KASTAMONU OZANLAR VE ŞAİRLERLE COŞTU
FOTOĞRAFTAKİLER
EMNİYET MÜDÜRÜ YUSUF ALBAYRAK,İSMAİL TUNÇ,MUSTAFA ZORLA,OZAN İLO,NADİDEM ZEHRA BARDAKÇI,AŞIK TURABİ,AYLA KÜÇÜK,REKTÖR PROF DR BAHRİ GÖKÇEBAY,BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET SAYAN, YAKUTİ HACER ALİOĞLU,TÜRKOĞLU DURSUN ELMAS,ZÜBEYDE GÖKBÜLÜT,İBRAHİM ŞAŞMA,DYP İL BAŞKANI AHMET RUGANCI, İHSAN ŞOLA,MİLLİ EĞİTİM MD YARD. AHMET UĞUR,TAŞOVA MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ ALİ RIZA ATASOY,eşiktekiadam KADİR TURAN,MAKBERİ AHMET AKKOYUN,toynak SECAATTİN ÖZTÜRK
17 0CAK 2009 CUMARTESİ ŞAİRLER VE OZANLAR KASTAMONU DA BULUŞTU
İSTİKLÂL SAVAŞINDA KASTAMONU KADINI KONULU
OZANLAR VE ŞAİRLER EŞLİĞİNDE ŞİİR DİNLETİSİ
17 OCAK 2009 CUMARTESİ GÜNÜ KASTAMONU’DA YAPILDI
Etkinliğe Sayın Valimiz Mustafa KARA ,Rektörümüz Prof Dr Sayın Bahri GÖKÇEBAY,Belediye Başkan Yardımcımız Sayın Mehmet SAYAN.Rektör Yardımcımız, Sayın Prof. Dr. Süleyman TABAN, Kastamonu Üniversitesi Hocaları ,personeli ve öğrencileri,Kastamonu Emniyet Müdürü Sayın Yusuf ALBAYRAK,Prof Dr Sayın Saime İnal Savi,Milli Eğitim Müdür yardımcımız Ahmet UĞUR,Siyasi parti il başkanları ,Kastamonu iş adamları,Resmi daire müdürleri ve bürokratlar .Okul müdürleri ve Öğrencileri ve Kastamonu halkından aramıza katılanlar ile etkinliğimiz onurlandı.
Bu toplantının oluşumunda Kastamonu Üniversitesinin kapılarını sonuna kadar açan ve hiçbir şeyi esirgemeden programın başlamasından ve geç saatlere kadar bizleri üniversitenin bünyesinde misafir eden ve yanımızdan ayrılmayan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof Dr Sayın Bahri GÖKÇEBAY hocama sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Türkiye’nin dört bir yanından kar kış demeden yüreklerindeki sanat coşkusuyla etkinliğimize katılan şair ,sanatçı ve ozan dostlarımız Yusuf ALBAYRAK, Aşık Turabi,Dursun ELMAS,Erdal ARSLAN,İlhami ERDOĞAN (ozan ilo) Ahmet AKKOYUN(makberi) Kadir TURAN (eşikteki adam) Zübeyde GÖKBULUT(gelin) İbrahim ŞAŞMA ,İhsan ŞOLA,Ali Rıza ATASOY,Zeki Bekâr,İsmail TUNÇ,Ayla KÜÇÜK,Hülya CAKA,Zeynep SAVAŞ.Barış KARATAŞTAN,Özlem ACAR,Zehra BARDAKÇI (nadidem),Mustafa ZORLA,Secaettin ÖZTÜRK(toynak) Yavuz BAL,Şahabettin MERT,Büşra ELMAS,Ahmet UĞUR Değerli hemşerim kardeşim Ahmet İDRİSOĞLU hepsine ayrı ayrı sonsuz şükranlarımı sunarım bizi yalnız bırakmadıkları için Sazları,sesleri ,yorumları ve şiirleri ile Kastamonu’da coşkulu saatler yaşattıkları için vefâlı dostluklarını yüreklerimizde yaşattıkları için bunları anlatmaya kelimeler sözcükler kâfi gelmez bu başka bir duygu yaşamak gerekir.
ETKİNLİĞE KATILAN OZAN,SANATÇI VE ŞAİRLERİMİZDEN TEŞEKKÜR YAZILARI
Saygı değer hocam Hacer Alioğlu,Ahmet İdrisoğlu.17.01.2009 tarihinde düzenlemiş olduğunuz "istiklal savaşında kadın"adlı panele davet edilmem beni ziyadesi ile onurlandırmıştır.Organize ile ilgili gördüğüm mükemmel ötesi başarınızı tebrik ederim.Unutmadan bize kapılarını açan Kastamonu Üniversitesi rektörü sayın Prf.Dr.Bahri Gökçebay hocama teşekkür eder saygılar sunarım.Bu tür organizasyonların devamını beklerken elimden gelen her türlü katkı konusunda seve seve görev alabileceğimi bildirmekten haz duyarım.
Saygı sunarım.
Mustafa ZORLA İSTANBUL
Değerli gönül dostlarım Hacer ALİOĞLU Hanımefendi ile Ahmet İDRİSOĞLU Beylerin organizesi Kastamonu valisi, üniversite rektörü, Belediye Bşk. Yrd. aynı zamanda şair olan emniyet müdürünün ve çok değerli Kastamonu halkı ile öğrencilerin katkıları, Türkiyenin çeşitli illerinden gelen Şair ve Ozanların katılımlarıyla muhteşem bir şiir dinletisi yapılmıştır. Bu dinletiye katılmaktan ve çok değerli Kastamonuluları tanımaktan duyduğum mutluluğu tarif edemem. Allah izin verirse bahar aylarında her yanı tari olan bu güzel ilimizi tekrar ziyaret etmeği planlıyorum. Böyle bir dinleti organize eden değerli gönül dostlarıma ve emeği geçen herkese sonsuz şükranlarımı sunarım selam ve saygılarımla.
İSMAİL TUNÇ ANKARA
Kastamonu’da kadın konulu panele değerli Şaire Hacer Alioğlu’nun daveti ile icabet ettiğimde doğrusu bu kadar güzel bir şiir şöleni ve karşılaşacağımı beklemiyordum gerek Hacer Alioğlu gerek Ahmet İdrisoğlu’nun gösterdikleri gayret ise fevkâladeydi .
Üniversitede gördüğümüz misafirperverlik ise daha farklı bir güzellikti değerli Rektörü Prof Dr Sayın Bahri GÖKÇEBAY’ın , Sayın Valinin ve diğer protokol mensuplarının göstermiş oldukları teveccühden dolayı kendilerine bahusus Edebiyat adına teşekkürlerimi bildirmek istiyorum .Böylesine Edebiyat destekçsi güzel insanlar oldukça Kastamonunun Edebiyatımıza çok daha fazla eserler katacağına inanıyorum Kastamonu’lular bu konuda bir hayli şanslı teşekkürler iyi ki varsınız
saygı ve selamlarımla
ozanilo / İlhami ERDOĞAN ANKARA
Kastamonu’da düzenlenen ve Kastamonu Üniversitesi Rektörlüğünün bütün imkanlarıyla katkıda bulunarak desteklediği; "İstiklal Savaşında Kastamonu Kadını" konulu şiir dinletisine katılanlardan biri olmaktan şeref duydum. İlki olmasına rağmen mükemmel sonuçlanan bu etkinliğin geleneksel hale gelmesi dileğimdir. Zerre kadar dahi olsun emeği geçen her kişi, kurum ve kuruluşa şahsım ve katılımcı şair - sanatçı arkadaşlarım adına teşekkür ediyor ve en kalbi saygılarımı arz ediyorum.
Kadir Turan Sanatçı /Şair.
Kastamonu’da kadın konulu şiir günü vesilesi ile davet edildiğim Kastamonu’da gerçekten güzel bir organize iler karşılaşmak beni ziyadesi ile memnun etti Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof Dr Sayın Bahri Gökçebay’ın alicenâplığı ve Edebiyatımıza vermiş olduğu destek ise takdire şayândır.
Bu vesile ile bizi Kastamonuya davet ederek bu güzide topluluk ile tanışmamıza vesile olan değerli Şaire Hacer Alioğluna,Ahmet İdrisoğluna ve şiir komite heyetine, Kastamonu Valisine ve diğer protokol mensuplarına en kalb-i duygularla teşekkür ediyorum.
Edebiyatımızın bu güzide desteklerle daha fazla inkişâf edeceğine olan inancımı tazeledikleri için müteşekkirim .
saygı ve selamlarımla
Makberî - Ahmet Akkoyun İSTANBUL
İstiklal savaşında Kastamonu kadını konulu bu güzel toplantıya Hacer Alioğlu’nun daveti üzerine katıldığımdan dolayı çok mutluyum bu etkinliğin oluşumunda önce sayın Rektör Prof Dr Bahri GÖKÇEBAY’a, Hacer Alioğluna.Ahmet İdrisoğluna ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederim
Saygılarımla
Zehra BARDAKÇI ANKARA /KASTAMONU
17 OCAK 2009 cumartesi günü buram buram tarih kokan Kastamonuda, Sevgili Hacer ALİOĞLU ve Sevgili Ahmet İDRİSOĞLU tarafından kusursuz bir şekilde organize edilen "Kurtuluş Savaşında Kastamonu kadını " konulu bir etkinlik düzenlenmiştir. Kendilerine çok çok teşekkür ediyorum. Bu Mükemmel organizasyona katkı sağlayan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof Dr Sayın Bahri Gökçebay’a , Kastamonu Valisi Mustafa KARA’ya , Kastamonu Belediye Başkanına ve Emniyet Müdürüne sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunuyorum. Bizleri yalnız bırakmayan kastamonu halkına ve üniversite öğrencilerine da ayrıca selam ve sevgilerimi sunuyorum.
İhsan Sola ANKARA
Kastamonu.
94 lü yıllardı. Ankara’da talebeyken bir hafta sonu kaçamağımdı Kastamonu. Benim aşkım Türkiye idi ve bir hafta sonumu Kastamonu ile yaşamaya ayırmıştım. Ortasından sessizce geçen, aheste aheste süzülen Karaçomak Deresini unutmadım hiç. 15 sene evvelki Kastamonu’yu elbette özlemiştim.
Kastamonu diyarından gelen o davet benim heyecanıma heyecan katmıştı. Şiir adına edebiyat adına yüreklice bir davet gelmişti ve bu davete icap mutlaktı.
Şiir nerdeyse, şiir dostları neredeyse ben orada olmalıydım. Günler evvelinden hayalini kurdum bu seyahatin. Günler evvelinden bu seyahatimin alt yapısını oluşturmaya çalıştım. Evet, maddi olarak çok sıkışık bir dönemde olmam ve maaşımda üç ayrı haczin olması önümde en büyük engeldi. Hayatımda hiç yapmadığım bir şeyi yaptım. Kastamonu ile Konya arasında sefer yapan Metro Turizm firmasının halka ilişkiler birimine ileti yolladım. Sanat adına, edebiyat aşkına, şiir aşkına, emeğe esere saygı adına beni Kastamonu’ya götürümüsünüz diyerek. Gerekirse ayakta gideyim. Gerekirse kapı eşiğinde oturayım ama beni taşıyın diyerek. Utana sıkıla yazdım. Hicap duyarak. Kızararak sararıp bozararak Ancak ticaretten başka bir hedefi olmayan ve müşterisinin âcizane talebine olumsuz yanıtı bildiremeyecek kadar zamanı olmayan bir firmadan medet beklemişim. Sağ olsunlar hala yazacaklar.. Olmadı. Olmadı. Bir önceki kirada oturduğum evde kalan ve şahsıma ait olan elektrikli şofbeni satarak yol paramın bir kısmını karşıladım. Gidemeyecektim aslında. Benimle yol arkadaşlığı yapacak olan ve şiir etkinliğine katılacak şairlerden manevi annemin ve manevi dayımın ısrarları, Hacer Alioğlu ablamın yürekten davetine duyarsız kalamadım. Hayatımda en büyük ezikliklerden birisini manevi annemin ve manevi dayımın ve Hacer ablamın yol paramı karşılamaları karsısında yaşadım. Felaket bir eziklikti bu. Felaket bir acı. Felaket bir ızdırap. Şiir adına katlandım. Şiir adına dayandım. Kendi kendime söz verdim. Şiir yolunda bir gün umutsuz kalan bir cana, el vermeye, elinden tutup kaldırmaya
Ankara’dan Manevi annem ve İhsan Şola dayımla ılgaz’ı yara yara geldik Kastamonu’ya. Daha Kastamonu’ya ilk adım atmamla beraber ayakkabılarım su çekmeye başlamıştı. Çoraplarım emdi Kastamonu sokaklarının suyunu. Üşüdüm evet. Ama sıcacık karşıladılar bizi. Ahmet Bey ve Hacer ablam. Kastamonu erleri. Kastamonu’nun gönül elçileri. Gülüşleri yeterdi.
Her şey çok güzeldi..Pideniz de güzeldi. Ama konyanın etliekmeği daha biz güzel.( J) Salonun tıklım tıklım olması daha bir güzeldi. Keşke fire vermeseydi. Keşke boşalmasaydı sandalyelerimiz. Ama kalanlar şiirin gönüllüleriydi o başka.
Ben bu etkinlikten onur duydum ve haz aldım inanın. Şiiri solumak , türküyü okumak ve gönül gönüle olmak ne güzel. İdarecilerimizin etkinlikte olması ve şiirin önünde eğilmeleri takdire şayandı. Hele sayın rektörümüzün babacanlığı ve içimizden biri gibi bizimle olması, bizden olması, her birimiz ile ayrı ayrı ilgilenmesi harikaydı.Unutamayacağım inanın. Ne yalan konuşayım ben kendi memleketimin rektörüyle degıl aynı ortamda yemek yemek, aynı şehirde karsılaşmadım bile
Teşekkür ediyorum
Kastamonu diyarına erdiğim için
Şerife Bacının onurunu yeni baştan duyduğum için
Çabanız adına
Yorulmanız
Gülümseniz adına
Gız Anam şiirimi Kastamonu diyarında yankılandırmama vesile olmanız adına
Okurken ağlamam adına,
Okuduktan sonra dışarı çıkıp kastamonuya bakıp iç çekerek seni buraya da getirdim ya anne diyerek çocuk gibi ağlamam adına
Teşekkürler insan olduğumu anlamam adına
Şiir adına
Emek adına
Şair adına
Oğlumun iki gündür yediği helva adına
İyi ki varsınız
İbrahim ŞAŞMA
KARAMAN
İSTİKLAL SAVAŞINDA KASTAMONU KADINI şiir dinletisi
Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Gökçebay’ın desteğiyle şairlerimiz Ahmet İdrisoğlu ve Hacer Alioğlu’nun organize ederek gerçekleştirdikleri şair ve ozanların katıldığı İSTİKLAL SAVAŞINDA KASTAMONU KADINI adlı şiir dinletisi 17 Ocak Cumartesi günü Kastamonu Üniversitesi 3 Mart Konferans Salonunda gerçekleşti.
Kastamonu Üniversitesi Rektörü Bahri Gökçebay’ın destek verdiği ve şairlerimiz Ahmet İdrisoğlu ve Hacer Alioğlu’nun organizasyonuyla:
Bu yıl birincisi düzenlenen İstiklâl Savaşı’nda Kastamonu Kadını konulu Halk Ozanları ve Şairler eşliğinde şiir dinletisi üniversite öğrencileri ve halkın katılımıyla Kastamonu Üniversitesi 3 Mart Konferans Salonunda gerçekleşti…
Rektör Gökçebay’ın konuşmasıyla başlayan şiir dinletisine Vali Mustafa Kara’da dinletinin önemi ve Kastamonu’nun gelişimi hakkında konuşma yaptı… Organizasyon sahibi şair Ahmet İdrisoğlu’nun etkinlik ve katılım hakkındaki teşekkür konuşmasından sonra Hacer Alioğlu’nun Şerife Bacı hakkında yazdığı şiirlerle dinleti başladı…
Kastamonu Emniyet Müdürü Yusuf Albayrak’ın ve Kastamonu Milli Eğitim Şube Müdürlerinden Ahmet Uğur’un şiir dinletisinden sonra Kastamonulu şairler ve Ankara, Karaman, Bursa, İstanbul, Kırşehir, Amasya ve İzmir’den katılan şairler ve ozanlar eserlerini seslendirdiler…
Kış şartlarına rağmen ülkemizin farklı illerinden gelen şair ve ozanların bir arada olduğu bu dinleti Kastamonuluların övgüsünü kazandı…
Sonrasında bu kültürel buluşmanın mimarları Rektör Gökçebay’la birlikte akşam yemeği yedikten sonra Selender Sofrası’nda bir araya gelip şiirler ve türkülerle eğlendiler. Ayrıca bu etkinliklerin devam etmesi gerektiğini ve Ulusal birliğin bu şekilde sağlanarak örnek teşkil edeceğini vurguladılar…
Şahabettin MERT/KP
18.01.2009 16:52:48
________________________________________
KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ’ne
17.01.2009 Tarihinde düzenlediğiniz Şerife bacı ve İskiklâl savaşında Türk kadını konulu organizasyonda katılımca şair ve ozanlara göstermiş olduğunuz alicenaplık ve misafirperverliğiniz biz sanat adamlarını son derece mutlu etmiştir.
Yakın ilgi ve alakânızdan dolayı siz ve muhterem eşinize Türk kültürü adına teşekkür ederbundan sonraki hayatınızda huzur ve mutluluklar dilerim.
TEMEL ŞAHİN(AŞIK TURABİ)
KOD-DER YÖNETİM KURULU BAŞKANI
KASTAMONU DA ŞERİFE BACI ETKİNLİĞİ
16 Ocak akşamı Kastamonu üniversitesinin düzenlemiş olduğu" Kurtuluş savaşında Şerife Bacı"paneline katılmak üzre Kastamonu ya hareket ettik..
17 Ocak günü saat onda Barutçuoğlu iş merkezinde Türkiyenin bütün bölgelerinden gelmiş olan şairler standı açıldı ve kitaplar masalara kondu...
Toplantıya ön ayak olan sevgili şair Ahmet İdrisoğlu hocayı orada yakından tanıma fırsatını elde ettim...
Üniversite konferans salonunda idari ve mülki erkanın katılımıyla toplandık.
Toplantıya Ozanilo,Makberi,Nadidem Zehra,Dursun Elmas Kadir Turan,Ayla Küçük,Aşık Turabi,Zeki Bekar ve burada adını unuttuğum bir çok şair ve halk ozanı katıldılar...
Kastamonu ya indiğimiz andan itibaren bizi hiç yalnız bırakmayan Sevgili İdrisoğlu hoca;aman Allahım...bütün sinirlerini ölüdürmüş,heyecani sıfır ve sürekli insanın içine gülümseyen bir hali var...hep gülüyor...Öyle sıcak,öyle tatlı bir gülüş ki...
İl valisi ve özellikle sayın rektör çok sıcak davrandılar...İl emniyet müdürü zaten şairler arasındaydı ve iki de şiir okudu...
Ahmet hoca ile birlikte sevgili ablamız Hacer ALİOĞLU(Yakuti)nasıl çırpınıp durdular öyle...Rektörlükte verilen yemekten sonra Kastamonunun güzide mekaNLARIndan SERENDER de ağırladılar bizi...Saz şiir ve sohbet....Sevgili Mehmet Ütücü ağabey ve şu anda isimlerini hatırlamakta güçlük çektiğim dost yürekli insanlar bizi hiç yanlız bırakmadılar
Gız ana ile ibrahim arkadaşın şiirnde ağladık...Ben dahil Filistin üzerine şiir okumuştuk
Kıvırcık saçlı bir arkadaşımız çıktı kürsüye ve " buraya gelen arkadaşlar hep filistin dedi aama birde kerkük var dedi...
Kerkük şiirinde nasıl duygulandık,nasıl gözlerim sulandı....
Kısaca dostlar;
Kastamonu da anlatılmaz bir hafta sonu geçirdik ki şiir doluydu,dostluk doluydu...Hele Sevgili şair İdrisoğlunun bizileri hiç yanlız bırakmayışına,rahat etmemiz için bir kelebek gibi başımızda doalnıp durduğunu nasıl unutabilirim?
Yakuti)O esmer abla...Ben bu anadoluyu nasıl sevmem nasıl ihanet ederim....
Pazar günü sabahtan beri hep başımızda...çay yemek,nasıl koşuşturuyor ablamız..Yaşı büyük küçük ne çıkar...hal ve hareket hep abla kokuyor Şerife bacı kokuyor ki bu anadolunun bereketi,anadolunun vefası aslında....
Çok güzel bir toplantı oldu...Bütün şair dostlara bu güzel oratama ktıldıkları için ayrıca teşekkürler..Hele Sevgili hemşerim Mustafa Zorla gece boyunca samimi ve içten davranışarıyla güzrl türküler söyledi ki bu anlatılmakla olmaz...
İdrisoğlu hoca müthiş bir gülen yürek...Onu tanımış olmakla kendimi bahtiyar addediyorum...
Sevgili dostum ozanilo,makberi enfes nükteleriyle geceye ayrıca renk kattılar...Zaten Ozanilo haberdar etmiş ve o etkinliğe katılmaı sağlamıştı...Buradan gönül dolusu sevgi ve şükranlar kendisine.
GÜLEN ADAM
Ahmet İdrisoğuna)
Yüreğin har da demlene dursun
Alnında bocuk boncuk ter
Öğrettin ki;
Yanarken gülmek nasıl olurmuş
Böyle mi tatlı gülümser insan
Düşürür yüreğinize gölgesini derinden
Çatlasın.!öfke hırsuından kudursun
Heyy kibir.!sende kabında geber
Söyledin ki;
Şair kendi yüreğinde önce doğarmış
Sen gülerken hep yeşil bir nisan
Bize selamlar söyledi çiçeklerin dilinden
Yelkovan akrebe vurdukça vursun
Siz nereye baksanız güneş yakuti gülümser
Dedin ki;
Güzellik gülümserrken güzel olurmuş
Nasıl anlatılabilsin bu lisan
Öpüyorum hürmetle ellerinizden
sevgi ve saygılarımla
İstiklal savaşında Kastamonu kadını konulu
şairler ve ve halk ozanları eşliğinde
şiir dinletisi toplantısını düzenleyen
arkadaşlarım şair HACER ALİOĞLU ve
şair yazar AHMET İDRİSOĞLU’na
sn vali MUSTAFA KARA’ya
bize üniversite kapılarını sonuna kadar açan
syn rektör PROF.DR.BAHRİ GÖKÇEBAY’a
Kastamonu emniyet müdürü Yusuf ALBAYRAK’a
belediye başkanı sayın TURHAN TOPÇUOĞLU’na
Kastamonu üniversitesi gençlerine
Kastamonu halkına bize yardımcı olan herkese
teşekkürlerimi sunmayı bir borç biliyorum
kendi adıma çok mutlu ve memnun ayrıldım
böyle bir etkinlikte tekrarı olsada aranızda olmaktan
gurur duyacağımı bilmenizi isterim
AYLA KÜÇÜK
------- Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Gökçebay’ın desteğiyle şairlerimiz Ahmet İdrisoğlu ve Hacer Alioğlu’nun organize ederek gerçekleştirdikleri şair ve ozanların katıldığı İSTİKLAL SAVAŞINDA KASTAMONU KADINI adlı şiir dinletisine davet edildiğimde hiç tereddütsüz kabul ettim.Şiirimden önce yaptığım birkaç cümlelik konuşmamda da belirttiğim gibi; sadece ve sadece yüreklerini koyarak tarihe altın harflerle geçen TÜRK KADINLARIMIZIN nefes aldığı topraklarda bulunmak, o atmosferi bizzat yerinde hayal etmek farklı ve heyecan verici olmalıydı.
Toplantı listesine baktığımda sadece birkaç kişiyi tanıyordum . Mısralarından tanıdığım yeni dostlarla da merhaba diyecek olmak heyecanıma heyecan kattı.
Saat 24,00 gibi konaklayacağımız otelin önündeydik.Tam bir ev sahibi nezaketiyle kalacağımız odalar belirlenmişti. Odalarımıza çekildik.
Beş on dakika sonra oda telofonum çaldı . Henüz tanışmadığım değerli dost Ahmet İdrisoğlu, hoş geldin demek için bizleri aşağıya çağırıyordu. Bizden önce gelenler de vardı. Aşağıya indik. Güler yüzlü ev sahibimizi tanıdık. Tanıştık. Zaten gerek Ahmet Bey, gerek Hacer Hanım’ın yüzündeki gülümseme bizler ayrılıncaya kadar da devam etti. Türk misafirperverliği buydu işte.
Bizleri toplantının başından beri yalnız bırakmayan, Değerli eşleriyle yemekte bile eğlencemize katılımını sürdüren başta Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sn. Bahri Gökçebay olmak üzere, diğer protokol üyelerine de sonsuz teşekkürlerimi saygılarımı gönderiyorum.
Bu tür etkinlikler gönül işidir ve aynı zamanda maddi destek gerektirir. Değerli iki kardeşimizi bu etkinlikte yalnız bırakmayan, gerek maddi, gerek manevi destekleriyle yanlarında olan herkesi yürekten kutluyorum. Özellikle evimiz kadar rahat ettiğimiz RUGANCI OTELİ sahibi ve güler yüzlü personelinden helallik istiyorum bir kez daha.. Öğlen yemeğinde, akşam yemeğinde güler yüzleriyle bizi karşılayıp ve uğurlayan yemek salonundaki tüm görevlilere teşekkür ediyorum , helallik istiyorum.
Saza, söze ve şiire doyduğumuz bu güzel etkinliğin bitiminde Ilgaz’ın eşsiz görüntüsü de görülmeye değer bir güzellikti. Bir de baharın görmeyi dileyerek, ailece gelmenin planlarını kurarak, güzel anılarla ayrıldık.
TEKRAR EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYOR. SELAM VE SAYGILARIMI GÖNDERİYORUM Otobüste dilime gelen birkaç satırı paylaşmak isterim
----- KASTAMONU ----
Kadını, erkeğiyle
Destanlar yazdıransın.
Türk’ün asil kanını
Bayrağa sızdıransın.
Gülümseyen yüzüyle,
Gördüm dünya gözüyle,
Dostun bir “ gel “ sözüyle
Sana gelmeyen pişman.
Mavi ile yeşili
Harmanlamış Yaradan,
Özenmiş de özenmiş.
Hiç olmadın sıradan.
Hatır varsa bir yerde,
Düşünmem eni konu.
Tarihime ışıksın.
Hoş buldum KASTAMONU.
16.Ocak.2009 ---- Z. Gökbulut
GEZİ NOTU //*** Kastamonu Şiir Dinletisi ***
Kastamonulu şair arkadaşımız Hacer ALİOĞLU’ndan 17-18 Ocak 2009 tarihlerinde Kastamonu’da “İstiklal Savaşında Türk Kadını” konulu bir şiir etkinliği planladıklarından bahisle bu etkinliğe davet edildiğime ilişkin bir mesaj aldım. Önce görev yaptığım yer ile aradaki mesafe ile birlikte malum kış mevsimindeki olumsuz hava koşullarını da düşünmekle birlikte, cevabım tereddütsüz “Evet, geliyorum” oldu. Halen görev yaptığım il olan Amasya gibi Kastamonu da Türk tarihinde büyük öneme haiz, çok önemli misyonları üstlenmiş bir tarih ve kültür şehridir. Hem daha önce görmediğim bu önemli şehrimizi görmek hem de şiir ve sanat dostlarıyla stresten uzak güzel bir hafta sonu geçirmek güzel olacaktı. Ve beklen gün geldi; özel aracımızla şoförümü de alarak sabahın erken saatlerinde yola koyulduk.
Amasya’dan İstanbul istikametine daha önce birkaç kez seyahat etmiş olmakla birlikte, Tosya’nın içinden geçme dışında daha önce o yöreyi görmemiştim.Tosya’ya varınca sağa dönüş yaptık ve giderek yükselen dağ şeridinden Kastamonu’ya doğru hareket ettik.Özellikle Tosya-Kastamonu arasındaki güzergah boyunca tabiat beyazlar içindeydi. Beyaz örtüsüne bürülü vadi boyunca ilerleyerek öğle saatlerinde Kastamonu’ya vardık.Davetli şair ve ozan dostları Migros tesislerinde sofrada bulduk.Hacer ALİOĞLU ve Ahmet İDRİSOĞLU bizi içtenlikle karşıladılar.Diğer katılımcı dostlarla da merhabalaşıp kucaklaşarak biz de sofraya dahil olduk.Öğle yemeği, çay ve kısa bir dinlenmenin ardından şiir dinletisinin yapılacağı yere geçtik.
Etkinliğin şiir dinletisi bölümünün yapıldığı Kastamonu Meslek Yüksek Okuluna vardığımızda beni bir sürpriz bekliyordu. Geçmiş yıllarda aynı ilçede milli eğitim teşkilatında yönetici olarak görev yaptığımız ve iki yıl süreyle aynı odayı paylaştığımız değerli meslektaşım şair dostum Kastamonu İl Milli Eğitim Şube Müdürü Ahmet UĞUR’u kapıda bekler buldum. Ahmet hocamla uzun zamandır görüşmemiştik, birbirimize sarıldık hasret giderdik ve birlikte salona girdik.Salonu şiirseverler, öğretim görevlileri ve öğrencilerden oluşan seçkin bir izleyici grubu doldurmuştu.Davetli şair ve ozanlarla birlikte İl Valisi, Üniversite Rektörü, Belediye Başkanı ve protokole dahil bürokratlar da salondaki yerlerini aldılar.Hacer ALİOĞLU’nun günün anlamına ilişkin anlamlı şiirini seslendirmesi ve teşekkür konuşmasıyla program başladı.Ardından Ahmet İDRİSOĞLU programa ilişkin kısa bir konuşma yaptı, katılımcılara teşekkür etti.Protokol konuşmalarının ardından şiir dinletisi bölümüne geçildi.Katılımcı şair ve ozanlar birbirinden güzel eserleri seslendirdiler.Adımın anons edilmesiyle birlikte ben de kürsüye çıktım, kısa bir teşekkür konuşmasının ardından “Nehir Kıyısı Düşleri – II” adlı şiirimi seslendirdim.
*** Kadınlar Bilirim ***
kadınlar bilirim ufukta umuttular
ve mevsimler gibiydiler
onlarda sezerdim baharın gelişini
rüzgarın esişini
bilmem gözlerinin derinliklerinde
beni kaç kez unuttular
kadınlar bilirim belki efsaneydiler
ve gizem dolu evrende
kimi akan nehirdi kimi bir parça güneş
kimi müşfik bir anne
yada vefalı bir eş
gibi bir ömür içimdeydiler
kadınlar bilirim gerçektiler hayaldiler
ve yıldızsız siyah gecelerde
uzakta inleyen neydiler
ışıkta pervaneydiler
şimdi yok onlardan bir iz bir seda
belki hepsi muhtemel ve muhayyeldiler
(Taşova, 08.03.2007)
Ali Rıza Atasoy
Buradaki şiir, sanat ve dostluk adına paylaşımlarımız akşamın ilerleyen saatlerine kadar sürdü. Yemek programı sonunda rektör bey bir konuşma yaparak şair ve ozanların programa katılımlarından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Saygıdeğer eşleriyle birlikte hepimizle teker teker el sıkışarak teşekkür ettiler.Akşam yemeğinden sonra yine Hacer ALİOĞLU ve Ahmet İDRİSOĞLU refakatinde Serenler Konağı’na geçtik.Serenler Konağı’nın lobisi nostaljik dekoruyla tam da şair ve sanatkarlara göre dizayn edilmiş bir mekan.Burada işletme sahibi Mustafa bey ve personeli bizleri gayet mütesebbim bir yüzle karşıladılar.Burada da yine ozan dostlar sazlarıyla güzel eserler seslendirdiler, sazlar eşliğinde şiirler okuduk.Şiir ve sanat adına paylaşımlarımız ve buradaki muhabbetimiz gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürdü.Bir ara saate baktım gece 02.30 olmuş, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım.Gecenin yarısından sonra bize tahsis edilen otellerdeki odalarımıza geçtik, dolu dolu ve keyifle geçirdiğimiz güzel bir günün ardından rahat bir uykuya daldık.
Sabah kahvaltısının ardından yine Hacer ALİOĞLU ve Ahmet İDRİSOĞLU bizleri kaldığımız otellerden aldılar. Kısa bir şehir turu yaparak kentin önemli tarihi ve turistik öneme haiz yerlerini gezdirdiler. Bu kısa şehir turunun ardından yine katılımcı şair ve ozan dostlarla Serenler Konağında tekrar bir araya geldik. Buradaki çay ikramı ve kısa muhabbetimizin ardından ayrılık vakti gelip çattı, hep birlikte veda etmek üzere çıktık ve birbirimizle vedalaştık. Geride hafızalarda silinmez iz bırakan unutulmaz anılar bırakarak Kastamonu’dan ayrıldık. Beyaz örtüsüne bürünmüş vadi ve yamaçlardan geçerek evimize dönerken içimizi buruk bir hüzün kapladı. Daha önce de özellikle kendi düzenlediğimiz etkinliklerde benimle birlikte olan şoförüm Naci bir ara “Hocam bir şey sorabilir miyim? ” dedi. Aslında ne demek istediğini kestirmiştim sanki “Buyur, tabi” dedim. Hocam, dedi “sizinle daha önce de bazı programlar vesilesiyle gezip dolaşmak ve bu tür etkinliklere katılmak nasip oldu. Gerek siz gerekse diğer katılımcı şairler ülkemizin en ücra köşelerinden bütün olumsuz şartlara rağmen, bir sürü maddi manevi külfete katlanarak geliyorlar. Bunun bir getirisi var mı, bu nasıl bir duygudur? ” şeklinde bir şeyler söyledi. Naci, dedim “Uzun izaha gerek yok, bunu şimdi sana nasıl anlatabilirim. Şiir ve sanat sevgisi, sevginin de ötesinde bir tutkudur. Öyle bir tutku ki, bunu hiçbir maddi kıymetle açıklama sansına sahip değiliz. Tamamen şiir, sanat ve dostluk adına yaşanan güzelliklerdir bunlar” gibi bir takım açıklamalarda bulundum. Naci; evet hocam dedi “Sizlerin bu güzel dostluğuna ve şiir ve sanat adına yaşadığınız paylaştığınız bu güzelliklere hayran olmamak elde değil” şeklinde içten duygularını dile getirdi.Güzel ve güneşli bir havada geçen yolculuğumuzun ardından Allah’a şükür olsun sağ salim evimize döndük.
Türk tarihinde önemli misyonlar üstlenmiş bir tarih ve kültür şehri olan Kastamonu’da dostlarımızın tertip ettiği bu güzel etkinlikten gayet memnun olarak ayrıldık. Özellikle tertip komitesindeki arkadaşlarımız. Hacer ALİOĞLU ve Ahmet İDRİSOĞLU’nun içten ve özverili gayretleri göz doldurdu.Davetli konuklarla ve etkinliğin her aşamasıyla bizzat yakından ilgilendiler. Bu yakın alakalarından dolayı kendilerine tekrar tekrar teşekkürlerimi bildiriyorum. Ayrıca Kastamonu’da Valisinden rektörüne, üst düzey bürokratından vatandaşına, öğretim görevlisinden öğrencisine, şairinden sanatçısına kadar herkesin şiirin ve şairin yanında olduklarını gördük.Böylesine anlamlı bir etkinliğin düzenlenmesine destek verenlere ve her aşamasında katkı sunan herkese teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.20/01/2009
Ali Rıza ATASOY
Şair – Yazar
Taşova İlçe Milli Eğitim Müdürü
Etkinlik ile haberler bu sizetelerde yayınlandı
www.tasovam.com
tasova.meb.gov.tr/
www.tasova net
Heyecanla; İstilâl Savaşında Kastamonu’lu Kadın konulu şiir etkinliğinin yapılacağı, Kastamonu
yolculuğunu bekliyorduk. Birkaç haftadır, hem sitemizde ve hemde muhtelif edebiyât sitelerinde duyuruları yapılıyor, toplantıya icâbet edecek şairlerin tespitine çalışılıyordu. Değerli Şaire,
Hacer ALİOĞLU (Yakutî) can ablam, toplantının çok özel ve güzel olmasını arzu ettiğini, her MSN
konuşmamızda ısrarla belirtiyordu...
16.01.2009 Cuma günü gece 24.00’e Kastamonu ÖZLEM TURİZM’den yerlerimizi ayırttırdık. Ben ve Nadidem-Zehra rumuzlu kardeşim Zehra BARDAKÇI Ankara’dan birlikte hareket etmek üzere, saat 22.50’de AŞTİ’de buluşmayı kararlaştırdık ve o saatte orada buluştuk. Otobüsümüzün hare-
ket saatini beklemek için yolcu bekleme yerlerine geçtik. Zehra;
___Ağabey, ben bir sigara içeyim Otobüs’e binmeden önce
Diyerek, yanımdan ayrıldı. Sağımda ve solumda iki bayan, sol karşımda ve sağ çapraz karşımda
birer bayan, tam karşımda ise 16-17 yaşlarında bir delikanlı ve yanında bir adam oturuyor, adam
delikanlı ile birşeyler konuşuyor ellerini omuzuna falan atıyor, delikanlı rahatsız fakat sanırım biraz korkmuş olacak ki, tepki veremiyor. Dikkâtimi o yana yönelttim ve izlemeye başladım.
Adam, sağ çaprazımda oturan bayana küfürler etmeye başladı, bayanda mukabelede bulundu ve sustu, adam, kadının duyacağı şekilde küfürlerine devam etti bir müddet. Sonra kadın hırsla kalkıp gitti. Ben bunu bir aile kavgası olarak algılamıştım ilk önce. Sonra elindeki poşetten bir şişe çıkarıp başına diktiğini görünce, sarhoş olduğunu anladım. Kadın gittikten sonra delikanlıya daha da fazla baskı yapmaya başladı. Çocuğa;
___Bana 5 lira ver
Dedi. Çocuk;
___Benim param yok.
___Nasıl yok, 5 lira olmaz mı?
___Yok, nerden olsun? Ben öğrenciyim.
___Ozaman 1 lira ver.
___O da yok.
___50 kuruş ver.
___Yok diyorum ya!
___Hadi ordan kardeşim olmaz mı hiç?
___Yok, olmayınca olmaz işte!
___Ver hadi ver, çık parayı.
Diyerek, çocuğa baskısını artırmaya başladı.
Ben telefonumu elime alarak, güyâ telefonda birine kızıyormuş gibi yapıp delikanlının dikkâtini
kendime çekmeye çalıştım ve
___Söyle o yanındaki müptezele, hemen ordan kalkıp gitsin yoksa kafasını kıracağım o şarhoşun.
Diye bağırdım ama çocuk sıkıntısının etkisiyle ilk önce anlayamadı. Bunun üzerine işâretle ona dediğimi anlatarak, yanındaki adamı gösterdim. Delikanlı sarhoşa;
___Bak, ağabey sana diyor, burdan yanımdan hemen şimdi kalkıp gitmezsen, seni gelip zorla
gönderecek.
Dedi. Sarhoş, bir bana baktı, bir çocuğa baktı ve
___Ne oldu?
Diye, pişkin pişkin sordu bana.
___Çocuğu rahatsız etmeyi bırak ve derhal kalk git oradan
Dedim
___Niye kalkıyor muşum, kalkmıyorum.
Diyerek, mukabelede bulundu.
___Kalksan senin için daha iyi olur bence!
___Kalkmazsam ne olacak?
___İnsan gibi, edebinle kalkmazsan, ben gelip seni başka türlü kaldıracağım!
___Nasıl kaldıracaksın? Kalkmıyorum, gel de kaldır!
Dedi. Ben oturduğum yerden kalkıp yanına giderken ayağa kalktı ve
___Burası dağ başı mı? Polis Polis Polis!
Diye bağırmaya başladı. Yavuz hırsız ev sahibini bastırır sözü, tam da bu durum için söylenmişti
sanki ! Ya da; Zeytinyağı gibi su üstüne çıkmak!
___Derhal uzaklaş buradan.
Dedim. Onca insandan bir müdahele de bulunan yoktu. İnsanlar duyarsız bir şekilde seyrediyor,
kimide yönünü çevirip gidiyordu. Bu adamın terbiyesizliklerine ve tacizine şâhit olanlarda bile
bir tepki görünmüyordu! Yakasından tutup;
___Hemen uzaklaşsan iyi olacak, yoksa sana zarar vereceğim!
Derken, bir grup tanıdık geldi, Asker yolcu etmeye gelmişler Terminale.
___Ne oluyor ağabey?
___Önemli birşey yok, şu tacizciyle uğraşıyorum, bu gariban çocuğu taciz ediyor.
Demeye kalmadı, Boksör olan Aliyâr bir tane vurdu sarhoş tacizciye ve tacizci;
___Polis Polis Polis...
Diyerek kalabalığın içine kaçtı. Ben hemen güvenlikleri çağırttırdım ve bu kişiyi bulmalarını söyledim. Tarif istediler, tarif ettik, sağolsunlar 2-3 dakika geçmeden bulup getirdiler. Meğer bu tiplerin taktiğ buymuş, olay yerinden kaçıp kurtulmak için, uyguladıkları taktik Polis diye bağırarak kaçıp kurtulmakmış! O esnada sigara içmeye gitmiş olan Zehra geldi. Hadiseye vâkıf olunca;
___Ağabey, seni de iki dakika yalnız bırakmaya gelmiyor, hemen vukuat işliyorsun.
Diyerek takıldı bana. Güvenlikçiler tacizciyi götürürken, telefonum çaldı, arayan Toynak rumuzu ile yazan şair can dostumuz Şeceattin’ di.
___Ağa Can, nerdesin?
Diye sordu
___Terminaldeyim, Kastamonu’ya gidiyoruz, sen gelmiyor musun?
Diye sordum.
___Misafirlerim vardı, eve geçiyorum, ben de gelsem mi acaba?
___Haydi gel.
___Tamam geliyorum, eve gidip giyineyim.
Dedi ve bir kişilik yer daha ayırttırdım, Kastamonu Özlem Turizm’den.
Onbeş yirmi dakika sonra Toynak ta geldi ve bekleyen Otobüsümüze gittik. Tam Otobüs’e bine-
cekken, Kitap valizimi bıraktığım Özlem Turizm yazıhanesinde unuttuğum geldi aklıma, tam da Otobüs hareket etmek üzere, Kaptan Şöför Burhan beye bir dakika diye işâret edip, bir koşu
yazıhaneye gidip valizi alarak Otobüs’e bindim ve Kastamonu yolculuğumuz başlamış oldu.
İki gündür uykusuz olmama rağmen tatlı bir sohbetle Kastamonu yoluna revân olduk! Bu yolculuğumuz esnasında, Özlem Turizm’in değerli Kaptan Şöförü Burhan bey, Hostes Meral Hanım ve Muavin Mahir beye, yakın ilgi ve alâkalarından ve dâhi müşterilere ihtimâmla hizmet-
lerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Bu teşekkür diğer arkadaşlarımın da adınadır aynı zamanda.
Çankırı’dan Ilgaz’a kadar yer yer 3 cm yer yer 5 cm karla kaplanmış ana yollarda, 10-20 km hızla ancak ilerleyebildik. Kaptan Şöförümüzün yol deneyimi ile ustalığı ve Allah’ın yardımıyla yol aldık.
Ilgaz’a 8 km kala, çok tehlikeli virajları geçtik, o karla kaplı yollarda iniş ve çıkışları ustalıkla geçti kaptanımız. Sis yer yer görüş alınını kapatıyordu ve kar mütemadiyen yağıyordu. Yollar Köstebek yuvasına dönmüş, köy yollarından beter bir hâldeydi. Yolların bu kadar kötü şartlarda olmasına rağmen, en ufak bir çalışma yapılmamıştı. Bir tek Ilgaz İlçesinin girişinin Tuzlanmış olduğunu gördük. Ilgaz da hava karla karışık yağmura döndü. Bir süre sonra dinlenme tesislerinde mola verdi Otobüsümüz. Molayı müteakip, dik bir inişe geçti Otobüsümüz. KAZANCI ve YENİCE arası
iyice berbattı, yol kardandı. Yenice de keskin viraj ve 5-6 cm kalınlığındaki karla kaplı yolda rampa çıkmaya başladık.
Karayolları 157. bölgenin önünden geçerken baktım, karayolları uyuyordu, kendi önlerini bile temizlememişler! ÇATÖREN’e kadar anlatılamayacak kadar berbattı yol. ÇATÖREN’den iti-
baren Tuzlanmıştı. Kastamonu’ya 30 km kala, Tuzlanmasına hiç gerek olmayan yerler
Tuzlanmış, Tuzlanması zaruri olan yerlerde, 5-6 cm karla kaplanmış vaziyette yol aldık.
Elhamdülillâh, neticede kazasız belâsız Kastamonu’ya girdik. Otobüs bizi Rugancılar Otel
karşısında indirdi. Otobüs personeli ile vedâlaşıp ayrıldık. Hostes Meral hanımda bizimle aynı yerde indi Otobüsten. Tam beni;
___Dikkât edin, yerler buz, düşmeyin.
Diye uyarırken, ben kendimi havalanmış buldum. Çok şiddetli bir düşüş yaşadım. Biran kalkmakta zorlandım. Sağ kolum berbat bir durumdaydı. Allah’tan Toynak ağamla bir kulbunu o, bir kulbunu ben tutarak Kitap dolu bir Valiz taşıyorduk, yoksa bu düşüş çok çok daha tehlikeli bir
düşüş olurdu. Bir elimin bu ağır Valiz de olması beni büyük bir felâketten kurtardı vesselâm. O perişânlıkla Otelin lobisine girdik, kimse yoktu. Personelde uykudaydı. 5-10 dakika sonra resepsiyon geldi. Kim olduğumuzu anlayınca ilgilendiler sağolsunlar.
Bir müddet sonra, çorba içmeye gittik, çorba içip geldikten sonra, Dursun ELMAS’la birlikte Tiyatro ve Sinema sanatçısı ve dâhi Şair olan can dostumuz Kadir TURAN geldiler. Sarmaş dolaş
hasret giderdik. Sohbete daldık... Derken İbrahim ŞAŞMA Lobiye girip;
___Ozan İlo
Dedi, sarıldık kucaklaşıp hâl hatır ettik. Onu müteakiben Zübeyde Gökbulut SUNGUROĞLU (Gelin) ve İhsan ŞOLA indiler. Az sonra da Zeki BEKAR kardeşimiz geldi. Sohbetler koyulaştıkça koyulaştı, saatlerin nasıl geçtiğini farkedemedik. Yatıp saat 11.00 e kadar dinlenip, dinlenmiş olarak gidecektik şiir etkinliğinin yapıldığı yere hesapta ama bir dirhem uyku nâsip olmadı!
Saat 10.30 gibi Ahmet İDRİSOĞLU ağabey yanımıza geldi ve imza gününün yapılacağı yerle ilgili bilgi verdi, biraz sonra oraya doğru yürümeye başladık. Otel le arası pek yakındı. Oraya gittik, imza günü saat 13.00 kadar sürdü. Onu müteakip işhanının en üst katında topluca yemek yedik.
Yemekten sonra İSTİKLÂL SAVAŞINDA KASTAMONU’LU KADIN konulu Şiir etkinliğinin yapılacağı Kastamonu Üniversitesine doğru hareket ettik.
Panele değerli Şaire Hacer ALİOĞLU (Yakutî) Can Ablamın dâveti ile icâbet ettiğimde doğrusu bu kadar güzel bir Şiir şöleni ile karşılaşacağımı beklemiyordum. Gerek Hacer ALİOĞLU gerekse Ahmet İDRİSOĞLU’nun gösterdikleri gayret ise fevkâladeydi.
Üniversite de etkinliğin yapıldığı konferans salonuna girdiğimizde kalabalık bir öğrenci ve Halk topluluğunun bizleri beklediklerini gördük. Sıcak bir ilgiyle kapıda karşılandık ve salona alındık.
Rektör, Vali ve Emniyet müdürünün konuşmalarından sonra şairlerin şiirlerinin okunmasına geçildi.
Her şair, günün mânâ ve önemine dair şiirlerini seslensirdi. Her şiir birbirinden güzeldi. Bu etkinlikte, Filistin ve Gazze de unutulmadı. Makberî Ahmet AKKOYUN’un yazdığı ve benim seslendirdiğim YÂ İLÂHİ YAHUDÎYE LÂNET şiiride yayınlandı ve dinleyicilerin âminleriyle süslendi. Sanatçı-Şair can dostumuz Kadir TURAN’ da Şaire Saadet ÜN hanımefendinin yazmış
olduğu Yahudî’nin Çıyanlığını anlatan güzel şiirini muhteşem yorumuyla, herkesin kanını dondurarak okudu.
Proğram, şiirlerin okunması ve sanatçı arkadaşların, her üç-dört şiirden sonra sazlarıyla sahne almalarıyla devam etti. Âşık Turabî, Zeki BEKAR kardeşimiz ve Kadir TURAN okudukları güzel eserlerle misafirlerin iyi vakit geçirmelerine vesile oldular. Kadir TURAN’ın, Tiyatro, Sinema sanatçılığı, Şairliği yanında, müzisyenliği olduğunu ve birkaç Özgün tarzda albümü olduğunuda öğrenmiş olduk. Okuduğu, söz ve müziği kendine ait olan BİRLİĞE dâvet eden eseri gerçekten güzel, her türlü övgüye lâyık,takdire şayan bir eserdi. Dursun ELMAS hocam Oğuz’un 24 boyunu anlatan muhteşem şiiri ise, hafızalarda uzun yıllar yer edecek bir şiirdi. İbrahim ŞAŞMA kardeşimiz; GIZ ANAM şiiriyle hemen hemen herkesi hüznün girdabına alıp ağlattı! Zübeyde Gökbulut SUNGUROĞLU KOCA SEYİT’i anlatan şiiriyle bizleri Çanakkale günlerine götürdü!
Hacer ALİOĞLU (Yakutî) ve İhsan ŞOLA, Kastamonu Kahramanı Şerife Bacı yı anlatan güzel şiirlerini seslendirdiler. Yavuz BAL Filistin dedi!.. Roz-Anna rumuzlu Şaire Ayla hanım, MEHMETÇİK şiirini okudu. Daha pek çok şair ve şaire eserlerini paylaştılar. İsimlerini unuttuklarım kusuruma bakmasınlar. Gönül isterdiki, oranın zihnimdeki fotoğrafını en ince ayrıntılarına kadar, bütün teferruatıyla anlatabilseydim! Ancak aklımda kalanlar ve aldığım küçük küçük notlar bu kadar... Burada ismen zikredemediğim bütün gönül dostları zihnimde hep sıcacık kalacaklar!
Üniversitede gördüğümüz misafirperverlikse, daha farklı bir güzellikti. Değerli Rektörün ve Vali Beyin ve diğer protokol mensuplarının göstermiş oldukları teveccühden dolayı kendilerine bahusus Edebiyat adına teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. Böylesine Edebiyat destekçisi güzel insanlar oldukça, Kastamonu’nun Edebiyatımıza çok daha fazla eserler katacağına inanıyorum. Kastamonu’lular bu konuda bir hayli şanslı.. teşekkürler iyi ki varsınız!
Saat 19.00 da toplantımız sona erdi. Oradan sayın Rektör’ün hazırlattığı yemek salonuna geçildi.
Yemek salonunda şiir ve saz söz muhabbetinin devam ettirilmesi uygun görüldü. Rektör;
___Toplantının konumu itibariyle farklı şiirler okundu, bu toplantıda hiç taşlamaya yer verilmedi!
Demiş Hacer ALİOĞLU’na. Hacer abla da;
___Taşlama ustaları burada sayın Rektörüm.
Diye cevâp vermiş. Benim yanıma geldi;
___İLO gardaşım (bana İLO gardaşım diye hitâp eder.), Rektör bey, hiç taşlama okunmadı dedi,
ben de taşlama ustaları burada, şimdi istediğiniz kadar taşlama yaparlar dedim, ne yapalım?
___Sen ne dediysen o dur ablam, ne gerekiyorsa yapalım. Ben şimdi bir taşlama okurum.
Dedim ve Hacer abla yemek yiyen arkadaşlara hitâben;
___Arkadaşlar, şimdi de burada kendi aramızda şiirler okuyalım Rektör bey burada da devam etmemizi arzu buyuruyorlar.
Dedi. Bu fikre bütün arkadaşlar memnun oldular ve şiirler okunmaya, Türküler söylenmeye başlandı. Ben, son çıkan kitaplarımdan biri olan DİL OLMADIM MI kitabımda bulunan; İNSAN
ETİ YER BUNLAR başlıklı hiciv şiirimi okudum. Makberî/Ahmet AKKOYUN; MEHMET EMMİ
isimli taşlamasını okudu. Böyle güzellikler içinde geçti yemek faslı. Her güzelliğin bir bitme vakti vardır elbette! Bizim bu yemek faslımızda epey uzun sürmüştü, şiirler, türküler derken vakit epey ilerlemişti. Netice de değerli Rektör’ün kapanış konuşmasıyla yemek faslı da bitmiş oldu. Güzel dilek ve temennilerini ve bu tür güzel etkinliklerin devamını arzuladıklarını ve dâhi bu istikâmetteki hizmetlerde her zaman var olacaklarını ifâde ederek, gönüllerimizi fethettiler!
Ahmet İDRİSOĞLU ağabey;
___Arkadaşlar! Buradan da SERENDER’e geçelim, hem çaylarımızı içer, hem de sohbetimize orada devam ederiz. Kalacak ve gidecek arkadaşlarımızı da orada belirleyelim.
Dedi. Onun bu teklifine uyduk ve SERENDER’e gittik. İyiki gitmişiz! Allah’ın(c.c.) her işinde milyarlarca hikmeti var! SERENDER’e gittik ki, orada bizi bir KALE bekliyor! Evet! Etten kemikten mücessem bir sağlam KALE bekliyor du bizi! Kastamonu’nun değerli evlâdı, muhterem insan, vefâlı dost Mehmet KUTUCU’ydu bizleri orada bekleyen. Yılların hasreti ve sımsıcacık muhabbetle sarıldık kucaklaştık.. bir daha sarılıp kucaklaştık. Hey Allah’ım (c.c.) Sen ne büyüksün! Hikmetin ne çok!Lütfûnun önü ardı yok, Elhamdülillâh!
Üç gündür uykusuz olan ben değildim sanki. Dostu görünce Cin gibi oldum, gönül muhabbetle doldu! Saatler saatleri kovaladı, şiirler fasıl, sohbet, muhabbet.. ama ne muhabbet! Hele sohbet!
SÖZ KONUSU VATANSA, GERİSİ TEFERRUATTIR DİYEN BÜYÜK İNSAN NE DE GÜZEL DEMİŞ, NE DE MÜKEMMEL İFÂDELENDİRMİŞ! KİM BU CENNET VATAN UĞRUNA OLMAZDI Kİ FEDÂ? CANI CANANI FEDÂYA HAZIR OLANLARIN SOHBETİNİN GÜZELLİĞİNİ KİM BİLEBİLİR? Bal’ı tatmamışa nasıl anlatırsınız bal’ın tadını? Söz sözü açtı, sehme muhabbet düştü! Mehmet KUTUCU, bana; NE DÜŞMÂNDA MERTLİK KALDI, NE DOSTLARDA VEFÂ.. ŞİMDİ GERÇEKTEN ÖKSÜZÜZ dedi sohbetimizin bir yerinde ve bundan bir şiir çıkarmamı istedi.
Allah’ın (c.c.) izniyle, onun bu isteğini yerine getirmeye çalışacağım. Bu söz benide gerçekten etkiledi... Son ikibuçuk aylık hâl-i ahvâliminde yansıması vardı bu sözde! Söyleyelim bakalım, o sözden nasıl bir şiir vücûda gelecek?
_______Mehmet KUTUCU’ya Kalbî muhabbetimle._______
___Ne düşmânda mertlik kaldı,
Ne dostlarda vefâ şimdi.
Sâdıklarım gârip oldu,
Bize düşen, cefâ şimdi!
Biz gerçekten öksüz kaldık,
Vurduk, kestik, köksüz kaldık,
Haklı iken, haksız kaldık;
Benden ayrı, kafa şimdi!
Uyuturlar, uyuyoruz,
Doğru ise, büyüyoruz!
Yalanlarla doyuyoruz;
Soysuz sürer, sefâ şimdi!
Müttâkiydik, evrât zikir,
Bir nazardı, zengin, fâkir,
Darda zorda, nûrdu fikir;
Taşır bizi, küfe şimdi!
Kalbimizle, dilimizi,
Denk etmedik, hâlimizi,
Terk eyledik, yolumuzu;
Lâyık mıyız, af’a şimdi?
Olur hâtâ, etmem gümân!
Amma dönmek gerek hemen.
Yükleniriz, vebâl cemân;
Var mı tartsın, kefe şimdi?
Zor günleri, aşırtmışken,
Yedi düvel, şaşırtmışken,
Zelîl hâle, düşürtmüşken;
Düştüğümüz, tufa şimdi!
Menfeâte, koşuyoruz,
Cazzla, popla, coşuyoruz,
Başa yâdı, taşıyoruz;
Cinsi bozuk, Efe şimdi!
Her gün üç-beş, Koçumuzu,
Vurup yakar, içimizi,
Yoldururlar, saçımızı;
Vücûd döndü, kof’a şimdi!
İşte ahvâl, gerçek bunlar,
Âkîl azdan, çoğu anlar!
OZAN İLO, size ünler;
Hani ya Mustafa şimdi?
20.01.2009/21.31
Evet! Gece 03.00 e kadar süren SERENDER’ deki sohbetimizi müteakip, odalarımıza istirahate çekildik...
Burada yazımızı sonlandırırken, Kastamonu da iki KALE olduğunu, birinin KASTAMONU KALESİ, Taştan demirden yapılmış, diğerinin KASTAMONU VE VATAN SEVDÂLISI, ET’E KEMİĞE BÜRÜNMÜŞ HAMİYETLİ VE HAYSİYETLİ YİĞİDİ Mehmet KUTUCU olduğunu ifâde etmeden geçmeyeceğim.
Bu etkinliği tertip eden, bu etkinlikte karınca kararınca da olsa emeği olan herkese sonsuz minnet duygularımla. İnşaAllah yeni etkinliklerde buluşup, görüşme dileklerimle.. bütün gönül dostlarına, selâm, saygı ve kalbî muhabbetlerimi sunuyorum.
İlhami ERDOĞAN
( OZAN İLO)
Toplantı Teşekkürü
17 Ocak 2009 cumartesi günü Kastamonu ilimizde “İstiklâl Savaşı’nda Kastamonu Kadını” konulu şairler ve halk ozanları eşliğinde şiir dinletisi programı yapıldı.
Kastamonu Üniversitesi rektörü saygıdeğer insan Prof. Dr. Bahri GÖKÇEBAY’ın desteğinde ve Kastamonulu şairlerimizden sayın Ahmet İDRİSOĞLU ve saygıdeğer Hacer ALİOĞLU şairemizin organizasyonunda gerçekleştirilen programa:
Kastamonu valisi sayın; Mustafa KARA,
İl emniyet müdürü sayın, Yusuf ALBAYRAK,
Kastamonu üniversitesi rektör yardımcısı sayın Prof. Dr. Süleyman TABAN,
Kastamonu Belediye Başkan vekili saygıdeğer Mehmet SAYAN,
İl Milli Eğitim Müd. Yardımcısı sayın Ahmet UĞUR,
Kurum amirleri, Kastamonu esnafı ve üniversite öğrencilerinin yoğun katılımı ile eşine az rastlanır güzellikte ve seviyede bir program gerçekleştirildi.
Bu programa katılmak için yurdun çeşitli yerlerinden gelen şair ozan ve yazarlara program öncesinde öğle yemeği ikramında bulunan AVM MİGROS merkezinden sonra Kastamonu Üniversitesi 3 Mart Konferans Salonunda toplandık.
Saygı duruşu ve İstiklal marşının ardından, programın açılışını organizatör şairemiz Hacer ALİOĞLU yaptıktan sonra Şerife Bacı isimli şiirini okudu, organize çıtasını yukarılara taşıyan sayın Ahmet İDRİSOĞLU kısa yaptığı konuşmasında bu ilk toplantıyı Türklerin Ergenekon’dan çıkışına benzeterek devamının geleceğini müjdeleyerek katılımcılara teşekkür etti.
Ev sahipliğini eşi ve personeli ile en üst düzeyde gösteren kıymetli insan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aydın izinden asla sapmayacağının işaretini veren milli ve manevi değerlerimizin tavizsiz savunucusu Kastamonu Üniversitesi Rektörü saygıdeğer hocamız Prof. Dr. Bahri GÖKÇEBAYIR kısa ve anlamlı konuşmasıyla şair ve ozanların gönlünde taht kurdu.
Yapılan bütün konuşmalarda milli mücadelenin ölümsüz kadın kahramanlarından Şerife Bacı ve Halime Çavuş’a Rahime Kaptanların kahramanlıklarından bahsedildi ve rahmetler dilendi.
Sahneye ilk davet edilen şair olarak, 1918 yılı şartlarından daha ağır şartları yaşadığımız, ülkemizin küresel emperyalistler tarafından tamamen sarmalandığını, hainlerin kahraman, kahramanların hain muamelesi gördüğü, vatanseverliğin dışlandığı, ihanetin ise alkışlandığı bir dönemde “tarih bilincimizin açık tutulması gerektiğine inandığımı, özellikle tarih bilgisi noksanlığımıza işaret ederek bir avuç Ermenici aydın züppesini kınadığımı belirttikten sonra “TÜRKLÜĞÜN DESTANI” başlıklı destanımı okudum. Üniversite öğrencilerinin alkış yağmuru karşısında biten umutlarım yeniden yeşermeye başladı.
____Türklüğün Destanı ____
Kulağını ver bana, iyi dinle kandaşım
İnsanlık tanır bizi eştir tarihle yaşım
Ergenekon yolunda börteçine yoldaşım
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Orhun’da yazılıyım; sakayım ben Kurıkan
Kangalas en büyüğüm,ondan geri Baragan
Avarlar ülkesinde benim; o Bayan Kağan
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Ötüken’de Almıla, sevdasında Pars’ım ben
Dedem Korkut sazında; öze ait harsım ben
Can sağ iken düşmana, yurt vermeyen Kars’ım ben
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Avrupa’da Attila, Türkistan’da Batur’um
Kırım’da Gaspıralı, Semerkant’ da Timurum
Kerbelâ’da Hüseyin,Üç oklardan Salurum
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
İhanetin hasmıyım; kızgın çölde Fahrettin
Alp Erenler büyüğü Konya’daki Sadrettin
Hakikatin kapısı Buhara’da Bahattin
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Oğuz’un torunuyum, meşalem Bilge Kağan
Çağrı Bey’im, Tuğrul’um,Malazgirt’te Alp Arslan
Niğbolu’da Yıldırım, Kosova’da Murat Han
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Ayrı düştüm yoldaştan şakağımda kırağı
Elçi’yim Azeri’de, Resulzade çırağı
Turan ülküsü ile yakın ettim ırağı
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Balasagun’da Karluk; Trabzon’da Kuman’ım
Hilali burca diken Ulubatlı Hasan’ım
Bakü’de Nuri paşa, Pilevne’de Osman’ım
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Balat’ta Yahya Kaptan,Ankara’da Veli’yim
Rumeli’de Saltuk’um,Türk’ün yüce haliyim
Vatana kurban için al Kınalı Ali’yim
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Antep’de ben Şahin’im, Maraş’ da ki İmamım
Hünkârın dergâhında; dört kapı kırk makamım
Yirmi dört boyum ile, çok şükür tas tamamın
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Yaparlı’yım, Bayat’ım, Dodurga’yım Kızık’ım
Beğdilli, Bayındır’ım, Yuva’lıyım Kınık’ım
Kayı ile Avşar’a aş oldum ya anıkım
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Alayuntlu,Üreğim, Karkın’ım ben Büğdüz’üm
Çavuldurlu, Döğer’im Eymür’lüyüm gürbüzüm
Çepniyim, Peçenek’im Alkaevli Gündüz’üm
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Zulme karşı mazlumun yıkılmaz kalesiyim
Mertliğin dürüstlüğün vazgeçmez kölesiyim
Kafkasya efendisi yiğitlik beldesiyim
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Türk’ün kara bahtında unutulmaz destanım
Zıpka giyer çoşarım, esarete düşmanım
Mertlğin kitabında namı Topal Osman’ım
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Tüm cihan bilir beni, adaletin mührüyüm
Kıbrıs’ta Cengiz Topel, Edirne de Şükrü’yüm
Ezne’li Yahya Çavuş, Aytepe’li Bahri’yim
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Haksızlığa gürzüm ben, eğilmez kolay başım
Toroslar’da Yörük’üm, Erzurum’da Dadaş’ım
Tufanlardır sırdaşım, rüzgârdır arkadaşım
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Var mıdır hürriyetin benden başka hamisi
Şerife’yim cephede; sırtımda top mermisi
Zaferlerde okunmaz gayrinin esamisi
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Namert eli değmesin Türk’ün şanıdır hilâl
Türkoğlu’nun dileği Mevlâm vermesin zeval
Yoktur cihanda eşin Gazi Mustafa Kemal
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Aşık Temel TURABİ, Mahsuni Şerif’in “Amerika Katil Katil” türküsünü söylerken salonda bulunan herkesin eşlik etmesi bir başka güzellikti.
Şair sanatçı Zeki BEKAR arkadaşımızın programına sözleri bana, bestesi Ozan Fedai KOÇ’a ait olan “ Gidiyorum Ceylan Gözlüm” türküsü ile başlaması beni biraz daha duygulandırdı.
Birbirinden kıymetli eserlerin okunduğu, çalınıp söylendiği toplantı sonunda topluca Üniversite yemek salonuna geçildi.
Yemek salonunda şiir ve türkülere devam edildi. Ben OZAN başlıklı şiirimi okudum.
____Ozan____
Düsturu sevgidir, kinden beridir
Mertlik meydanın nazıdır ozan
Muhabbet bağının gönül eridir.
Sevda yüreklerin hazzıdır ozan...
Bülbül olup öter teller elinde
Kelime haz alır nazlı dilinde
Kendini bulursun gönül telinde
Halkımın aynası,sözüdür ozan...
Hakikat, marifet onun yoldaşı
Vatandır, bayraktır, sevgidir aşı.
Koyar gediğine, geldi mi taşı
Milletin kulağı, gözüdür ozan...
Dedik ya, ozanlar; halkın dimağı
Güzelliği görmek yazmak merağı.
Dosdoğru kullanmak; uyak durağı
Şiirin mayası, tuzudur ozan...
Kaypaklık, döneklik yok kitabında
Nice ibret gizli her bir babında
Kendini bulursun gül hitabında
Neslimin dâvâsı, tezidir ozan
Bazen neşelidir, bazen de yaslı
Onun gönlündedir, Yunus’un faslı.
Bazen Aşık Kerem, bazen ’kanas’lı
Bu milletin oğlu kızıdır ozan...
Elinde kalkandır, curası sazı
Bindirir küfüre, saldırır bazı
Her daim dirliğe, dua niyazı
Ceddimin yarına izidir ozan...
Saygıdeğer rektörümüz katılımcılara teşekkür ettiği konuşmasında:
ABD emperyalizminin 1946 dan bu yana ülkemize yaptığı tahribata işaret ederek, bu oyunlara dikkat çekerek, Atatürkçü düşünce sistemine sahip çıkılması gerektiğini dile getirdi.
Muhterem eşleri ile birlikte misafirleri uğurlayan kıymetli insan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri GÖKÇEBAY ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman TABAN ile eşlerine ne kadar teşekkür etsek konukseverlikleri karşısında bir şey söylemiş olmayız.
Saat 23.00 gibi üniversiteden ayrıldıktan sonra şair ve ozanlar olarak, has adam Mehmet KUTUCU dostumuzun işletmeciliğini yaptığı SERENDER Park otel ve Restauranta geçtik.
Gece saat 03.00 e kadar Kadir TURAN, Aşık Temel TURABİ ve Mustafa ZORLA’ nın türküleriyle bazen hüzünlendik, bazen ağladık, ara sıra da eğlendik.
Böylesi içeriği zengin bir programı organize eden sevgili şairemiz Hacer ALİOĞLU (Yakuti) hanımefendiyi ve Ahmet İDRİSOĞLU beyefendiyi tüm yüreğimle kutluyorum.
Karşılıksız olarak otellerinin kapılarını ardına kadar açan RUGANCI OTEL işletmecisi Ahmet RUGANCI ve oğullarına çalışanlarına, İDRİSOĞLU OTEL işletmeci ve personeline, SERENDER PARK OTEL ve Restaurant işletmecisi Mehmet KUTUCU beyefendiye, AVM MİGROS işletmecilerine,
Katılımıyla bizleri onurlandıran sayın Kastamonu Valisi Mustafa KARA’ya, Rektörümüz sayın Prof. Dr.Bahri GÖKÇEBAY’a, İl Emniyet Müdürü Yusuf ALBAYRAK’a, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet UĞUR’a, kurum amirlerine ve en çok da üniversite öğrencisi gençlerimize binlerce TEŞEKKÜR ediyorum.
Dursun Elmas
www.kastamonuajans.net/v1/haber_detay.asp?haberID=2664
www.kastamonupostasi.com/index.html
tasova.meb.gov.tr/
tasova.meb.gov.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=34&Itemid=1
www.tasovam.com/
www.tasovam.com/egitim/ilce-milli-egitim-mudurumuz-siir-etkinligine-konuk-oldu.html
www.siirkultursanat.com
benim ulaşan bu etkinlikle ilgili adresler bunlar diğerleri geldiğinde tekrar bilgi vereceğim
YORUMLAR
Haberim vardı, bu toplantıdan, hem değerli dost Zehra BARDAKCI, hemde Hacer ALİOĞLU tarafından etkinlikle ilgili bilgilendirilmiştim ama, elimde olmayan sebeblerden gidemedim.
Kastamonunun benim için çok ayrı bir yeri vardır, 1988 yılında, yaklaşık 4,5 yıl Küre Bakır ve Prit işletmelerinde şeflik yaptım, anılarımı tazeleme fırsatım olacaktı, gelemedim, ancak etkinlikte ki isim listesine bakınca, üzüntüm bir kat daha arttı, gidemediğim için.
Kalın sağlıcakla........saygılarımla..