- 953 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Doğru Sevmelerin Yalnızlığı
Sorgusuz dünyalarımın, sualsiz düşünceleri çıkıp gelir hüküm sürerler bende aşktan sonrası. İnanıyorum duygumun yoğunluğunda hissettiğim her güzel soyut kavramlar gibi bu sevmenin ertesinde de somut çirkin yalnızlığım olacak çekilesi...
Biliyorum. Ne olursa olsun, herşeye değecek zaman kavramları karışacak aldığım nefeslere. Sevmenin ertesindeki gizemli karanlıklarda Usta
belirecek, -tam ortasındayken sevginin- bu coşkunun örttüğü yanlışları çarpacak yüzüme doğrultup doğrultup. Beni yüreğimde bana indirecek, aynada yüreğim gibi göreceğim yüzümü. Korku silinip gidecek, duracak zaman ve açacağım aydınlıkta körelmiş gözümü!
Yani,
Nedir nefes almak, yaşamak; ölmek ne,
Sevmek nedir?
Hayatta; " ben mutsuzum " diyene göre düsman; " benim hiç derdim yok, ben mutluyum " diyene de dost mudur yaşam. Yaşamın ve yaşamanın çocukluğumdan bu günüme uzanan yaşam çizgisinde kendi dertlerimin doğurduğu kendi çözüm ve doğrularımla anladığım; sadece yemek, içmek, yatıp uyumak ve kalkmak değil yaşamak, yalnızca dokunmak, tatmak değil... Hep bir başka
dünyasından bahsettiğimiz aşk; dokunmamızın, tatmamızın, duymamızın, görmemizinve koklamamızın ötesine geçemediğinde nasıl büyüsünü kaybediyorsa, yasamakta öyle iste sanki; bakamadığımız pencereler, açamadığımız yeni kapılar gibi...
İnsan doğasınca sevmeyi bulmuş ve hep öğrendiği sevgilerle birlikte algılamanın renkleriyle tanışmıştır. Sevdikçe güzelliğini görmüştür insan dünyanın. İnsan sevdikçe güzel düşünmüş, güzel söylemiş, güzel yazmıştır. Doğrusu insan sevdiğinde daha bir insan olmustur, daha bir bulmustur kendini, daha çok sevmistir gizemli camlarda varlığını gösteren sevgi gözlerinin parlak gölgelerini!
Yaşamak evet, yaşamak ama nefes alıp vermenin ötesinde yaşamak. İnsanlığımızın bize sunduğu aklımızın, gizemli derinliklerinden yüreğimizin kıyılarına vuran düşünce dalgalarında; korkmadan, kaçmadan olduğu gibi ve kendimizde boğulmadan
yaşamak.
Ben! Neyim ben? Ne varki ben de, içimde taa derinlerde bir yerde anlamın ufkunu yakalamış resmedercesine duyguların yoğunluğunda hep beni çağıracak eski tanıdık bir ses bekler gibi bilinmeyeni bekleyen, duygusu ateş olup dolaşmaya başladığın da damarlarda; bir gülüşü dünyaya bedel sevgiliyi özleyenbir adam mı?
Sen! Ne var sende? Ne var ki sensizlik böyle kurşun gibi yakalayıp delip geçiyor beni, nesin sen? Yüreğimde ilk aşkı öğrendiğim duyguların, büyümüş büyümüş, koca; koskoca olmuş ve bu ihtişamla sevgiyi bildiğini iddia eden ama sevmekten korkan yalnız ve umutsuz duyguları mısın hayatımın?
Yoksa, Usta’nın; ’’Doğrusunda korku olmaz. ’’ dediği gibi, doğruyu bekleyip ölüm gibi zamanlara uzayan sevgisi misin yüreğimin?
Ne olursa olsun hep duvarları sensizliğin, sonsuzluğa yükselen köşeleriyle sarıyorlar beni, küçülüp küçülüp yitiyorum, dünyamdan büyük dört duvarlarda.
Ne yapsam, hangi yola çıksam, hangi mekanda olsam, hangi eşyaya dokunsam hep sensizlik renkleri vuruyor yüzüme, hep sensizliğin soluk gölgesi şimdi gözlerimde.
Yalnızlık bazen her şeyden güzel gelir bana, bir yığın insan arasında yalnızlığım yansır yüzüme. Bir tek düşünce büyür dünyadan daha çok, evrenden daha, Aşk;
Kalır yüreğimde.
Bülent Öztürk