- 3574 Okunma
- 6 Yorum
- 1 Beğeni
GÜLÜMSE!
O sabah kalktım ve ne giysem diye şöyle bir ruh halimi yokladım. Ruhumdan beyaz giy diye bir ses yükseldiğini hissettim ve hiç düşünmeden giydim.
Giyindikten sonra kendime şöyle bir baktım, kendimi öyle iyi hissettim ki ruhumu teşekkürlere boğdum. Gideceğim yer boşanma davamın görüleceği bir adliye binası idi.
Duruşmamın yapılacağı kata çıktım. Ortalık ana baba günü gibiydi. Kalabalık, gürültülü ve hınca hınç dolu. Mahkemeye gelmiş olduklarından dolayı olsa gerek herkesin suratı mahkeme duvarı gibi asıktı. Ben ise tam tersine kendimi oldukça hatta olmam gerekenden bile iyi hissediyordum.
Ruhum içerden -olması gereken bu lütfen rahat ol ve gülümse- diyerek beni gülümsetip aydınlatıyordu sanki.
Boş bulduğum bir banka oturdum ve sıramızın gelmesini beklemeye başladım. Boşanma davamın olduğunu bilen ve beni orda gören bir tanıdığım yanıma gelip aynen şu sözleri etti. ’’Ya herkes evlenirken beyaz giyer ve gülümser sen boşanırken beyaz giymiş ve gülümseyebiliyorsun. Bir kalabalığa bir sana baktım ve hayretler içinde kaldım sana. Bu huzurlu ve gülümseyen halin beni bile rahatlattı,’’ dedi.
Olanın olması gereken olduğunu, her ikimiz için de en iyisinin bu olduğunu anlattım ve gülümsedim bir kez daha.
O gün yaşadığım olay, yıllar önce ajandama yazdığım Cenap Şahabettin ’ in güzel bir sözünü anımsattı bana.
’’Şen adam güneşe benzer girdiği yeri aydınlatır.’’
Yıllarca yazdıklarımı - ajandam parçalanıncaya kadar - tekrar tekrar okumuştum. O gün duyduğum sözler, girdiği yeri aydınlatan bir güneşe dönüşmüş olduğum hissine kapılmama neden oldu.
Daha büyük bir güç ve inançla girdim salona. Geçici de olsa olumlu bir kararla çıktım salondan.
Bu özlü sözü yazdığım günlerde egom benim gülmemem için elinden geleni yapardı. Ruhum gülmek istiyor olacak ki böyle sözleri bir yerlerde yakalayıp benim önüme koyardı.
Ruhum her şeye rağmen gülmek ister, egom ise gülmemem için binlerce neden üretirdi. İçimden gelse de gülemezdim. Bir annenin çocuğunu korkuyla susturması gibi egom ruhumu sustururdu.
Gülmeden, gülemeden ömrümün büyük bir kısmı geçti gitti. Ama yine de zararın neresinden döndüysem kardır. Her şeye rağmen gülebilmeyi öğrendiğim ve her yeni günü, acı-tatlı bana ne getiriyorsa gülümseyerek karşılamayı başarabildiğim için şükrediyorum artık.
Hiç bir şey bulamadığımda, gülümseyemeden geçirdiğim, kaçırdığım zamanlar için kocaman bir gülümseme konduruyorum yüzüme. Ve artık biliyorum ki;
İçten bir gülümseme, mutlu ve huzurlu bir yaşamın anahtarıdır.
İçten bir gülümseme, iç dünyamızın güzelliğinin vitrine konmasıdır.
İçten bir gülümseme, sevgi dolu bir yüreğin gözlerden yansımasıdır.
İçten bir gülümseme, yaşama sevinciyle doluyum demektir.
İçten bir gülümseme, kendimi ve sizleri seviyorum demektir.
İçten bir gülümseme, ben mutluyum ve sizinde mutlu olmanızı istiyorum demektir.
İçten bir gülümseme, sağlıklı bir ruha ve bedene sahibim demektir.
İçten bir gülümseme, verilebilecek en ucuz fakat en değerli armağandır.
İçten bir gülümseme, ona hasret kalanların ilacıdır.
İçten bir gülümseme, gönüller arasına sevgiden inşa edilmiş köprüdür.
İçten bir gülümseme, insanın ruhunda açan çiçeklerin evrene sunulmasıdır.
İçten bir gülümseme, içimde karanlığa yer yok demektir.
İçten bir gülümseme, anı yaşayarak aydınlanmaktır.
İçten bir gülümseme, paranın satın alamayacağı kadar büyük bir güce sahip olmaktır.
İçten bir gülümseme, hem kendimize hem evrene yapılan en büyük hizmettir.
Dahası ve en önemlisi, Kanadalı Doktor Hawkins ’ in yapmış olduğu bir araştırmanın sonucuna göre, pozitif, her şeyi olduğu gibi kabullenen mutlu ve gülümseyen bir insanın yaydığı yüksek enerji, 90.000 negatif insanın yaydığı düşük enerjiyi dengeleyebilmektedir.
İşte size bir gülümsemeyle 90.000 kişiye iyilik yapma fırsatı. İşte size bir gülümsemeyle evrene hizmet etme fırsatı. Daha ne duruyorsunuz ki.
Şöyle içten bir gülümseyin. Hem kendi ışığınızı hem de evrenin ışığını yükseltin...
...
YORUMLAR
sevgili Bilge...
-bu ne güzel bir yazi böyle, büyük bir hayranlikla okudum, tesekkür ediyorum paylasim icin...
*
pozitif, her şeyi olduğu gibi kabullenen mutlu ve gülümseyen bir insanın yaydığı yüksek enerji, 90.000 negatif insanın yaydığı düşük enerjiyi dengeleyebilmektedir.
İşte size bir gülümsemeyle 90.000 kişiye iyilik yapma fırsatı. İşte size bir gülümsemeyle evrene hizmet etme fırsatı. Daha ne duruyorsunuz ki.
___________
-bu yazina göre ben o kisilerdenim ve mutluyum... arastirma cok dogru, ben bilakis kendimde yasadim bu gecis süresini...
-titiz bir basak burcu olarakdan her seyi disiplin, düzen ve dogruluk icinde isterdim... hem kendime hemde ailemede cok cektirdim ama artik (birazda astroljinin vesilesiyle ve ahmed hulusi hocamin yazilariyla) olaylari ve kisileri olduklari gibi kabul etmeyi ögrenmek nasip oldu sükür ve inanin bana simdi daha cok gülüyorun ve daha cok mutluyum...böylede olunca pozitif enerjiyle doluyorum...
*
-sevgili Ramazanin yazdigi gibi millet olarak nedense gülmeyi unuttuk, yada unutturulduk...
-bilakis bu durumda pozitif enerjisi olanlar, gülmeyi bilen mutlu yüzler bu görevi üstlenmeli diyorum...
-bu yazida oldugu gibi, gülümümsemenin, mutlulugun adi gecen bir yazida bile ne kadar pozitif bir enerji var kimbilir...
-iyide kötüde bulasidir unutmayalim diliyorum...
*
_______vaktim oldukca seni takipdeyim bilge, keyifle okudum yazini-siirini... senide benim yazilarima beklerim nasipse...
sevgilerimle...
Gülümsemek denildi galiba.
.
Dalga mı geçiyorsunuz siz hanımefendi. Ciddi olacaksın aslolan olur, çok ciddiyet.
Bir pozitif kişi gülümseme, enerjisinin, doksanbin kişinin beş para etmez düşük enerjisini dengelemesi pek mi önemli.
Hatta o ciddiyet biraz da asık suratlılığa dönüşencek. Seçkin ve seviyeli olmak yerine kasılacaksınız. Öyle herkese selam melam vermeyeceksiniz, saygınlık irtifası olur, klasınız sarsılır. Makamınız varsa kapıyı vurmadan giren için dışarı çık, kapıyı vur yeneden gir diyeceksiniz. Sürekli mütebessim haller, tebessümler, gülümsemeler..... cıvıklıkdır, laubaliliktir, hele hele erkek adam hiç gülmez.
Erkek adam bıyıklarını büyütür, boyar ciddi mimiklerden rol keser. Hatta biraz da kıro olur, kadınlar bayılır zaten kıro erkekleri. Kadın dediğinde kendine bir bay gülümseyerek efendice selam verse bile çantasını o kafaya hemen giydirmeli.
Bakınız kaldırımlardan geçenler nasıl da ciddi insanlar, gülümsemeden kurulmuş saat gibi gerilmiş şekilde yürüyüp gidiyorlar. Vatan millet kavramları gibi ciddi ciddi.
Yukarıda sıralanan içten gülümsemenin yararları bizi bozar.
Görmüyor musunuz devlet adamları nasıl ciddi konuşuyor kürsüden. Asık suratla.
Bize bu yakışır.
Gülümsemek ha. Güldürmeyin.
**********************************
Bunları söylerken gülümsedim tabi ki:)
bu yazinizi okuyunca öyle daldim gittim .. ne kadar güzel yansitiyorsunuz duygularinizi ..
daglarimda akan sular kadar berrak ..
bir de benim bir siirim vardi .. Gece ve Ben
belki okursunuz .. bir bölümünü finalin koymak geldi icimden ...
Yalnızdım ama hiç umursamadım
Şimdi gitmeliyim ... / v a k i t !
Sen yoksun !
Karanlık vedalarda
Yeni doğan gün ; merhaba ... merhaba ....
.....
denizler kadar engin ... daglar kadar yüce ...
uzaklardan selam olsun ...
sevgimle ..........
Hayata olumlu bakmak ve gülümseyebilmek elbette önemlidir ama çok uzun bir süredir bu olumluluğu ve gülümseme yetisini tevekkülle karıştırmadık mı? Başımıza ne gelirse metanetle kabul edip susmadık mı? Direnmek yerine mahsun bir gülümsemeyle oturup kalmadık mı? Yoksa ben mi yanılıyorum?
Yazı güzel bir yazı olsa da anlatmaya çalıştığı sanki bana çok uzak ama toplumun ta kendisi...
Sevgilerimle...