- 510 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Perivanlar bir zamanlar
Bembeyaz yağan kar, yeryüzünün en temiz bir örtüsüdür.
Toprak mutlaka gizleyendir, sırları emendir.
Suya hasret bir toprak, maalesef bir kemirendir.
Öyle bir ayrılır ki, gizemlerinde ki her şey saçılır.
Kar son derece naif bir şekilde yumuşacık sessizce iner.
Boynu büküktür, hizmet için vardır, bir hayâ ölçüsüdür.
Azgın toprağın, hiddetinden kurtulması için bir rahmet ölçüsüdür.
Onu yumuşatır, mülayimliğe kavuşturur. Bir berekettir.
Kar semadan toprak için gönderilen en güzel bir duvaktır.
Perivan iç güzelliğini, neşeyi, yaşam sevincini sembolize eder.
Hanım kızlar, arzın en büyük dengesidirler, bizi biz yapanlardır.
Asiye, Meryem, Fatıma isimleri bulunmaz en güzel değerlerdir.
Yaratılış hilkatini bilerek, ilahi emre tabi olarak yaşamaları asıldır.
Ancak bu halleriyle kardır, perivandır, mülayim bir topraktır.
İnsan olarak yaratılan her bir can, nefsleri ile imtihandadır.
İrade en güzeli yansıtandır. Kur’an ve sünnet ölçüsü değerinde.
Terbiye edilen her bir nefs, aşk için çalışan bir canı yeksandır.
Topraktır, kardır, perivandır, bir tek ölçüsü hak rızası olandır.
Azgın bir nefste, suya hasret bir toprağın yarılmaları halindedir.
Ahengi bulunmayandır, meşkten anlamayandır. Adeta bir şirrettir.
Hiçbir nebatat bitmez, haşarat bile terk eder, rahmet bitmiştir.
Bu bakımdan kızlarımız, beden örtülerini, tenlerin, enlerini,
Hiçbir sarfı nazar etmeden yaşamaları en büyük hicranımızdır.
Onlar naif bir gül iken, gülden anlamayan nice betbah ruhlar
İnandırırlar, kandırırlar, acıma hissi vicdanındır. Onlarda bulunmaz
Her bir katresi kopartılan gül çaresizdir. Ancak katresi gitmiştir.
Eriyen bir kar gibi. Solan perivan gibi, kuruyan toprak gibi
Hiçbir gizemi kalmadığından, cazibe olmaktan çok uzaklardır.
Böyle durumlarda, bu bühtan nefsin sahipleri, arsızlığa sığınırlar.
Kılıf olarak ta sosyal içerikli faaliyetler olduğunu zikrederler.
Hilkatinin gereği, kendi için asıl olan değeri terk edince batar.
Battıkça gizli feryatlarıyla, avuntu kursaklarıyla taraftar bulurlar.
Öyleye şartlar çok acımasız, ne derler kaygısı peşlerini bırakmaz.
Saçıldıkça bir izzetin geleceğini sanırlar. Sanki kırılmış karpuzlar.
Manavlar dahi o karpuzu satmaktan muaf tutarlar, satamazlar.
İnsanın kendi sınırları çerçevesinde, yani özeli dairesinde serbest.
Ancak dışarı, adı üzerinde olan harici sınır, had gerektirendir.
Toplumun sosyal yapısı elbette çok önemlidir. Ancak bu yapıyı
Düzenleyen sebepler, neye göre şekilleniyorlar bilinmelidir.
Milleti millet yapan vazgeçilmez değerleridir. Yalnız toprak değildir.
Bin yıllık tarihinden kopartılan bu milletin efratları açıkta kaldılar.
Çaresizdiler, önlerine dayattıkları, zorunda bıraktıkları seçenekler
Biçare olarak seçmek zorunda bırakılmalarıydı. Uymak zorun dalardı.
İnanç vicdana mahkûm edilen bir durumdu. Kuran anlaşılmamalıydı.
Peygamber çöl bedevisi diye anlıyordu. Sütçü imam sanki hadsizdi.
Kızları sakın okutmayın, yavuklularına mektup yazar diyen zihniyet
Strateji değiştirmişti, kızları okutun fakat saçlarını mutlaka açın dendi.
Tabi okuyacak olan kızın saçımıydı, yoksa kafasının çalışması mıydı?
Defileler en güzel teşhir aracıydı. Kimlerin üzerinden kazanıyorlardı.
Bembeyaz bir kar olarak kalsalardı, perivan gibi güzel koksalardı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.