- 610 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BALIK İSTİFİ HAYATLAR
Bazı anlar olur insanın hayatında ,öyle sokakta tek başına yürürken Ya da yaşanan olaylar karşısında kendi kendinle konuşur bulur insan kendini ,kafasının içinde bir sürü soru ,bir sürü düşünce, cümleler asılı durur. hepsi bir anda sanki bir birine geçi verir.kendi iç dünyanla konuşmaya başladığın anlar olur ya hani , ya da etrafına şöyle bi bakını verirsn bir çok düşünce belirir yine o asılı duranlardan hani. O an kafandaki cümleleri kaydedicek bi cihaz olsa kesin bir kitap çıkardı dersin kendi kendine ,hemde ne satardı diye iç geçirirsin şöylece.
Bana çoğu zaman olur.Mesela ,bazen o kadar ilginç şeyler gelir ya insanın aklına metrodaysam aklıma iki şey gelir genelde. Birincisi metro hızlıca geçerken önümden hep hayatında insanın önünden bu şekilde hıp hızlı geçtİği .ikincisi de;metroya bakarken bir sürü insan çıkarya ,tek metro değil otobüslerde öyledir balık istifi sıkış tepiş insanlar. O an aklıma bir sardalya kutusu beliri veriyor ,sardalye konservesi gibi insalarda sıkıştırılmış içine ve kapıları kapatılıyor hatta kapatılamıyor ya, ama neyse ya da binalara baktığımda ,çok katlı binalar da balık istifi hayatlar yaşıyoruz her katta ayrı bir hayat ayrı yaşamlar sürüyor.herkesin farklı hayalleri var ,farklı umutlar hayattan farklı beklentileri anne; akşam ne pişirsem diye düşünüyor belki ,babaysa bu ayı nasıl kapatırım belki de baba; karısını aldatıyodur o an aklından diğer kadın geçiyor çocuklar ayrı bir telaş içinde okula gidiyorlar böyle bir sürü hayat var .Binalarda hepsi üst üste balık istifi gibi ama hiç kimsenin birbirinden haberi yok hiç kimse bu sıkışıklığın içinde kim ne yaşıyoR haberdar değil belki arada yükselen kavga seslerinin duvarların inceliği nedeniyle geçmesinden çat pat haberdar oluyorlar ama yine umursayan yok birbirini ,herkes kendi koşuşturması içinde,önemli olan kişilerin kendi sorunları git gide daha fazla yozlaşma içinde buluyoruz kendimizi,bunu ne kadar fark ediyoruz oda tartışılırya .
Bir otobüse biniyorum,içi boş ilk durakta bindiğim içinde kalabalık değil rahat rahat oturu veriyorum istediğim yere ister cam kenarı ,ister ortalarda, ya da kapıya yakın biryer seçim benim.yavaş yavaş dolmaya başlıyor . İyice sıkıştı otobüs muavin durmadan arkalara ilerleyim deyip duruyor. Sanki çok yer varmışçasına hiç kimsenin göremediği yeri o nasıl görüyor oda ayrı ordan bir ses daha
“Boş yer var arkalar da, hadi ablacım boşlukları dolduralım”
Ayakta olanlarda içlerinden sövüp duruyorlar tabi muavine. Artık ağzına ne gelirse orta kapıdan bir yaşlı bindi bende aklımla vicdanım arasında kalıyorum (yer versem mi ?vermesem mi ?lşimdi uyuma numarası mı yapsam ya da ,ya da bende verdim para abi onun gibi aaa! ne vercem yer diyorum) vicdanımı rahatlatmak için.sonra kendi kendime hadi cici bir kız ol ve yer ver amcaya diyorum.kalkıyorum. Amca oturdu. teşekkür etti .bir durak sonrada indi yerine bi genç oturdu .
Başlıyrum bu sefer kendime saymaya .Ayaktayken gözüm camdan dışarı takılıyor ,bakıyorum hızlı bi hayat geçiyor, günler geçiyor .Herkes bir koşusturma içinde yanımızdan geçen otobüsün içine bakıyorum. Hiç yüz yok herkesin bir yerleri yaslanmış sırf arkalar gözüküyor. Kendi kendime gülüyorun içimden ama belki dışarıdan biraz tebessüm olmuştur . Halbuki ben nasıl görünüyorum o otobüsün içinden, onu düşünmeden gülüyorum .Bir bakıyorum arkadan bir itiş kakış kopu veriyor hani otobüs kalabalık ya ,işküzarın biri kalabalıktan istifade bir kadına yaslanmış ,taciz ediyor. Herkes bir an arkaya dönüp bakıyor .Ne oluyor gibisinden. Kadın feryat figan içerisinde ,adam da kendini aklamaya çalışıyor
“bacım sen beni yanlış anladın “
(Şimdi bacın oldu dimi pis herif az önce ellerken bacın değildi hiç .bacına yapsalar aynı hareketi hoşuna gidermiydi içimden okadar çok şey geçiyor ki o an durduramıyorm kafamdan geçenleri.)
Kolayını bulsa kadın bana asıldı diyecek nerdeyse. Şöför hiç olanları duymazcasına sürüyor arabayı kafası acaba hangi dünyada ne düşünceler geçiyor kafasından o ada ayrı ama hiç oralı değil. Arkalardan biri (durucak) düğmeye basıyor.Arabadan inen kişi insanı daha fazla hayrete düşürüyor o tacizci adam değil de tacizden kurtulmaya çalışan zavallı kadın bir an da dışarı kendini atıveriyor.fışıldaşmalardan anlaşılıyor ki otobüsteki diğer kadınlar o bayanı suçlu buluyorlar birden yine bir düşünce beliriveriyor aklımda “eğer kadın kadına bunu yaparsa”gerisini siz getirin artık tacizci adam da az önce hiç bişey yaşanmamış gibi yolculuğuna devam ediyor sanki az önce hiç bişey yaşanmamış gibi yinebir sessizlik bürüyor ortamı taki otobüsten kendim inene kadar .
okulda hukuk dersinde bir gün kadına şiddet ve taciz konuşuluyordu.Ne güzel de konuşuyordu sınıftaki kızlar bayanlara yapılan haksızlığı “
eğer aynı şey bana yapılsaydı , maffederdim hocam diyor.”
içlerinden biri.bir diğer arkadaş ta benzer bir tacizin başına geldiğini türbanındaki iğneyi adama batırdığını adamın kalktığını söylüyor.düşünüyorum o an niye hep kendimizi korumak zorunda kalıyoruz niye rahat rahat dolaşamıyoruz .sıra kadın erkek eşitliğine geliyor.toplumun kadına ve erkeğe dayatmalarına ,o an şöyle bir sınıfa baktım iki Ya da üç erkek vardı sınıfta biraz kadın çoğunlukta bir sınıfız .bir hocamız var adı Betül . Ben onu çok seviyorum özelliklede düşüncelerini bana göre çok iyi bir hukukçu. Zaten bütün okul onu seviyor.toplumun kadına yüklediği sorumluluklardan bahsediyoruz bir süre
.Reyhan:
“hocam,mesela erkekler gece geç vakitte istediği zamn dışarı çıkabiliyor ama biz öyle değiliz bayan olunca daha farklı oluyor ailemiz izin vermiyor. Bu bize güvenmediklerinden değil ama çevreye güvenmediklerinden diyor.Zaten verselerde ben çıkmam zaten çünkü başıma n egeliceği belli olmaz o saatte diyor.”
(haklısın Reyhan kadınız diye hep kendimzi korumak zorundayız,hep bişeyelrden çekinmek zorundayız ,hep diken üstünd eyaşamak zorundayız ne kadar okursak okuyalım bu değişmiyor ne kadar gelştirirsek geliştirelim kendimizi) O kadar çok şey söylemek istiyorum ki yine içimde kalıyor hepsi sonra bunları düşündüğümzü için feminist oluyoruz.Betül hoca bir örnek veriyor kenidnce bir yöntem geliştirmiş tacizden korunmak için .
“Arkadaşlar;
mesela ben, otobüse binerken çantamı sağ,sola çarprak biniyorum. millette hasta filan sanıyor, bana yer veriyor.”
gülüyoruz hep birlikte aslında ağlanıcak halimiz egülüyoruz herkes teker teker tacziden korunmak için geliştirdiği yöntemleri anlatıyor .Kadın olmak işte bu kadar zor bu ülkede istedğin saatte çıkamzsın çünkü sen kadınsın,sen evde otur yemek yap ,temzilik yap,çocuk doğur ,o çocuğu isteyip istemediğin bile sorulmaz ,çocuğa bak ,kocana sadık ol,resmen bir bekçi köpeği gibi evi bekle çalışıyosan belki biarz şanslısındır ama yine bu cenderden fazla kaçamazsın yine kıstırıveirir seni.
Saat gece yarısını çoktan geçmiş zar zor oyumaya çalışıyorum.apartman binalırında herksin bildiği gibi geçe biraz yüksek sesle konuşsan,yada haylaz akraba çocukları gelride sağa sola doğru tepinirler onlara özle bir konuşma üslubuyla yarı anlaşılır türkçeyle konuşurlar bu çocuklara özel bir dildir ya hani hemn anlarsın ozamn keisn üst kat komşumuza yine çocuk geldi tepiniyorla işte hele bir de yan dairede kavga ediliyorsa siz düşünün artık nasıl duyulduğu sanki bizim odanın içinde ediyorlar sesler okadar belirgin ki öyle meraklı komşular gibi kulağını duvara dayamaya bile gerek yok .tartışmanın nedeni beni çok etkiledi bir bayan olarak hele evlenmemiş bir genç kız olarak. adam karısını aldatıyor ama daha evde yok şimdi siz kadın kiminle kavga ediyor o zman diyceksiniz.telefonda biriyle ben mi nasıl duyuyorum konuşmları telefondakinle çünkü kadın avizeden konuşmuyor.hoporle raçık ve tekrar arama tuşuna sürekli basıyor karşı taraf tel efonu açıyor ve sürekli ağza alınmıycak laflar sarfediyor ve
--kocamı eve gönder diyor
--o senin giblerle gönül eğlendirir
telefon kapanıyorkadın hırsını alamıyor tekrar arıyor açmıyorlar sürekli arayor tel açılıyor yine aynı sözleri sarf ediyor aradan on,onbeşdakka geçti geçmedi adam geliyor eve kadın ayine ağza alınmıycak laflar aynı şekilde kadında ona duvarlara vuruyor adam belliki dostunu rahatsız etmis adamı çok sinirlendir miş birde bu çiftin çocukları var o an için çocukları umurlarında bile değil bir bağırış kopuyor yine tam ayırt edemesemde galiba küçük kızlarının sesi .Korkudan ağlamaya başlıyor ama çift umursamıyorlar .Adam kadının ne fahişeliğini bırakıyor ne dinini ne ktabını ağzına ne gelirse laflarının nereye gittiğini düşünmeden hoyratça savuruyor cümlelerini. Duvarlara yine yumruklar yumruklar. Bildiğime göre kadın bu adamla kaçarak evlenmiş ,sevmiş ailesi de yokmuş galiba tam bilmesem de yada kadını istemiyorlar artık.anlıycağınız kadın adama mecbur bağımlı ev hanımı ve o sırada ikinci çocuğuna da hamileydi ama adamın umrunda bile değil bu.karısı karnında onun çocuğunu mu taşıyo taşımıyomu adam umursamıyor sürekli kadının sesini kendi sesi ile bastırmaya çalışıyor o an içimde küçük bir cız oluyor bi an kendi kendime düşünürken buluyorum ya ben bu durumda olsaydım ne yapardım. Diyorum ki sonra
( evet ben okumalıyım ve Hiçbir erkeğe muhtaç olmamalıyım,hiç bir erkek beni böyle ezememeli bana bu şekil hakaret edememli beni böyle hor görememli bu denli muhtaç ve çaresiz olmamalıyım) o gece kafamda bir sürü düşünce oluşuyor sanki düşünceelr tavanda asılı ben onlara onlar bana bakıyorlar kaç saat bu sekilde düşündüm bilmiyorum içim okadar ezildi,ruhum okadar acıdı ki bir kadın olarak hele odurumdaki kadını düşünemiyorum bir allahın kulu da polisi aramıyor,acaba kimse mi duymuyor hayır duyuyorlar ama kimse karışmıyor .
anneme seslendiğimi hatırlıyorum
Anene, anne
yarı uykulu bir şekilde anneme anlatıyorum .söylediklerimin kaçını anladı bilmiyorum ama ,
anne;
hadi polisi arıyalım dedim.
Anemde ;biraz bekle kavga biraz daha devam ederse ararız diyor.
Hem karı koca arasına girilmez diyor.
(Karı koca arasına girilmez ha adam karının ne faişeliğini ne bilmem neliğini bıraksın hem suçlu olduğu halde kendini haklı duruma getirmeye çalısınsın ,o masum çocukların pisikolojileri bozulsun ve mutsuz birer yetişkin olsunlar ve mutsuz anne olsunlar ,sonra karı koca arasına girilmez desinler,bu ne biçim evlilik hem evlilik olmaktan çıkmış.)bir şeyler insana hayatında mecburiyet haline gelmişse orda ilişkiden söz edilemez gerek evlilik gerek arkadaşlık olsun ne derseniz deyin adına nasıl bir düzendir ki sadece mecburiyetten o pis herife muhtaç olmak ettiği onca küfüre rağmen nasıll o kadının yüzüne bakabiliyor ,nasıl onla aynı yatağa girebilir nasıl utanmadan o kadınla sevişebiliyor. O kadının çektği acıyı bi an ben yaşadım sanki başka kadına dokunan ellerin sana dokunması ne iğrenç bir duygu olmalı bir zamnlar sevdiğin adamı tanıyamaman ona kaçıcak kadar güvenirken şimdi zerre kadar güveninin kalmaması saygı kalmamış ki güvene ne kaldı içim de bir cız daha oldu. Kadın olmak niye bu kada zor oysaki o adam biraz empati yapsa kendini kadının yerine koysa gerçi o empatinin ^E^ sinden bile haberi yoktur. Onu üstün yapan neydi ki o kopasıcası şeyimiydi . yine kadının adı yoktu. işte siz deyin o kadın ayşe ben diyim fatma o kadar çok ki ayşeler fatmalar bildiğim tek şey ise ben o ayşe ,fatmalardan olmamlıydım benimde bir birey olduğumu ,duygularım,hisselrim arzularım kısacası insan olduğumu anlatmalıydım karşımdakine bunları düşünürken bi baktım sabah olmuş içim geçmiç . Öğlene doğru çıktım evden ve kadını gördüm diğer komşu kadınlarla konuşuyordu kapısının önünde sanki dün gece hiç bişey yaşanmamış gündelik konuşmalardan birini yapıyorlardı bütün olanları san ki o yaşamamış ona bakarken dün gece olanları tek tek düşündüm ama o sanıyorki yaşadıkları sadece o dört duvar arasında kalıyor hayır kalmıyor ama herkes üç maymunu oynuyor sonra tekrar düşünmeye başladım yolda yürürken kabullenmiş ti o ama böyle olmamlıydı aklıma geçen sene kocasından ayrılan Fatma abla geldi benle yaşıt bi oğlu vardı adı Murat onun kocası her akşam balkonda vsiki içerdi adamın kaç katlı evi vardı tabiki babasından kalma bir sürü iş kurdu ama hepsini batırdı sonra taksicilik yapmaya başladı o arad abir kadınla tanışmış galiba kadına ev faln tutmuş pakize abla bunları öğrendi sonrdan bahsetmek istedğim şu ama kocasını hemn boşamadı onunda çocukları vardı önce halk eğitimin kuaförlük kursuna gitti sertifikasını aldı ve dükkan açtı başlarda çok iş yapamadı ama sonra başka yerde açtı kendini tuttu denir ya hani en sonunda mesleğini eline alıncada kocasına boşanma davası açtı ve ayrıldılar çocuklarınıda aldı yanına o başardı ama benm gözüm de o kadar büyüdü ki anlatamam o adamın kahrını çekmedi kaderim deyip rağzı olmadı evini bile aldı umarım çok mutlu olurbndan sonraki hayatında .bir kadınolarak okadar gururlandım ki eğer kadın isterse yapamyacağı Hiçbir şey yok önemli olan istemekti istedi,sabretti ve uyguladı bütün mesele bu umarum o kadında bunu başarır yinede ben umud ediyorum .