H.P. Kalemi - 16(Seni çoook......)
15 ekim muğla
yarını
-yalan-
hayal;
öpüyor seni, küçücük, minicik bir şey. tam yanımda, gerçek, işte burada derken... buğulu bir camın ardında yavaş yavaş rüya gibi uzaklaşıyor, bir anlık bir hayal boşluğunda dahi elinden uçacağını bildiğin halde yine de ummadığın anda silinir ve kaybolur. karanlıklara bakar kalırsın, anlayamazsın. ne oluyor, kimsin sen? hiç, koskoca bir yalan.
eskiye dönmek, hatırlamak. o günleri anmak; sadece masum ve korkak bakışmalar.. onu hatırlamak, merak etmek. ve bir anda gözünün önüne gelmesi.. yılardır istediğin ama hatırlayamadığın suretini görmek ve o, o işte. aklına gelir gecenin bir vaktinde, ansızın işte birden. henüz istememişken ayakların seni önce ışığa götürür,sonra kalemi alırsın eline. ardından da kutudan sararmış bir sayfa.. yazmaya başlarsın. ‘o’. yine ‘o’. bazen bir resimde, bazense hiç manasız bir nakaratta. bazen de öylesine biran için üzerini örtüp unutmuş ayağına yattığın karanlıktan çıkar gelir o.
yok ol. kabus. defol git, bit artık. hayır bitmez. bir şarkı vardı. ‘ne zor şeymiş karşılıksız sevmek, sevmez olaydım.’ öyle sanırsın işte kendi eserini. düşün! üç yıl düşün.
— acaba, de. sor kendine tekrar tekrar. yine ve yine.
—o da belki..ben, sonra, gerçek. diye sayıkla yine ve salakça, aptalca duyguları. ama ağlama, sakın ağlama. hakkın yok senin rahatlamaya. insani olan hiçbir şeye. hem boş bunlar. ve zaten aşka da inanmıyorsun. ee öyleyse?
……ama sevgiye de, duyguya da inanmayacak değilim ya! pasif bir itiraz kendi iç sesine karşı çıkardığın fısıltı. bak, kayboldu, gitti bile.
aptal bal gibi de öylesin. sen dünyanın en aptal ama belki de en tutkulu aşığısın. ama evet bir hastalığın olmalı. belki de derinin haricinde kalın bir zar sarıyor olmalı seni. hiçbir şey sızdırmayan, içeri alamayan ve taşıramayan..
gördün mü?
işte o anda geldi, bu satırları yazarken hep;
— gün gelir bunları okurken duygulanırım belki de gözlerim dahi dolar derdin.
işte o bu an. daha yazarken ki o an. hani hiç gelmeyeceğine ve geçmeyeceğine inandığın zamanın yaşandığı o vakit. yani şuan. bu dakika. hem de daha çok geçmemişken.
ne o?
ne oldu yalnız mısın? aynı istediğin gibi. – çünkü özgürlük tek kişiliktir ve bazen de bencilliktir. çünkü özgürlüğe başkaları müsaade etmez. tıpkı senin başkalarına müsaade etmeyeceğin gibi. – ah pasif ama yinede geçerli ve ama yinede haksız itirazlar. ne o yoksa uyanmak mı geliyor içinden, bu daldığın uzun rüyadan. - bu ne demekse?-
suya atılan minicik bir taşın giderek büyüyen yakıcı dalgalarını hissedebilmek gibi bir şey bu.
hayatı - böyle bir hayatı- yansıtan etki alanı bir kalp kadar ama oldukça geniş bir alana tesir edebilecek küçücük! notların bulunduğu, sararmaya yüz tutmuş sayfaları karıştırman belki de sakıncalı yada doğrusudur,bilemiyorum. ama doğru olduğunu bildiğim bir şey varsa, oda şairin dediği gibi;
…kimi zaman bir tek balık yaratır
çırpıntısını bir okyanusun …
…sonra o ilk yazdıkların değerli olur. bir daha atamazsın yada silemezsin içlerinde her ne barındırırlarsa barındırsınlar o farkında olmadan içini döktüğün kağıt parçalarını.
onlar sen olur artık. onu okuyan seni tanır. seni tanıyan onları okumadan tamamlanamaz. öyle zanneder saklarsın. ama yinede herkesten de. onlar olur senin en değerli hazinen. senden sonrakilere tüm bencilliğine rağmen tek öğüdün olur.
yaz
yaz
ve yine yaz..sonrada dön oku.
ama yinede korkuyorum bazen eğer hayatımda bir değişiklik olursa diye. tüm terk etmelerime ve isyanıma rağmen. asıl kendimi bulmak ümidi ürkütüyor beni. içimdeki sıkıntıyla yaşamak daha kolay geliyor. korkuyorum. çünkü; ya son bulursa bir gün yazacaklarım.
birde güzellikler vardı değil mi? bunları bir gün bende yazabilir miyim dersin? -ki yada hep bunu ve benzerlerini soruyorum, biliyorum.- güzel olan gerçekten var mı?
... ve başlıksızlar..
ve daha şimdiden bütün düşüncelerim bitti sanki. oysa buraya yerleşince gecelerce yazacağım demiştim. peki bu ne şimdi. bir şey için günlerce hayal kurarsın, o anın tadını çıkarmaya yemin edersin ve mutsuz son. aslında her şey uygundur artık ama içinden gelmez. bir türlü zevk alamazsın her ne haltı istiyorsan.
eğer uzun bir hayatım olursa ne yaparım ben? Allah sabır vesin bana. (âmin) dünyada hayal kurmak kadar kolay ve hayal kurmak kadar zor bir şey yoktur herhalde. iki buçuk yıl önce karalamaya başladığım bir hikayeyi kitap haline getirmek istiyordum birçok hayalperest gibi bende. ama bendeki öyle bir şey ki yazmayı yalnızca canımın istediği zamanlara bıraktığım için henüz daha yarısına dahi gelmiş değilim. oysa kafamda bitti bile. acaba yayarak mı bitirmeli?
ve nereden çıktıysa sonuna ‘seni seviyorum anne’ yazmak geldi içimden. sadece büyük harflerle
‘SENİ ÇOOOK..................’
’SENİ ÇOOK.............’
’SENİ ÇOK.....’
ı.g.aylin
salina
H.P. Kalemi - 16(Seni çoook......) Yazısına Yorum Yap
" H.P. Kalemi - 16(Seni çoook......)" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.