HERKES OKUMALI SENİ
hayrettin TAYLAND
Beş yaşındaydım. Komşumuzun oğlu Selçuk ile dışarıda oyun oynuyorduk. Selçuk’un abisi eve gelin maç var,maçı izleyelim. Gittik içeri.Hayatımda ilk kez maç izliyorum. Beşiktaş –Sarıyer maçı var. Selçuk’un abisi fanatik Beşiktaşlıydı. Beşiktaş maçı kazanınca Beşiktaş’tan övgülerle bahsetti. Bizi ikna etti. Biz ve mahallenin birkaç çocuğu Beşiktaş’ı tuttuk. Bir hafta öyle geçti. Herkesi Beşiktaşlı yapmayı çalışıyoruz.
O hafta on kişiye yakın Beşiktaşlı olduk.
Bahar yeni gelmişti. Mahallenin 5 km ötesindeki dağdaki kar beyaz gelinliğini atmamıştı. Bahar değişerek geliyordu.Bahar yeniliktir. Bahar başka başaklara başkalaşımdır. Bahar aşktır. Bahar içleniştir. Karın beyazlığı, Beşiktaş’ın beyazlığı devam ediyordu. Bu Pazar Beşiktaş –Fenerbahçe derbisi vardı. Baharın gelmesiyle her taraf ,yemyeşilliğe taraf. etraf mis kokuyordu.
Evin penceresinden dışarıya baktığımda her yer çiçek, her dalda bir kanarya. Her taraf yeşildi. Evimizin camında yeni anılar erişim gibi sarıya sarımlaşıyordu. Hele evin sarı gülün rengi içme başka başka duygular ekliyordu. Annem-babam akrabalarım gidince, yeni on kişilik BJK grubunu bizim eve çağırdım. Derbi 17’de başlayacaktı. Herkes geldi. Herkesin gözündeki heyecanı görünce biraz daha heyecanlandım. Maçtan önce TRT’deki Türk Sanat Müziği korusunu konserinin bitmeyişi sabrımızı zorlamıştı. Konser bitmiş ama bizde bitmiştik. Konserden sonra herkes nefesini tutmuş, Maç başlamasını istiyordu. Reklâmlardan sonra nihayet izleyeceğimiz ilk derbi maçı başladı. Nefesler tutuldu .Tutulmalar tutuldu.Pür dikkat kesilmişim. Gözler ekranda. Futbolcular sahaya geldiğinde stadın hareketliliği, heyecanın saha kadar inişi, bizde farklı bir hava estirmişti. Kadrolar açıklandı. Beşiktaş’da sandığımız üçlü –Metin-Ali-Feyyaz üçlüsünü görünce sevindik. Fenerbahçe’de ise Selçuk-İlyas, Alpaslan’ın isimlerini ezbere biliyorduk. Derken maç başladı. Hep ayakta, hep ayaktayız.
- İlk yarı maç dengeli geçti. Beşiktaş çok iyi oynayamıyor. Defansta Alpaslan geçit vermiyor. İlerde Selçik, İlyas harikalar yaratıyor. Beşiktaş’tan Rıza, Ulvi , hata üstüne hata yapıyor. 15 dakikalık maçtan sonra herkes FB’yi beğenmiş FB müthiş , sahası çok güzel. Her şeyi bize güzel gelmişti.
-Hatta birçoğumuz neden FB’yi tutmuyoruz. İkinci yarı başladı. BJK’nın tutukluğu bizi üzüyordu. Eriyip eriyip kendimize geliyorduk. Soluk soluğa kalmışız. Ses yok,gol yok, alurta maçı izliyoruz..
-Derken o sırada FB güzel ir atağından sonra Selçik müthiş bir gol attı. FB kendi sahasında 1-0 önde götürüyor. Beşiktaş toparlanamıyor, hatta defansa çekiliyor. Bir sonra İlyas’ın müthiş çalımlarla attığı gol geldi. Odada benle birlikte on BJK vardı. Bir haftalık BJK’liyiz. O da Selçuk’un kurgusu Nevzat’ın propagandasıyla başlamış. Mahalledeki tüm çocuklar ilk kez maç ve takım tutmaya başlamıştık.. 2-0’dan sonra BJK biraz toparlanmaya başladı. FB defansı geçit vermiyor. Derken maç bitti. Odada bir sükunet herkesin yüzünde bir soğukluk. Mahalle dağa fazla uzak değildi. Karlar erimiş, çiçekler açılmış, her taraf yeşillenmiş, hoşluk yeni hoşnutlar eklemişti. .Maçtan sonra on kişi maçı tartıştık. Sonra dedim ki FB, çok iyi, üstelik lider ve BJK’den ikili sisteme göre 5 puan öndedir. FB daha iyi bu gidişle BJK şampiyon olamaz. Neden FB’yi tutmuyoruz. Selçuk, İlyas, Alpaslan, Müjdat ve futbolcular Türkiye’nin en iyi futbolcuları. En iyi saha, en iyi futbolcu, en iyi seyircisi FB olduğunu herkes gazetelerde yazıyor.
BJK neden çıktı? Bu konuşmama çoğu herkes yürekten imza attı. Pencereden dışarı baktığımda yandaki kayısı ağacın üstünde bir kanarya vardı. Erik ağacının sarı çiçekleri ve kazağımın rengi bir ikileme götürdü. Sarı çiçeklere bakıp öylece kaldım. Birden odaya dönüp herkese ben artık FB’liyim. Hadi herkes FB’li olalım .
-Herkes birden yaşa yaşa.
-FB sen çok yaşa...
-Tüm mahalle sen çok yaşa.
Burda artık bir fener yanar.
Kalbimiz yanar.
Amaçlar yanar
Yüreğimizdeki fener hep yanar.