sürekli tüketime ama özellikle lüks tüketime yönlendirmektedir.Medyanın yarattığı renkli yaşam ve aynı kategoride bu insanların yaşamının düş yönüyle görünen lüks insanların özlemlerini fene halde kaşımaktadır.Bu anlamda lüks yaşam isteği popüliteyle özdeşleşmektedir.
Eğitim sistemimiz iyi insan iyi vatandaş yetiştirebiliyor mu? Yetiştirdiğimiz insanlar neden üçüncü sınıf arabeskçiliğe ya da dansözlüğü öğretmenliğe tercih ediyorlar sorusu yine eğitimcilerin cevaplaması gereken sorulardır.Ve bu sorulara içeriği olan yanıtlar bulunmadıkça ‘Ey Türk Gençliği Hemen çık O Kuyruktan’ yakınmaları hiçbir anlam taşımayacaktır.
Artık birlikte yaşamayı kanıksadığımız bu popülizm yaşamımızda bir gerçekliktir.İnsanlar şu ya da bu nedenle popüler olmaya çalışacak bu uğurda insanlar envai tür aykırılıklarda bulunacaklardır.Belki gençler şöhret olma tutkusuyla eskisi kadar evden kaçıp tuhaf yerlere düşmüyorlar ama artık kendi evlerinde ekrana kilitlenip danslar öğrenmekte,eğitim motivasyonları düşmekte ve taklitleriyle görsel kirliliğe neden olmaktadırlar.
Popülizmin Sonuçları
1. Eğitimde motivasyon eksikliği
2. Değerlerin erozyonu
3. Görsel kirlilik
Günümüzde artık bir değeri kabullenen bu değerleri savunan insanlar daha az görülüyor.Artık traşları,giyimleri konuşma stilleriyle medyanın yarattığı idoller gibi yürüyen,konuşan düşünen bir gençlik var.Yüzyılların getirdiği değerler rafa kaldırıldı.Artık düşünürlerin,yazarların,eğitimcilerin model olma özellikleri daha zayıf bir ihtimal.Günümüzün modelleri pop yıldızları,futbolcular,dj’ler...Artık gençlik bütün dinlerin ve anayasaların korumaya çalıştığı aile kurumuna daha farklı bakıyor.Nerde trak orda bırak anlayışıyla boşanma kavramı daha farklı algılanır oldu.
Eğitimizde öğretmen etkisi artık tv’den,internetten daha az.Öğretmen karşısındaki öğrencinin beğenilerine,tercihlerine, tv ya da internet kadar etki edemiyor.Öğretmenlerin bu etkisizleşme süreci biçimlendirmeyi farklı aktörlerin yapmasına neden olmaktadır.farklı aktörler de çocuklarımızı kendi doğruları doğrultusunda yetiştirmeye çalışmaktadırlar.
Tüm bu yaşananlar Eğitimde motivasyon eksikliği,Değerlerin erozyonu Görsel kirlilik gibi kavramları yaşamımıza dahil ediyor.Bu kavramlar dahil edildikçe bizler daha çok yakınıyoruz.Ama sadece yakınmak yetmiyor.Daha anlamlı sorgulamalar içinde olmak gerekiyor.
Eğitim sistemimizde daha yeni yeni ezberci sistemden uzaklaşılmakta, öğretimden çok eğitim boyutu ön plana çıkmaktadır.Ezberden çok öğrenilenlerin içselleştirildiği,öğrenilenlerin davranışa dönüştürülmeye çalışıldığı yeni programın ürünlerini önümüzdeki yıllarda göreceğiz.Dilerim yeni sistem yetişkinlerin yakınmalarının daha az olduğu ,öğretmenliği ya da farklı bir mesleğin arabeskçiliğe ya da dansözlüğe tercih eden mutlu ve kendisiyle barışık,kendi kendine yetebilen,kendisi gibi düşünen,konuşan,yaşayan ve popüler olmadan da mutlu olabilen bir kuşak yetiştirir.
Mehmet BEYAZTAŞ
YORUMLAR
yaşamakgüzel(?) tarafından 6/27/2010 10:18:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu yazının yüreğinden geçen kara bulutlara,aklından geçen
düşüncelere bütün bilincimle katılıyorum.Yine de umutsuz değilim.Öğretmene,imama,askere çok iş düşüyor..Toplum bu üç kesimin sağduyulu dokunuşlarıyla doğru renkler alabilir...
Eğitimin temel amacı öncelikle sorgulayan,kendini anlatan-dinleyen,seven-mutlu hayallerinin ardından koşabilme cesareti gösteren,kendini gerçekleştiren insanlar -"toplum "yetişmesine katkı vermektir.