- 1717 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
EŞEĞİ SAĞLAM KAZIĞA BAĞLAMAK
“Hamdolsun, biz eşeğimizi sağlam kazığa bağladık.”
Bu söz kimin dersiniz? Tabi ki sayın başbakanın sözü.
“Hamdolsun kriz teğet geçti.”
Gerçekten teğet mi geçti yoksa göbeğimizden delerek mi geçti bilen yok. Hala sayın başbakanımız, ülkede yaşananlar bir tarafa pembe görüntüler çizmeye devam ediyor. “Bizim hayallerimiz geniş, bizim hayallerimize onlar yetişemezler.” Hangi hayaller Sayın Başbakan Açıklar mısınız? Dünyayı vuran bir kriz virüsü var, aynı grip virüsü gibi. Amerika da patlak verdiğinde bizde henüz bir şey yoktu. Ekonomistler, bu konuyla ilgili olarak acil önlem paketleri sunuyorlardı. Hükümetin de krize hazır olduğunu göstermek için önlem paketi hazırlamaları konusunda uyarıyorlardı.
Ne yapıldı, hiçbir şey… İktidara göre en doğru şey kendi doğrularıydı.
Kriz virüsü geldi girdi, deldi ve oymaya devam ediyor.
Herkesler hasta, alarm zilleri sirenlere dönüştü. Ülkedeki işsiz sayısı 2.993.000 kişiye ulaştı.
Sayın başbakan ve arkadaşları hala huzur ve sükûn içerisinde şuh bir duruş sergiliyorlar. Bu nasıl bir iş anlaşılır gibi değil… Hayalleri geniş bir başbakanımız var ya…
Amerika tarafından dünyaya enjekte edilen virüs, bedenlerimizi sardı. Beyinlerimizi de uyarmaya başladı artık…
Ellere alınan silahlar, virüsün etkisiyle cinnet geçirmeler ve işlenen cinayetler.
Çoluk çocuk bir aile kıyımı…
Önce Ankara, ardından İzmir ve şimdide Çorluda yaşanan kendini yakma girişimi. Ve arkasından söylenen sözler “hani kriz vurmayacaktı.” Bunlar bilinenler, birde bilinmeyenler var tabi.
Mitinglerde pembe tablolar çizilmeye devam ediliyor. AKP’nin Sivas mitingine bir bakalım.
Kürsüde Başbakan konuşuyor. Bir Türk Başbakanı olarak değil, Türkiyeli Başbakan olarak…
Çaresiz, aç ve işsiz bir vatandaş çıkıyor, bağırarak “iş istiyorum başbakanım iş.”
İş için bağıran genç senin oğlunun yaşındaydı. Aile dostları ona gemicik almamışlardı. 0 KDV’li pırlanta ve altın şirketlerine ortak da yapmamışlardı…
Sen konuşursun ha hem de Başbakana karşı bağırarak. Sen o cesareti kendinde nasıl buluyorsun?
Yaka, paça, karga tulumba alınarak paketlenerek postaya verildi. Durun ne yapıyorsunuz diyen yok…
Vatandaşın hak ve hukuku nerede kaldı. Başbakandan iş istemek dahi suç…
İş istemeyeceksin! Oy’unu ipotek ederek Para, Kömür, Erzak, Buzdolabı, Çamaşır makinesi, Bulaşık makinesi, Halı vb eşyalar alacaksın.
Eğer oy’unu ipotek etmezsen açsın!... Açsan öleceksin…
Bu tür sahneler her miting alanlarında yaşanır hale geldi artık.
Gelelim İsrail meselesine, daha önceki yazımızda ne demiştim, Davos’ ilgili olarak bir kurgudan bahsetmiştim. Bu kurgu burada bitmeyecek planlar bir bir sahneye konacak. Hazırlanan senaryo Türkiye’nin aleyhine oynanmaya devam edecek demiştik.
Hatırlayalım şimdi Erdoğan İsrail Cumhurbaşkanına ne demişti. “Sayın Perez siz öldürmeyi iyi bilirsiniz.” Aynı zamanda işgalcisiniz. Demişti değimli. Bakın şimdi aradan uzun bir zaman bile geçmeden, İsrail Kara Kuvvetleri komutanından cevap geldi. Bakın bu sözlere dikkat edin.
“Türkiye’nin uzun yıllar önce Ermenilere dünyanın en büyük katliamlarından birini yaptığını öne sürerek, aynı politikanın bugün de Kürtler üzerinde sürdürüldüğünü. İsrail’i Filistin topraklarını işgal etmekle suçlayan Başbakan Erdoğan’ın ülkesinin, Kıbrıs’ın kuzeyini on yıllardır işgal ediyorsunuz.” Dedi.
Evet, “hayalleri geniş” bir başbakan, demek ki kafasından geçen hayaller bu olsa gerek.
Bakın buğun Güneydoğuda bu sözlere eş zamanlı, Türkiye Cumhuriyetine karşı başlatılan olaylar var. Esnaflar zorlanarak kepenk kapattırılıyor. Kapılarını kapatmak istemeyenlerin dükkânları yakılıyor, yıkılıyor, tahrip ediliyor. Adına da terör deniyor. Sayın baylar bu terör değil bir İSYANDIR. Hem de Türkiye Cumhuriyetine karşı. İsyancıların başı da Meclis çatısı altında bu ülkenin ekmeğini yemekten çekinmiyor, suyunu içiyor, benim kanımdan besleniyor. Halkı kışkırtıyor, on yaşındaki çocukları ön saflarda kullanıyor. Bu çocukların beyinlerine, Türk ve Türkiye düşmanlığı tohumları ekiliyor. Bugün taş atan eller yarın mermi atarlar. “Hamdolsun, Eşeğimizi sağlam kazığa bağladık” ya, Hayalleri erişilemeyecek kadar geniş ya. Dış kaynaklı işbirlikçi ellerin, ülkede yarattıkları kızarıklıklar bugün çıbanlaşarak büyük yaralara dönüşür oldu.
Bakıyorum da meydanları gezen secim mitingleri düzenleyen, sadece AKP ve DTP iki kardeş parti. Nerde diğer partiler? Neden meydanlara çıkmıyorlar? Buradan MHP’ye, CHP’ye, DSP’ye, DP’ye ve diğer partilere sesleniyorum.
Haydi, çıkın artık meydanlara, il teşkilatları elinden geleni yapıyorlar. Ama vatandaş sizleri saha alanlarında görmek istiyor.
Alanlar ve Meydanlar; “Hamdolsun” nidalarına bırakmayın.
Gelin bu ülke için el ele tutuşarak eşeğimizi gerçekten sağlam kazığa bağlayalım.
Öyle laf olsun diye değil.
YORUMLAR
Yalnız ca Türkiye üzerinde hakimiyet kurmayı başaran RTE adlı bir virüs ve de metastasları / her bir şeyi teğet geçtiler........
Ekonomi/Yolsuzluk/Yoksulluk/Cari açık/Enflasyon/Dış ticaret/AB ilişkileri/Eğitim-Öğretim/İşsizlik/Ardı arkası kesilmeyen zamlar.....
-Dahası mı çok amma benim yazacak zamanım yok.
Ancakkkk...Hodri Meydan dedikleri bir şey var ki/Dünya Devletlerine ibret..
Aman Türkiyem sen biraz daha sabret....
-Özelleştirme/İşte bunu teğet geçemediler.Kim bilir / kimlere ne alasından parsalar yaratıldı.Haram olsun/kursaklarında dursun.....
-Babalar gibi satanlara ZIKKIM OLSUN..
-Umarım Milletim bu kez OY'una sahip çıkar.Burda da şartlar eşit değil
Devletin tüm imkan/olanakları kullanılarak yürütülen seçim çalışması ve de Bakan'ın dahi şantaj yaptığı insanlar..Haaa bizimle arası iyi olmayan belediyeler yeterli hizmeti alamazlar..bu yenir/yutulur değil..görmezden gelmemeliyiz.