- 967 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sen Damat Ol! Ben Gelin
Yıl 1972- Köyden kente geleli henüz 1 yıl olmuştu. 3 yaşındaydım. Annem, bana ince satenden, beyaz bir elbise dikmişti. Kısa karpuz kollu ve beli lastikli. Öyle güzeldi ki kendimi, o elbisenin içinde tıpkı bir gelin gibi hissediyordum. Saçlarım sarı ve uzundu. Belime kadardı. Annem saçlarımı hep tane saç örerdi. Saçlarımı açtığında ise dalga, dalga olurdu ve çok güzel olurdum. Hele bir de beyaz saten elbisemi giydiğimde kendimi prenses gibi hissederdim. Hatırlıyorum.
Yaşlı bir çift vardı komşumuz oluyorlardı. (Mehmet amca ve eşi Fatma teyze) . Mehmet amcanın bir camekânı vardı, çekirdek ve badem içi satıyordu. Her gün onları ziyarete gider nasıl külah yaptıklarını seyrederdim. Beni çok seviyorlardı ve ne zaman radyoda oyun havası çıksa, bir külah badem karşılığında beni oynatırlardı. Yine böyle alelade bir gündü ve ben çok süslüydüm. Beyaz elbisemi giymiş saçlarımı salmıştım. Tam havamdaydım yani ve Mehmet amcalara elbisemi göstermeye gitmiştim. İçeri girdiğimde küçük bir misafirleri daha vardı yakışıklı bir gençti. Benden sadece birkaç yaş büyüktü ve ben onu çok beğenmiştim. Adını sorduğumda İsmail olduğunu öğrendim. Ona yaklaşmanın bir yolunu arıyordum fakat nafileydi, Çok utangaç bir delikanlıydı. Tam o arada radyoda güzel bir oyun havası çıktı.
İşte tam fırsatı değip bademlerle ödüllendirilmeyi beklemeden hemen İsmail’in yanına gittim.
-İsmail; hadi kalk! Sen damat ol ben de gelin, oynayalım.
Tüm ısrarlarıma rağmen İsmail’i bir türlü oynamaya ikna edememiştim. Tamda kendime uygun bir damat bulduğumu düşünüyorken bu benim için bir hayal kırıklığı olmuştu.
Çünkü ben çok güzel bir gelindim ve gelinler damatsız olmazdı üstelikte düğün yapmak gerekirdi. Ve oynamalıydık.
İsmail çıktığı divanın üzerinde iki kat olmuş benden kaçacak yer arıyordu ve duvarda asılı duran duvar halısının içine saklanacaktı neredeyse. Daha sonra bir yolunu buldu ve evden kaçtı gitti. Ben artık damatsız bir gelindim ve İsmail bundan sonrada ne zaman beni görse utanarak kaçıyordu bunu bir türlü anlayamıyordum. Bunda utanacak ne vardı ki. Sadece oyun oynayacaktık.
Bu olay yıllarca anlatıldı. İsmail benden yıllarca kaçtı ta ki bir gün ben kuaförde denk gelene kadar. O zaman İsmail delikanlı olmuş bir kuaför salonunda çalışıyordu bende genç bir kız olmuştum. Ama birbirimizi hiç unutmamıştık çünkü bunu bize hep hatırlattılar.
Ve artık Mehmet amca ve Fatma teyze hayatta değildi. İşte bu olaydan sonra İsmail benden kaçmayı bıraktı. Ama bu seferde ben onu gördüğüm yerde utanarak kaçmaya başlamıştım. Çünkü hala ondan çok hoşlanıyordum ve çok utanıyordum.
24.12.2008 16:36:00
Emine Genç