- 1065 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
İÇİMDEKİLERİ GETİRMEK İÇİN HOŞGELDİN...
Ne güzeldir yeni bir yılın geldiğini bilmek. Yeni hayaller kurmak, yeni yılla birlikte yeni hayatlara, yeni sevdalara yelken açmak. Hayatın acımasızlığına karşı tutulan dileklerin, edilen duaların gerçekleşmesini beklemek. Hep iyi ve güzel şeyleri düşünmek, kısa bir süre de olsa bütün olumsuzluklara kendimizi kapatıp olumlu düşüncelerle istediğimiz güzellikleri kendimize ve hayatımıza çağırmak.
Evet kısa bir süre bu çağrıyı yaparız. Yeni yılın ilk gününü görene kadardır sanki hayal kurmak ve olumlu düşünüp isteklerde bulunmak. Ondan sonra umut sona erer ve yine hayatın ne kadar anlamsız, verimsiz, yorucu ve sıkıcı olduğunu düşünmeye başlarız. Ve böyle olumsuz düşündüğümüz içindir ki hayat da bize olumsuzluktan başka hiçbir şey sunamaz. Evet bu böyledir ne yazık ki. Hayata ne verirsek hayat da bize onu verir. Anlamsız, verimsiz, yorucu ve sıkıcı olan hayat değildir aslında. Böyle düşüne düşüne zihnimizde kök salmasına izin verdiğimiz ve bir türlü söküp atamadığımız ayrık otu misali bizi sarıp sarmalayan basmakalıp düşüncelerimizdir.
Bana çıkmaz ki, o beni beğenmez ki, ben kimim ki böyle bir arabam olsun, nerde bende o şans, iyi bir işi veya parayı kim kaybetmiş ki biz bulalım...Uzar gider bu zihnimizde ki ve dilimizde ki olumsuzluk listesi. Ve uzar gider yaşadığımız olumsuzlukların listesi.
Oysa ki olumlu düşünmemizi ve şükretmemizi gerektiren o kadar çok şeye sahibizdir ki görmez oluruz olumsuzluklara odaklandığımız için.
Yaşamak bir armağandır bize tanrı tarafından bağışlanmış. Ama yaşamın güzelliklerini görmezden geliriz, yaratılış hakkımız olan bolluğu ve bereketi hayatımıza çekmeyi beceremeyiz ve tanrım beni neden yarattın ki deriz. Ne acıdır ki pek çoğumuz tanrının bizi ne kadar özel yarattığının farkına varmadan yaşar gideriz.
Yaşadıklarımız, iyi veya kötü yaşayacaklarımız bizim hayat okulunda öğreneceğimiz derslerimizdir. Ama biz almamız gereken dersleri alacağımıza mızmızlanır, hayatı kendimize zehir eder ve yaşadıklarımızın sorumluluğunu yükleyecek insan ararız. Yaşadığımız iyi veya kötü hangisiyse ihtiyacımız olan bilgiyi alabilmemiz için yaşamışızdır. Ve dersimizi aldıkça yaşadığımız ve yaşayacağımız iyi şeyler çoğalacaktır ama almamak için direniriz. Tanrım neden ben deriz.
Hayatımızda doğduğumuz andan itibaren var olan iyi veya kötü tüm insanlardan mutlaka bir şeyler öğrenmişizdir ve onlara şükretmemiz gerekirken, suçlarız, nefret ederiz ve ölene kadar onları kafamızın içinde taşırız gereksizce.
O kadar şanslıyızdır ki aslında, tanrı bize hep yeniden deneme ve hatalarımızı düzeltme şansını tekrar tekrar verir. Bize verilen bu defalarca şansı kullanıp, bunun için şükredeceğimize çoğu şeyi bir kere dener ve bırakırız. Kolayca hedeflerimizden ve ideallerimizden vazgeçer bende şans olsaydı ilk seferinde başarılı olurdum deriz. Oysa ihtiyacımız olan olumlu yaklaşımdır.
Edison elektriği ararken yaptığı yüzlerce deneyin her biri bittiğinde ’Bugün elektrik üretemeyen yeni bir yol keşfettik’ dermiş. Yılmadan tekrar tekrar denermiş.
Düşünce yönüyle ele aldığımızda insanlar olumlu düşünenler ve olumsuz düşünenler olarak iki gruba ayrılırlar.
Olumsuz düşünenlerin çoğunluğu oluşturduğundan bahsetmeye bile gerek yok. Dünyanın gittikçe yaşanılmaz acılı ve sancılı bir yer haline gelmesi bunu açıkça ortaya koyuyor zaten. Olumsuz düşünenler hayatlarında bir türlü istikrarı yakalayamazlar. Küçük bir eleştiriyle karşılaştıklarında kendilerine güvenlerini kaybeder ve darmadağın oluverirler. Zorluklarla başedebilme güçleri sınırlıdır. Başarısızlığa daha eğilimlidirler.
Olumlu düşünmek bir yaşam biçimidir. Hep gıptayla baktığımız başarılı ve mutlu insanlar olumlu düşünen azınlık grubunda yer alıyor. Tarihte insanlığın kaderini değiştirecek büyük işler yapanlar olumlu düşünmeyi yaşam biçimi haline getirebilmiş insanlardır.
Her iki düşünce şeklide zamanla otomatikleşir ve hayatımızı şekillendirmeye başlar. Seçim bizimdir.
Dilerim yeni yıl olumlu düşünmeyi yaşam biçimi haline getirenlerin çoğaldığı, olumsuzlukların hem bireysel hem de toplumsal olarak azaldığı bir yıl olur. Ve olumlu düşüncelerimiz sayesinde kayıplarımız kazanca, mutsuzluklarımız mutluluğa, acılarımız sevince, gözyaşlarımız gülümsemeye, nefret sevgiye, savaş barışa dönüşür.
...
YORUMLAR
ne kadar güzel yazmissiniz....
pozitif düsünmeye karsi fikirlerinize hayran oldum. cok da ihtiyaciim vardi sanki böyle bir yazi okumaya....
yine okuyacagim....
sükretmek.......... iste... siz inaniyorum hep sükrederek kendinizi mutlu ediyorsunuz...
böyle yasama dair yazilarinizi bekliyorum bilgeperi dost....
keske daha fazla insana ulassa bu yazdiklariniz....
selamlar.....
sevgilerime.....
Yaşamak bir armağandır bize tanrı tarafından bağışlanmış. Ama yaşamın güzelliklerini görmezden geliriz, yaratılış hakkımız olan bolluğu ve bereketi hayatımıza çekmeyi beceremeyiz ve tanrım beni neden yarattın ki deriz. Ne acıdır ki pek çoğumuz tanrının bizi ne kadar özel yarattığının farkına varmadan yaşar gideriz.
***********************************************************
çok güzeldi hocam..
her satırı her manası..
ama en çok bu parağrafınız gerçekten biz ne kadar harika olduğumuzu bilmiyoruz..
içinde bulunduğum hastane şartlarında günde en az bir mucizevi vakaa yaşıyorum..
ne mutlu bize ki harika yaratılmışız...
tekrar kutlarım sizi..
dert görmeyin..